Türk televizyon dünyasının sevilen isimlerinden Ayşecan Tatari ve Edip Tepeli çiftinin ayrılık haberleri, son günlerde magazin gündemini meşgul ediyordu. Çiftin annesi, usta oyuncu Aliye Uzunatağan, İstanbul Nişantaşı'nda basın mensuplarıyla karşılaştığında konuyla ilgili net açıklamalarda bulundu. Uzunatağan, "Evleri ayırdılar ama çok şeker aileler. Birlikte keyifli ve çok dostlar. Birlikte iş üretiyorlar. Yalnızca evleri ayırdılar" diyerek durumu doğruladı.
İş birliği sürüyor
Aliye Uzunatağan'ın açıklamalarından, Tatari ve Tepeli çiftinin profesyonel hayatlarında bir değişiklik olmadığı anlaşılıyor. Uzunatağan, çiftin birlikte iş üretmeye devam ettiğini vurgulayarak, ayrılığın sadece ev yaşamlarıyla sınırlı kaldığını belirtti. Bu durum, sanat dünyasında sıkça rastlanan profesyonel iş birliklerinin, kişisel ilişkilerden bağımsız olarak sürdürülebileceğinin bir örneği niteliğinde.
Torunun mutluluğu ön planda
Aliye Uzunatağan, ayrılık sürecinde en çok torununa odaklandığını ifade etti. "Torunum üzülseydi üzülürdüm, o da kabul etti. Çocukların hepsi iyi" sözleriyle, aile içinde çocuğun duygusal durumuna verilen önemi vurguladı. Bu yaklaşım, boşanma süreçlerinde çocukların psikolojik sağlığının korunmasının önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Ayrılık haberlerinin ardından Ayşecan Tatari, 36. yaş gününde Instagram hesabından yaptığı paylaşımla durumu resmen doğrulamıştı. Tatari, "Aile olmak baki. Sevgililik ise bitebiliyor. Müjgan'a da dediğim gibi neden bilmiyorum ama oluyor bazen işte. Bazı şeyler değişiyor ama esas önemli bazı diğer şeyler ise sonsuz" sözleriyle, ilişkilerindeki değişimi kabul etmişti.
Yakın mesafede ayrı evler
Aliye Uzunatağan, Edip Tepeli'nin kızına yakın bir yerden ev tuttuğunu açıklayarak, çiftin çocuklarıyla olan ilişkilerini sürdürme konusundaki hassasiyetlerini ortaya koydu. Bu durum, ayrılık sonrası ebeveynlerin çocuklarıyla olan bağlarını koruma çabalarının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.
Ayşecan Tatari ve Edip Tepeli'nin ayrılık süreci, Türk magazin dünyasında sıkça rastlanan bir senaryoyu yansıtıyor. Çiftin profesyonel yaşamlarını ve ebeveynlik sorumluluklarını ön planda tutarak, dostane bir ilişki sürdürme çabaları, modern aile yapısındaki değişimleri ve uyum süreçlerini gözler önüne seriyor. Bu süreçte, özellikle çocuğun duygusal durumuna verilen önem, toplumsal açıdan örnek teşkil edecek bir yaklaşım olarak dikkat çekiyor.