“Bugün Pazar”,
Dünya'nın Mustafa Kemâl Atatürk'ten sonra "En Çok Tanıdığı Türk" Nâzım Hikmet'in "ölümsüz" şiirlerindendir.
"Bir Cezaevinde Tecritteki Adamın Mektupları'' şiirinin üçüncü kısmıdır aslında.
1938’de Ankara Merkez Komutanlığı Cezaevi’nde kaleme almıştır.
Sık sık da düzeltmeler yapmıştır üzerinde.
Cebinden eksik etmediği küçük bir not defterinde bu şiirin ilk çalışmaları,
şairin el yazısıyla mevcuttu.
***
Nâzım Hikmet, bir "kumpasla" 17 Ocak 1938’de "askerî isyana teşvik" suçlamasıyla açılan "Donanma Davası" kapsamında tutuklandı.
Yaza girerken de Ankara’dan İstanbul'a sevk oldu.
Once Prens Adaları, ardından Silivri açıklarında demirleyen "Erkin" zırhlısında görülüyordu dava...
Nâzım 37 yaşında girdi hapse, 50 yaşında çıktı.
Hapishane Edebiyatımız'a da birbirinden muhteşem eserler kattı.
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın dediği gibi: “Uluslar büyük oğullarıyla soluk alır.” der.
"Ulusları yaşatan, büyüten bıraktıkları izlerle büyük olan evlatlardır.
İşte Nâzım, bu büyük oğulların en değerlilerinden biridir."
Kim ne derse desin!..
***
"Bugün Pazar"a gelelim...
Yazar-Çevirmen Vedat Günyol, şairin iyi dostlarındandır.
Ona göre;
"Nâzım Hikmet'in vatanı dünyadır, evrendir. Kimse onu vatansızlığa mahkum edemez. Bir Dünya vatandaşıdır Nâzım!"
Nâzım Hikmet’in hapiste olduğu günlerde Vedat Günyol, onu ziyarete gider.
Nâzım "görüşmecisi"ne götürülmek üzere gemiye bindirilir.
Gemi iskeleye yanaşırken Vedat Günyol, şairin her zamanki gibi elindeki not defterine bir şeyler yazdığını görür güvertede.
***
Vedat Günyol gemiye alınır.
İyi dostlar sarılırlar içtenlikle...
Hasretlik bir başkadır.. Nâzım, çok yakışan gülümsemesiyle;
‘'Üstat, bir şiire başladım.’' der.
Ve ağır ağır okumaya başlar;
"Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldanmadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben…
Bahtiyarım…"
***
Aylardır Korona Belâsı yüzünden yasaklar içindeyiz.
Hele taksit taksit karantinalar...
Cumartesi-Pazar
sokağa çıkma yasakları!
Bir tür cezaevi durumları yaşıyoruz.
Yaşlısıyla, genciyle...
Çocuklarımızla!
Güneşe, gökyüzüne hasretlik çekiyoruz...
Sıkılıyoruz, patlıyoruz!..
Hepimizi bezdirdi, yordu!..
***
Yine de...
"Aslolan hayattır" diyeceğiz her türlü olumsuzluğa karşın.
Travmalar yaşayabiliriz süreçte, Nâzım Baba'nın "Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak/
Unutma; aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak" dizelerini usumuzdan çıkarmayacağız asla!
Umudun çiçeğini soldurmayacağız.
Güçsüz olmayacağız.
Yaşamı ciddiye alacağız.
Teslim olmayacağız!
Biz yenilmedik ki dostlar!
SON SÖZ YERİNE;
"Bugün Pazar"...
Yararlanılan Kaynaklar: (www.nazimhikmetran.com, odatv, Fevziye Özberk )