Gerçek anlamda kitap tanıtımı yapmak, onları yazıya dökmek kolay değil. Bilgi, birikim, deneyim, araştırma, kalem kıvraklığı ister. Bu tür yazıların ustalarından biri de eğitimci, şair, yazar Bahri Karaduman’dır.


Çeşitli yazın dergilerinde, Cumhuriyet Kitap’ta özenli kitap tanıtım yazıları, denemeleriyle de izlenen, dikkat çeken bir yazardır. Türkçenin varsıllığını bilir, dilin olanaklarını ustalıkla kullanır.


Önce şiirleriyle tanıdım Bahri Karaduman’ı. “Sevdanın Rengi Ne” adlı ilk şiir kitabını 2000 yılında Atadost Yayınları’ndan çıkarmıştı. Bir kitap tutkunudur Karaduman. İyi okurdan, bilinçli okurdan yanadır. Kitabın hakkını verir. Çünkü onlar “gerçek değerlerin her zaman ayırdında”dır der.


Yıllardır çeşitli sanat-edebiyat toplantılarında buluşuruz, kucaklaşırız. Vefa İstasyonu’nu hazırlayan, emek veren dostlarımızın içinde yer alır.


Karaduman bir İzmir sevdalısıdır aynı zamanda. Sanırım 40 yıllık İzmirlidir o da benim gibi. İzmir’de çeşitli liselerde öğretmenlik yapmıştır. İzmir’de yaşayan, kitap yayımlayan yazarların, şairlerin yapıtlarını önemser, öne çıkarmak ister. 2012’de “Işığa Yeniden Bakmak” adlı kitabında söylediklerini anmadan geçemem: “Sanat ışığı yalnız İstanbul'dan yükselmiyor. Görebilenler için İzmir ışığı da önemli. Batıdan yükselen bu ışığa da bakmak, aydınlığından yararlanmak gerek. İzmir ışığı, yarınlarımız, geleceğimiz, Türkiye'miz için çok önemli. Işığa yeniden bakmalı. O ışık hiç sönmemeli.”


Aydınlığın, aydınlanmanın, ışığın erdemine, gücüne inanan bir şair, yazar olarak Bahri Karaduman, rahatsızlık duymasa bu sözleri etmezdi. Sanat, kültür, yazın bağlamında İstanbul’un egemen kılınması, İzmir’in ve diğer kentlerin görmezden gelinmesine Bahri Karaduman’ın tepkisidir bu sözler. Nice yapıtlara imza atmış, nice sanat, yazın, kültür adamı yetiştirmiş İzmir kentini eksiltmek, görmezden gelmek Karaduman’a dokunur, o yüzden yükseltir sesini. Yazar, paylaşır duygularını.


İzmirli ya da İzmir’le özdeşleşmiş nice ünlü yazar ve şair değil mi İstanbul’da çıkan, ülkemizin başka yerlerinde yayımlanan dergilere yazanlar, çizenler? Bu ışığı görmeli, bu aydınlanma kenti önemsenmeli, ayrımına varılmalı diye çırpınır durur yıllardır.


Bu yıl çıkan “Işık Daha Da Parlak Olacak” (*) deneme-eleştiri-söyleşi kitabında İzmir’i, İzmir’in aydınlığını, sevgisini kitaplar aracılığıyla yeniden dile getiriyor Karaduman.


Yunus Bekir Yurdakul'un, Karaduman için söylediklerine, yazdıklarına kulak kabartmamak, gözden ırak tutmak olası mı? “Okur, çizer; okur, not düşer, okur, dert edinir; okur, söyler... İlle ki paylaşsın, duyursun ister... Başka gözler de görsün onun dikkatinde çoğalanları... Satırlarında çığlık çığlığadır heyecanı, yüreğinden yükselen çocuk hevesi...
Dünyanın/ dünyamızın yazını ilgi çemberindedir, genişçe açar şemsiyesini. Ne ki başka bir derdi de nicedir koynunda soluklandığı kentidir, İzmir’dir.”


Berin Taşan, Hidayet Karakuş, Tuğrul Keskin, Aytül Akal-Mavisel Yener, Halim Yazıcı, Osman Akbaşak, Emel Kayın, Recai Şeyhoğlu, Saime Bircan Sak, Zeliha Akçagüner, Halit Şekerci gibi yapıtlarını değerlendirmiş Bahri Karaduman bu kitabında. Buna kendimi de eklersem ayıp olmaz değil mi? Bahri dostum “Oğuz’ca Yolculuk” kitabımı da tanıtmış.


Son söz yine Bahri Karaduman’dan: “İzmir’in yalnızca kültür ve sanat alanında değil, her yönden Türkiye için değerini, ne denli önemli olduğunu yorulmadan anlatmayı görev bilmeliyiz.”


(*) Işık Daha Da Parlak, Bahri Karaduman’ın deneme, eleştiri, söyleşi kitabı. Duvar Yayınları- İzmir, Mart 2017, 188 sayfa