Ne zaman insana dair bir şeyler düşünsem, yazmak istesem, aklıma Sait Faik'in “Alemdağ'da Var Bir Yılan” öyküsünde geçen şu sözü gelir: "Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burda her şey bir insanı sevmekle bitiyor."
İnsanı sevmek, insana inanmak, insana dokunmak…
Özellikli, ayrıcalıklı bu durumun içinde sevginin, özverinin, içtenliğin, inceliğin, sevecenliğin varlığı, varsıllığı ile “bir insan sesi duymak” ne güzeldir, ne anlamlıdır, ne çoğuldur.
Sahi bir insan sesi duymak, kimi zaman nasıl da önemlidir, nasıl da değerlidir, nasıl da özlenir.
Bir şiir tümcesi, bir şiir kitabı; şair Yusuf Alper’den: “Bir İnsan Sesi Duymak”. (*)
Bir süredir kitaplığımda, okunmalar durağındaydı.
Vücudumdan taşlı safra kesesini aldırdıktan sonra, dinlenme ve onarım sürecimde dokundum sayfalarına. Önce adıyla sevdim, bana yakın geldi. Dinlenip dinlenip okudum. Onun içsesini duydum.
İnsansızım; bir sarmaşığın bakışı gibi aynaya
Dört duvar arasında durup durmadayım
Sen geliyorsun aklıma
Öfkeyle kovuyorum
Hele ameliyatımın sonrasında şiirin, yazının, sanatın emekçisi dostların sıcak, içten seslerini duymak, sanal ortamın olanaklarıyla iletilerini, yazdıklarını ses gibi duyumsamak, ne büyük varsıllık, inanın.
Bilgisunar’dan, telefondan iyi dileklerini ileten, insan sesinin sıcaklığını duyuran sanat, yazın, basın ortamından nice dosta tek tek yanıt verememenin eksikliğini duyumsadım. Bağışlasınlar; ama ben hepsini gönlüme, yüreğime yazdım.
Sevgili yazar dostum Mavisel Yener, TRT’den eski dostum İlhami Arslan da beni Safra Kesesizler Kulübü’ne katmışlar. Sağ olsunlar.
Sözü insan sevgisine de getirmişken, Mahzuni Şerif’in türkü dizelerine uğramadan geçmek olası mı? “Güneşe saygıdandır, çiçeğin boyun eğmesi. / Bütün aşklardan yücedir insanın insan sevmesi”
Gerçekten ne yüce insanın insanı sevmesi, insanın insana saygı duyması, insan sesinin bütün duyarlığını, sevgisini yansıtması…
İyi ki şiir var, sanat var, edebiyat var; iyi ki insan sesi var.
Bunca yıldır sanatın, yazının içinde yaşayan bir kişi olarak, ne iyi diyorum böyle dost, değer bilen aydınlık dostlar biriktirmişim, sevgiler çoğaltmışım içimde.
HAYATIN TANIĞI BİR GAZETECİ: ERBİL TUŞALP
Edebiyatımızda Vefa İstasyonu 6 yıldır İzmir’de sürüyor. Bu akşam 33. kez merhaba diyecek izleyenlerine. İstasyonumuzun konuğu araştırmacı gazeteci-yazar Erbil Tuşalp; inadına ve hep gazeteci…
Benim de 45 yıl önce TRT Haber Merkezi’nde birlikte göreve başladığım, dostum Erbil Tuşalp…
Bu akşam saat 18’de Alsancak’ta Türkân Saylan Kültür Merkezi’nin 7. katı şenlenecek.
Genel sunumu Yunus Bekir Yurdakul’un yapacak. Nalan Yılmaz’ın yöneteceği açık oturumun konuşmacıları ise gazeteci-yazar dostlar Fikret İlkiz, Okan Yüksel, Serdar Kızık.
Eğitimci, yazar Düriye Ayyıldız, “Tuşalp’in Sözcükleriyle Hayata Bir Yolculuk”a çıkaracak izleyenleri.
Görsel ve kurgusal çalışmalar her zaman olduğu gibi Vefa İstasyonunun iki emekçisi Ferhat İşlek ve Osman Akbaşak’tan.
Gecede müzik olmaz mı? O da Yılmaz Demirbaş’tan.
DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ
Özünde var olan yaşamsal gücüyle, insanı insan yapan değerleriyle, toplumsal belleği geliştiren yapısıyla, özgürlükçü, aydınlanmacı, çağdaş yüzüyle, insanın ve dünyanın değişebileceği umudunu yücelten duruşuyla tiyatroyu nasıl unutabiliriz.
Bugün Dünya Tiyatrolar Günü. Değerince, önemince, anlamınca kutlansın, tiyatrolar çoğalsın, tiyatro izleme alışkanlığı daha artsın istiyor gönlümüz elbette.
(*) Bir İnsan Sesi Duymak, Yusuf Alper şiirleri, Vapur Y.