Hepimizin yaşam içinde kendimiz için hedeflediklerimiz vardır.

Kimi zaman hırslarımıza yenik düşer, hedefimize ulaşmak için doğru olmayan yollar seçeriz.

Bazen hedefimize ulaştığımızda, kullandığımız yöntemleri sorgular, üzüntü duyarız.

Bazen ise sadece hedefe ulaşmış olmanın mutluluğunu yaşarız.

***

İnsan hayatının büyük bölümü günlük kaygılarla geçiyor.

Bu kaygılar bizi öyle bir noktaya getiriyor ki, ölümlü olduğumuzu unutuyoruz.

Sanki sonsuza kadar yaşayacakmışız gibi bedenimizi ruhumuzu zorluyoruz.

Bunun yanlış olduğunu anlayabilmemiz için ise ağır bedeller ödüyoruz.

***

Konfüçyüs, bazı insanlara bir şey öğretmenin en iyi yolunun bunu örneklerle göstermek olduğunu biliyordu.

Bu yüzden sınıfın tam karşısına geçti.

Eline bir vazo aldı, tüm öğrencilerin görebileceği şekilde vazoyu havada tuttu.

Diğer elinde bir elma vardı.

***

Öğrencilerin meraklı bakışları arasında, elmayı vazonun içinde bıraktıktan sonra, vazoyu yere koydu ve şöyle dedi:

“Elmayı vazodan çıkarmayı başaran öğrenci, elmayı yiyebilir.”

Çocuklardan biri acıkmıştı, ilk o davrandı ve elini vazonun dar ağzından içeri soktu.

Elmayı yakaladı, çıkarmaya çalışıyor, ama başaramıyordu.

***

“Elimi çıkaramıyorum” diye seslendi

Konfüçyüs:

“Elmayı sıkı sıkı tutmaktan vazgeçmediğin sürece, elini çıkarman mümkün olmayacaktır” dedi. Çocuk elmayı elinden bırakmak istemiyordu; ama sonunda zorunlu olarak bıraktı.

Elini vazodan çıkardığında, yüzünde şaşkınlık okunuyordu.

Öğrencileri şaşkın halde Konfüçyüs'e sordular:

“Elmanın vazodan nasıl çıkarılabileceği konusunda sizin bir fikriniz var mı?”

***

Konfüçyüs gülümsedi.

Vazoyu yerden alıp ters çevirdi.

Elma vazonun içinden yuvarlanıp avucunun içine düştü.

Çocukların hepsi gülmeye başladı.

Aslında bu kadar basit bir şeydi...

***

Konfüçyüs, “Fakat bu, göründüğü kadar basit değil” dedi.

Elmayı havada tutuyordu konuşurken.

“Bazen bir şeyi gerektiğinde bırakabilmek, zor bir iştir. Onu bırakabilmek de bir beceridir. Eğer bir şeyi zorla tuttuğunuzda, ulaşmak istediğiniz şeyi engellediğini görüyorsanız, o zaman onu özgür bırakmalısınız. Eğer yanlış bir şey yapıyorsanız, o zaman buna son vermelisiniz. Eğer kendinize ve başkalarına karşı dürüst davranmıyorsanız, bu hilekarlığı hemen durdurmalısınız. İşte, ancak o zaman hedefinize ulaşabilirsiniz.”