Cumhuriyet’i, ilke ve değerlerini, Büyük Önder Atatürk’ü yalnızca savunmamış; onu “düşünerek, yazarak, anlatarak” yaşamış bir aydın entelektüel bilim insanıydı. “Cumhuriyetin Yaşayan Hafızası” unvanını hak eden bir isimdi de. Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Mustafa Kemal Atatürk’e gönülden bağlıydı. Oğlunun ismi de, Mustafa Kemal’di.

Almanca, Fransızca, İngilizce ve Macarca konuşan Nermin, 14 yaşında Budapeşte'deki Türk Büyükelçiliği'nin kapısına gitmiş, büyükelçiye ‘Babam Türk'tü. Ben Türkçe bilmiyorum. Türkiye'de okumak istiyorum. Param yok, beni Türkiye'ye gönderin' demişti. İdealist büyükelçi de Nermin'in cebine para koymuş, tren biletini de alıp Türkiye'ye yollamıştı.

İşte o Nermin, Türkiye'de “Prof. Dr. Nermin Abadan Unat” oldu! 104 yaşında aramızda ayrılan bir ilham kaynağıydı.

Sosyolog, siyaset ve iletişim bilimciliğinin yanında Türk dil bilimine de büyük katkı vermiş akademisyendi Unat. Yazar ve çevirmendi de. Sosyal ve toplumsal konulardaki duyarlılığıyla da dikkat çekmiş, eserleri birçok dilde yayımlanmıştı.

Bir Cumhuriyet Meşalesi; NERMİN ABADAN UNAT

“Onun hayat hikâyesi Türkiye’nin yakın tarihinin de her safhasıyla nefis bir tasviridir.”
(Prof. Dr. İlber Ortaylı)
“Unat’la Mülkiye’de tanıştım. Karşımda ‘tüm dünyadan haberi olan ve yeni bilgileri sıcağı sıcağına öğrencileriyle paylaşan, yürüyen kütüphane’ gibi bir hoca buldum.”
(Prof. Dr. Emre Kongar)
“Büyük bir yüreklilikle kendini devrimcilik savaşına adadı. Hem de hiç yılmadan, boyun eğmeden, ödün vermeden.” (Gazeteci Yazar Hıfzı Topuz)

-“YÜZ YILLIK UMUT”


Cumhuriyet kuşağının en önemli temsilcilerindendi Nermin Abadan Unat. 104 yıllık yaşamının büyük bir bölümünü anlatan ve 100.yaşında yazdığı kitabı “Yüz Yıllık Umut” kitabında yer alır şu ifadeler;

“Göç, kamuoyu, kadın araştırmaları gibi alanlarda yaptığı, uluslararası ölçekte literatüre giren çalışmalar, kaleme aldığı eserler, yetiştirdiği isimlerle Türkiye’nin yetiştirdiği en kıymetli bilim insanlarından. Kısaca ‘Hocaların Hocası’.
Yüzüncü doğum gününü kutlarken, bütün bir ömrün bilançosunu çıkarıyor ‘Yüz Yıllık Umut’ adlı kitabında.

Anne-baba sevgisi görmediği ebeveynleri ve hayat boyu örnek aldığı öğretmeninden anlatarak başlattığı çizgiyi torun ve öğrencilerine kadar getiriyor. Kendi deyimiyle aklının erdiği günden itibaren bütün bir ömrü, yaşadıkları ve yaşadıklarından çıkardığı dersleri, her konuda edindiği tecrübeleri, meslek hayatını, bilimsel çalışmalarını, ona hocaların hocası dedirten akademik hayatını, kendi hocalarını, yakın dostlarını, öğrencilerini, tanıdıklarını ve elbette kuruluşundan bugüne Türkiye'nin geçtiği dönemeçleri de beraberinde anlatıyor. Bilançonun sonunda, asla ödün vermediği düşünceleri ve inandığı değerleri yazıya döküyor...
Azmini ve umudunu hiç yitirmemenin gururuyla!”
Unat Hoca da şunları eklemişti; “Kitabın, bazı kısımlarını yeniden düzenleme gereği duyduğum, yeni eklemeler yaptığım, 25 yıl sonra gerçekleştirilen bu yeni baskısında, yaşama ilişkin ve bazı özel dostluklarla ilgili anılarımı ekledim.
Bugün tüm dileğim, Atatürk izinde giden, laik ve demokratik bir Türkiye’ye veda edebilmektir.” Maalesef; bu dileği gerçekleşemeden aramızdan ayrıldı Unat.

-YAŞAM ÖYKÜSÜ-

Yine kendi ağzından 100.doğum gününde -yani 4 yıl önce- verdiği röportajdan alıntılayalım; "İzmirli iş insanı babam Paris-İstanbul arasında trenle mekik dokuyan genç bir Türk işadamı. Macaristan'da tanıştığı bir kadınla evlenir. Bunu da ailesine açamaz.1921’de ben doğdum.Ana dilim Almanca. Sonra Fransızca ve İngilizce öğrendim. Annem kumarbaz! 1935’te, 14 yaşımdayken babam öldü. Annem bütün paramızı kumarda kaybetti ve beni okutamayacak hâle geldi. Bir gün bana dedi ki, 'Ben artık seni okula gönderemem. Hayatını kazan.'

Türkiye’de kurulan Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki gelişmeleri de yabancı gazetelerden takip ediyorum. Türkiye farklıydı. Bir tek Türkiye, Cumhuriyet kurdu. En önemlisi ise Türkiye’de erkek kız farkı gözetmeksizin herkes için parasız eğitim getirileceğini öğrendim. Her şeyi göze aldım, Türkiye’ye gidebilmek için önce büyükelçiye gittim; derdimi anlattım. Beni anlayışla karşıladı. Türkiye’ye gidebilmem için bir bilet ve bir kimlik verdi. Düşünün, ben daha 14-15 yaşındaydım o zaman. Kararımı verip 5 Kasım 1936 tarihinde Budapeşte’den Türkiye’ye hareket ettim. Ben her şeyimi Türkiye’deki Cumhuriyeti kuranlara borçluyum. Atatürk’e, İsmet Paşa’ya, o dönemin yöneticilerine borçluyum.”

-İLKLERİN HOCASI-

Siyaset bilimi ve iletişim konusundaki akademik çalışmalarıyla alanında çok önemli bir isimdi Nermin Abadan Unat Hoca. Mektebi Mülkiye’nin(Siyasal Bilgiler Fakültesi) ve akademi dünyasının önemli bir değeriydi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin(SBF) asistanlık dahil olmak üzere tüm akademik kadrolarına atanan ilk kadın bilim insanıydı.”, Mülkiye’nin efsane hocası” diye anılırdı.

Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda çalışmalar yaptı ve Avrupa Konseyinde Türkiye’yi temsil ederek kadın-erkek eşitliği üzerine de çalışmalar yürüttü Unat.

"Puplic Opinion" sözcüğüne "Kamuoyu” karşılığını Türkçemize kazandırdı.

Sonradan “halkla ilişkiler” olan “halkla münasebetler” sözcüğünü literatürde ilk kez o kullanmıştır. 1978 – 1980 yılları arasında CHP’den kontenjan senatörü olarak Meclise girmiştir.2015 Çağdaş Yaşam Cumhuriyet Ödülü sahibiydi de.

Unat’ın ismi İzmir’de de yaşatılmaktadır. 8 Mart 2022’de Çiğli Belediyesi şık bir davranışla açtığı Kadın Yaşam Merkezi’ne “Nermin Abadan Unat” ismini vermişti.

-BOĞAZİÇİ DİRENİŞİNE BASTONUYLA DESTEK-

Nermin Abadan Unat, uzun yıllar Boğaziçi Üniversitesi’nin siyaset ve iletişim biliminin de öncülerinden bir öğretim üyesiydi.

Dile kolay bu üniversitede 22 yıl da ders vermişti.

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin hukuksuzluklara karşın başlattığı direnişin 150.gününde de eyleme bastonuyla katılmış, bu desteği yansıtan fotoğrafı hafızalarda yer etmişti.

Prof.Dr. Unat o gün akademisyen ve öğrencilere “Ben 1 ay sonra 100 yaşında olacağım. Bu ülke daha güzel günleri hak ediyor. Sizler gençsiniz; ülkenizden ümidinizi kesmeyin, dayanın!” demişti.

ndan'ın hukuksuz biçimde işten çıkarılmasının ardından başlattıkları o

-İLHAM KAYNAĞI-

Nermin Abadan Unat’ın yaşam öyküsü, günümüz kuşaklar için ilham kaynağı olacak pek çok ayrıntıyı barındırır.

Türkiye eşsiz bir bilim insanını,, hocaları hocasını, deyim yerindeyse “Kaderini azmiyle, mücadele içinde ve çelik iradesiyle değiştiren” bir aydınını…

Herkesin tanıması, bilmesi gereken çok özel mümtaz bir kişiliği…

İnsan hakları ve demokratik değerlerin, çağdaşlaşma ülküsünün, özerk üniversitenin tutarlı savunucusunu…

Bir örnek Cumhuriyetçi’yi ve yılmaz Atatürkçü’yü yitirdi.

Ruhu şad olsun, güzel anısıyla yaşasın…