Çocuklarımız ve gençlerimiz bizim geleceğimiz! Dolayısı ile çevreyi onlara emanet edeceğiz.Bu nedenle bugünden doğal kaynakları ve doğayı nasıl koruyacaklarını onlara öğretmeli, inandırmalı, bilinçlendirmeliyiz!Tabii bunu sağlayabilmek için de öncelikle bizler eylem ve yaşam tarzımızla onlara örnek teşkil etmeliyiz.

Çocukların eğitimi bilindiği gibi ilk olarak ailede başlar.Ailenin çevre konusunda bilinçli ve sorumluluk sahibi olması, çocuğun ilk çevre eğitimi açısından son derece önemlidir. Çocukların beton duvarlar arasına kapanıp kaldığı günümüzde, onlara toprağa dokunma, birlikte fidan dikerek tabiatla iç içe olabilmelerini sağlama, doğa sevgisinin oluşturulmasında etkili olacaktır. Bitki ve hayvanlara zarar verilmemesi gerektiği, onların da canlı varlıklar olduğu hikâye, masal ve belgeseller vasıtasıyla aktarılmalıdır. Bilindiği gibi çocuk eğitiminde model olma çok önemli ve etkilidir. Çocuklar söylenenlerden ziyade şahit olduğu davranışları uygulama eğilimindedirler. Bu sebeple doğru bir çevre bilinci oluşturma noktasında da, çocuklarda ebeveyn davranışları son derece önemlidir. Örneğin evinde su, elektrik tasarrufu yapıldığını, yemeklerden arta kalan bitkisel yağların değerlendirildiğini gören bir çocuk otomatik olarak bu davranışları tekrarlayacaktır. Elindeki çiğdem, izmarit,meyva kabukları dahil hiçbir şeyi yere atmayan çöp sepeti arayan ebeveynlerin çocukları da aynı davranışı tekrarlayacaktır. Çevreyi kirletmemeye özen gösteren, cam, plastik, kâğıt gibi atıkları biriktirerek geri dönüşüme katkı sağlayan ailelerin çocukları diğerlerine nazaran çok daha bilinçli olacaktır. Bu nedenle öncelikle bizler iyi birer doğa dostu olarak evlatlarımıza doğru örnek teşkil etmeliyiz.

Çevrenin korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesi konusunda devlete ve vatandaşlara çeşitli görevler düşmektedir. Ülkemizde bugün ortaya çıkan çevre sorunlarının ana sebeplerinden birisi, bilinçsizlik ve buna bağlı olarak gelişen duyarsızlıktır! Çevre sorunlarının çözümünde eğitilmiş bireyler ve toplum son derece önemlidir.Çevre bilincine sahip olmayan bir insan, yaşadığı dünyada kendisinden sonra başkalarının da yaşayacağını; aslında bizlerin bu dünyada misafir olduğunu, bizlerden sonra da dünyamıza gelecek insanların var olduğunu ve onların da bu kaynakları kullanacağını idrak edemez. Hâlbuki hava, su, toprak gibi doğal kaynaklarımız bize korunması, geliştirilmesi ve gelecek nesillere en güzel şekilde devredilmesi için verilmiş bir emanettir. Bu nedenle geleceğimizin emanetçisi olan çocuklarımıza ve gençlerimize doğal kaynaklarımızı korumayı öğretmek, doğa sevgisi ve çevre bilinci aşılamak en önemli ödevlerimizden birisidir!
Ne yazık ki ilk ve orta düzeydeki öğrencilerde yapılan bilimsel araştırmalarda çocuklarımız ve ergenlerimizde çevre bilincinin yeterli düzeyde olmadığı,bunun temel nedeni olarak da, okullarda çevre ile ilgili, özellikle uygulamalı dersin bulunmadığı, müfredatta yer almadığı vurgulanmaktadır.” Ne ekersen onu biçersin!”,”Ağaç yaşken eğilir”,gibi atasözlerimiz son derece doğru ve bizlere rehberdir!Bu nedenle öncelikle evde ebeveynlere özellikle de çocukla daha direk temasta olan annelere,okulda da öğretmenlere çocuklarımızın ve gençlerimizin Çevre bilinci aşılanmasında ve eğitilmesinde büyük ödevler düşmektedir.Tabii bir ebeveynin çocuğuna çevre bilincini aşılayabilmesi için öncelikle kendisinin de o bilince sahip olması gereklidir.Bunun için de öncelikle Milli Eğitim Bakanlığının ilk ve orta düzeydeki okullarda, daha sonra YÖK’ün tüm üniversitelerde,” Çevre bilinci ve Doğal Kaynaklarımızı Koruma,”Uygulamalı dersleri koymasını sağlamalı,Ayrıca da Halk Eğitim Merkezlerinde atıkların değerlendirilmesi kursları açılmalı,Camilerde vaazlarda,televizyonlarda sürekli Çevre ile ilgili bilgilendirmeler yapılmalı,yerel yönetimler eliyle Çevre bilinçlendirme eğitimleri ve etkinlikleri gerçekleştirilmelidir.Yani topyekün Çevre Eğitimi ve Bilinci Seferberliği başlatmalıyız ki ,Çevre Sorunlarından kurtulalım ve bunu vicdanlarımızda,beynimizde hissedip algılayalım!