Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, devrim ve düşünceleriyle dünya dilerlerinin övgüyle sözettiği Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği ve sadece Türkiye’de kutlanan 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı nedeniyle çekilen bir reklam filminde Atatürk ve bir çocuk arasındaki geçen konuşma muhteşem, sizlerle paylaşmak istedim.

Bahar geldi, her taraf yemyeşil, doğanın uyanması ile yüreğimin heyecanı bir başka oluyor. Ülkemin yarınları çocuklar iki gün önce rengarenk kıyafetleri ile coşkuyla kutladılar bayramlarını. O sevinci mutluluğu bende yaşadım. Sanırım 5 yıl önceydi, İşbankası’nın o müthiş reklamı aklıma geldi. ulusal TV kanallarında en çok izlenen saatlerde günlerce yayınlanmıştı, çok etkilenmiştim. Ulusal TV kanallarında en çok izlenen saatlerde günlerce yayınlanmıştı, çok etkilenmiştim, mesaj doluydu. Zor günlerden geçtiğimiz bu günlerde yüreğimize iyi geleceğini, bizi güçlendiriceğini düşünerek tekrar hatırlatmak istedim. Reklam, Atatürk ile küçük bir çocuğun bir gül bahçesindeki diyaloğu üzerine kuruludur. Bir diken Atatürk'ün parmağına batar, çocuk bir dikenin nasıl Atatürk'ün elini delebildiğini sorar. Atatürk "Batmaz mı?" der. Çocuğun Atatürk'e "Senin elin kanar mı?" sorusu üzerine Atatürk "Kanamaz mı?." cevabını verir. Bu cevap üzerine şaşıran çocuk "Ama, sen Atatürk değil misin?" der. Atatürk olduğunu söyler. Çocuk hala şaşkın halde "Ama" der, ancak Atatürk sözü alır:
Sen Atatürk’sün senin elin kanar mı?.

Gül, Çocuk, Atatürk

CANIN YANACAK, ELİN KANAYACAK AMA YILMA

Atatürk "Sen şimdi bırak benim kim olduğumu. Bu gülü yetiştireceksen canın yanacak, elin kanayacak, güneş seni terletecek. Bu bahçede gül bitmez" diyenler olacak. Gül öyle yetiştirilmez, böyle yetiştirilir diyenler olacak. Sen kendine şunu soracaksın (Ben burayı gül bahçesi yapmak istiyor muyum? Ben burada dünyanın en güzel güllerini yetiştirmek istiyor muyum) Eğer çok istiyorsan, ne eline batan diken ne de söylenenler umurunda olacak. Kim olursan ol tek isteğin şu kokuyu duymak olacak. Anladın mı?" Çocuğun "Anladım" cevabı üzerine Atatürk, "Aferin sana! Hadi bakalım devam" der. Ne müthiş bir diyalog. Haluk Bilginer'in Atatürk'e benzerliği, eleştirmenler tarafından çok olumlu karşılanmış ve birçok yorum yapılmıştı. Atatürk rolünde ilk kez oynayan Bilginer, bu rolden büyük onur duyduğunu ve zevkle oynadığını söylemişti. Reklam Atatürk'ün karşılaştığı güçlükleri de çok iyi yansıtmıştı.
KIŞI DA BAHAR HALİNE DÖNDÜRÜR
Birçok kültürde ilk gülün beyaz olduğu ve diğer renkteki güllerin beyaz gülden türediği şeklinde efsaneler ve mitler (Eski Yunan dilinde -söylenen ya da duyulan söz anlamında kullanılır) vardır. Beyaz gülün anlamı o el değmemiş güzelliğiyle, saflığı, masumiyeti ve gizliliği sembolize eder. Kırmızı sevgiyi, pembe hayranlığı, koyu pembe zerafeti, turuncu çekiciliği, sarı dostluğu sembolize ediyor. Bu yazının son sözünü Hz. Mevlana ile bitireyim; “Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür. Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de sevinç haline sokabilir”.

Ağaç Ile Ilgili Yaşadıklarınızı Yazınn

AĞAÇ İLE İLGİLİ YAŞADIKLARINIZI YAZIN

Aşırı sıcaklar bastırmadan ağaç dikmek için her hafta hatırlatma yapacağımı yazmıştım. Çevre-Yaşam köşesinin takipçilerinden Esin Kurt Olcaylı beni arayıp arkadaşı Prof. Dr. Ayşe Lahur Kırtunç ve Ece Saatçıoğlu’nun, insanların ağaç ile ilgili yaşadıklarını toplayıp kitap haline getireceklerini söyledi. Görüştüğüm Kırtunç ve Saatçıoğlu, “Ağaçlara pek çok farklı açıdan bakılmasına vesile olacak, ağaç duyarlığını ve bilincini yaratabilecek, kişisel deneyimleri mutlaka yansıtan anı, öykü, deneme, şiir gibi kurgu kategorisinde, en fazla on sayfa uzunluğunda yazılı metinleri bir araya getirip ‘Ağaç Kitabı’ başlığıyla 2025 yılı sonuna doğru yayımlamayı planlıyoruz. Birkaç yayınevi ile görüşmelerimiz sürmekte, dosya belirginleştikçe yayınevi de netleşecektir. Akademik bir kitap olmasa da öncelikli olarak akademide kurgu metin üreten meslektaşlarımıza ve katılacağını umduğumuz yazarlara bu kitap çağrısının gönderilmesini hedefledik. Çağrı metnimizi uygun gördüğünüz meslektaşlarınıza ve yazarlara iletmenizden ve bu kitapta metaforik olarak bir dikili ağacınızın olmasından memnuniyet duyarız. Ağaç Kitabı projesi için yazışmalar [email protected] e-posta adresi üzerinden yapılacaktır. Yazılı metinlerin kabulü için son tarih 30 Haziran 2025 olarak belirledik. Katkılarınızı ve görüşlerinizi hasat mevsiminin heyecanı gibi bir duyguyla, merakla ve tutkuyla bekliyoruz” diyorlar. Ağaçlar, insan yaşamının en önemli unsuru. Bazen adına “Hayat Ağacı,” “Kozmik Ağaç,” “Yaşam Ağacı,” “Kutsal Ağaç,” “Şifacı Ağaç” veya “Dilek Ağacı” deriz, ağaç gibi kök salmaya çalıştığımız yaşantımızda bir dikili ağacımızın olmasını önemseriz.

I M G 20250422 W A0000

Gazeteci Ahmet Aydın Akansu, okullarda Atatürk’ün ağaç sevgisini, kurduğu ormanları, Yalova’daki bir çınar ağacının dalını kestirmemek için yaşadığı evi raylar üzerinde uzaklaştırdığını ve Yalova’da 1929 yılında kurulan içinde 2000 yıllık ağaçların bulunduğu Atatürk Arboretum’unu (Ağaç Müzesi) görsellerle anlatıyor.

Bravo..ege'ninde Yerli Keten Tohumu Var 2

BRAVO…Ege’nin ilk yerli tohumu Efe35 ve Cemre35

Türkiye’nin en önemli gazetecilik okulu kabul edilen Yeni Asır Gazetesi’nde 1984-94 yılları arasında birlikte çalıştığım meslektaşım Sevda Boduroğlu, Ege'nin ilk liflik keten tohumları olarak geliştirilen keten çeşitleri 'EFE35' ve 'CEMRE35' basın toplantısına davet etti. Ülkemde tarımla ilgili yaşanan sıkıntıların içinde bu haber umut verici oldu. Bu yıl ilk kez İzmir'in Menemen ilçesi ve Tire ilçesi Kahrat Mahallesi'nde ekilen liflik keten çeşitleri çiçek açtı. Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve Döngü Kooperatifi ortaklığında yürütülen 'Türkiye Orijinli Liflik Keten Genotipleri ile Keten Tarımının Tekrar Canlandırılması ve Kırsal Kesim İçin Gelir Getirici Yeni Faaliyet Alanlarının Yaratılması' projesi kapsamında EFE35 ve CEMRE35 keten çeşitleri Ege'nin ilk liflik keten tohumları olarak tescillendi.

Bravo..ege'ninde Yerli Keten Tohumu Var

SULAMAYA GEREK YOK

Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Yağlı Tohumlar Şube Şefi Ayşegül Altunok Memiş konu ile ilgili bilgi verdi, "Türkiye'nin her tarafından toplanmış olan farklı türlerde binlerce materyal muhafaza ediyoruz. Bunların içinde de keten genotiplerimiz var. Bize ilk gelindiğinde liflik de çalışılmak istendi. İlk liflik çeşitlerimiz Ege Bölgesi için geliştirme amacıyla çalışmalarımızı yürüttük ve seleksiyon ıslahıyla 2024 yılında tescil süreci tamamlandı. Bunlar teknik sap uzunluğu ve lif oranları, lif verimleri bakımından istenilen parametrelerde standartların üzerinde yer almıştır. Ortalama 150 ila 180 kilogram dekara verimleri var. Aynı zamanda liflik ketenlerde hasat dönemleriyle bağlantılı olarak hem tohum hem de lif elde edebilme seçeneğimiz var. Bu da üreticilerin için alternatif bir ürün olarak sunulmuştur. Sulama ihtiyacının olmayışı tamamen kışlık ektiğinizde doğal yağışlarla yetişen çiftçiye maliyeti olmayan bir ürünümüz”