Müziğiyle besteleriyle 90'lara damgasını vurmuş bir isim o. “Senden Uzak”, “Delice Bir Sevda”, “Yaz Aşkım” ve “Hurma Gözlüm” gibi artık -birer klasik- şarkılarıyla, kendine özgü saygılı ve sempatik duruşuyla herkesin takdirini kazanmış, yaptığı müzikle anılan bir isim Ege.
Ülkemizde 70’ler, 80’ler, 90’lar , popüler müzik adına önemli adımların atıldığı yıllardır...
Örneğin halk türkülerimiz Batı’nın enstrümanlarıyla icra edilmiştir...
Batılı melodilere Türkçe sözler yazılmış bunlara da aranjman ismi verilmiştir...
Doğu ve Batı'nın enstrümanları bir arada çalınmıştır...
Halk şiirleri Batılı formlarda bestelenmiştir...
Özellikle 60, 70 ve 80’ler aranjmanlar ve Anadolu pop zirvededir...
Şarkılar, o yılların bir pusulası olmuştur.
90’lar ise daha özgün bestelerin müzik piyasasını canlandırmasına yol açmıştır...
-GİTARLA BAŞLAYAN MÜZİK YOLCULUĞU-
Bu yazıda,
90’ların çok sevilen müzisyen bestecisi , kariyerinin 30.yılında Ege’den söz etmeye çalışacağız.
Ağabeyinin bir gitar almasıyla müziğe yönelmiştir sanatçı.
Kendini geliştirmek için Maria Rita Epik’in müzik okuluna gitmiştir.
Bir yandan piyano dersleri de almış, ufak ufak da besteler yapmaya başlamıştır.
Verdiği röportajlarda
o dönemini şu sözlerle aktarır İzmirli Müzisyen Besteci Ege;
“Yaptığım her şarkıyı onunla paylaşıyor ve fikrini alıyordum.
Maria Abla yalnızca bestecilik değil, bu işi meslek anlamında nasıl taşımak gerekliliği üzerine bana kılavuz ve yoldaş oldu.
Bugün insanların saygı duyduğu bir sanatçı Ege var ise bunda Maria Rita Epik’in imzası vardır.”
-İLK ALBÜM;
‘SENDEN UZAK’-
1994’te “Yaz Aşkım”ı besteler Ege.
Bu beste İzmir’deki yerel radyolarda sık sık istek alır, çalınır.
Ege’ye artık bir güven gelmiştir.
Yıl 1995’tir.
Odasına kapanıp saatlerce besteler yapmaya çalışan Ege, sonunda ilk albümünü çıkaracaktır. Albümüne de “Senden uzak bir otel odasında şimdi yalnızım/ Anlamı yok dost olmuyor başucumda duran kitabın/ Sonu gelmez sonu yok ucu yok dibi yok/ Bir hasret girdabındayım” sözleriyle başlayan “Senden Uzak”ın ismini verir.
Albümdeki 9 şarkının bestesi de Ege imzalıdır. Patlamıştır albüm, klip de çekilmiştir.
Müzik eleştirmenlerine göre bol Flamenkoludur, Ege-Akdeniz müziğini yansıtmaktadır “Senden Uzak” ve diğer besteleri.
-"DELİCE BİR SEVDA"-
Albümdeki “Delice Bir Sevda” günümüzde de keyifle dinlenmektedir;
“Delice bir sevda, delice bir tutku bu/ İçimde sancısı, yüreğimde korkusu/ Öylesi sardı ki, bu hırçın sevda beni/ Kaçamam susamam, kapalı kaçış yolu…”
Klibinde Deniz Seki’nin rol aldığı oldukça kaliteli bir şarkıdır da “Delice Bir Sevda”
Şarkı hâlâ bütün gece mekanlarında ve radyolarda çalıyor, konserlerine gidenler hep bir ağızdan eşlik ediyor Ege’ye.
Ege, yakın zamanda oldukça güçlü yorumuyla günümüz soundlarına da uyarlamıştır bu bestesini.
-ALBÜMLERİ-
• 1997 - Sevildiğini Bil Yeter
• 1999 - Sevdanın Denizinde
• 2001 - Aşkların En Güzeline
• 2003 - Sonsuza Kadar
• 2006 - Bir İzmirli'nin Not Defterinden
• 2008 - Karnaval
• 2010 - Suya Düşen Sesler2014 - Yalan
• 2014 - Beteri Var
• 2018 - İsyan Şarkıları
• 2018 - Mustafa Kemal'in Askerleriyiz
• (Ege Kurtuluş Savaşı Destanı’nı besteledi, 10 bölümden senfonik eserlerden oluşan destanın ilk parçası ‘Mustafa Kemalin Askerleriyiz’ 2018’de yayınlandı, marşın tüm gelirlerini de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bağışladı)
• 2019 - Ey Bandırma
• 2020 - Kiraz Ağacı
• 2020 - Sen Var Ya.
• Yaşar Güvenir’in klasiği ‘‘Sensiz Saadet Neymiş’’ eserini çağdaş ritmi ile yeniden yorumladı.
Ege, ayrıca her yıl ortalama 100 konsere imza atıyor.
Sadece pandemide zorunlu iptal edilmiş konserleri.
Hedefini de şu cümlesiyle özetliyor; “Yaptığım birkaç güzel şarkım, insanlara dokunmalı.”
-İZMİRLİ EGE-
İzmir’e geldiğinde Üçkuyular’da oturan annesinin evinde kalan, sık sık kentin sokaklarında, çarşılarında dolaşan Ege’nin İzmir hakkındaki düşünceleri de şöyle;
“Ben İzmir’e döndüğümde hep hayalimdeki yani geçmişte kalan İzmir’e döndüğümü düşünerek mutlu oluyorum.
Çünkü İzmir çok değişti. Hayat herkesi olduğu gibi bütün dostlarımı da başka yerlere götürüyor.
Onları hala çok seviyorum ama şunu hissediyorum; İzmir’de kalsaydım Ege olamazdım…
İzmir genel anlamda cezalandırılan bir şehir.
Neredeyse 40 yıldır geçim kaynakları kapatılmış, tüketilmiş, diz çöktürülmeye çalışılan asi ruhlu bir şehir.
Çocuk gibi İzmir.
O yüzden İzmir’e döndüğümde bir gün burada olacağım diyorum ama ne zaman olacağını kestiremiyorum.”
-BESTELERİNİN KAYNAĞI-
Bestelerinin kaynağını da şu sözleriyle anlatıyor İzmirli Ege;
“Belki 2000’e yakın bestem var. Ama bir eserin beste olabilmesi için kayıt altına alınması gerekir. Yazdıklarımdan çok unuttuklarım var öyle söyleyeyim.
Her albüme hazırlanırken ben 30-35 şarkı besteliyorum.
Albüme girmeyenleri de unutuyorum.
Unuttuğum epey şarkı var.
Üretimimin kaynağı her şeyden önce işime duyduğum aşk, disiplin ve istikrar.
Bestecilik ilk başlarda evet duygularla ilgili olabilir ama zamanla giderek bu sizin mesleğiniz olacaksa duyguların yanına muhakkak disiplin ve istikrarı katmanız gerekiyor.
Sadece ben kendi hayatımı, hissettiklerimi anlatacağım dediğiniz an ikinci albümde sönersiniz.
O yüzden biraz daha işin tekniğine, dünyada ne yapıldığına, çevrenden etkilendiğin olaylara da bakmak lazım.
Mühim olan o an akla gelen ‘heh bunu severler’ diyeceğiniz melodi değil.
Yani yaygının peşinde koşmak yerine saygının peşinde koşmak çok daha önemli bence.
Bu yüzden dünyayla çok iletişim halinde olmamız gerekiyor.”
(MaviŞehir Dergisi 2021’deki röportajından)
-KİTAPLAR DA YAZDI-
Ege kitap da yazıyor.
Şu an okurlarıyla buluşan üç kitabı var.
2017’de “İsyan”, 2019’da “Asil Dede’nin Düğünü”, 2021’de de “Kedice Bir Sevda” raflarda yerini almış.
Birden fazla da baskılar yapmış kitapları.
Ege kitapları için de şöyle konuşuyor;
“Kitaplar insanlar gibidir; onların da nerede doğup, nerede büyüdüğü, kimlerle karşılaştığı, kaderini de kısmetini de belirler.
Yıllarca şarkılar için kurduğum bu cümleyi, şimdi kitaplar için sarf etmek bana şaşırtıcı gelmiyor.
‘İsyan’ da benim ilk göz ağrım.
Yazmayı sürdüreceğim, elbette besteler de yapacağım…”
Bize de,
dostumuz Ege’ye Nice nice 30 yıllara” demek düşüyor…
