CHP İzmir Gençlik Kolları ve CHP İzmir Üniversite Komisyonu tarafından Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen çalıştayda üniversite gençliğinin barınma, geçim, eğitim ve ifade özgürlüğü sorunları ele alındı. Çalıştaya CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın’ın yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, CHP İzmir İl Başkanı Çağatay Güç ile CHP İzmir Milletvekilleri Ümit Özlale ve Salih Uzun katıldı.

“Gençler bugün kuşatma altındadır”
CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın konuşmasında gençlerin yaşam koşullarının giderek ağırlaştığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Gençler bugün kuşatma altındadır. Barınmadan tutun eğitim, beslenme, güvenli yaşam gibi tüm alanlarda acı bir tablo ile karşı karşıyayız. Gençler geçim derdine düşerek eğitim hakkından vazgeçiyor. Gençler bir sosyal medya paylaşımı nedeniyle gözaltına alınıyor. Niteliksiz eğitimle, baskıyla bu neslin umutları tüketilmek isteniyor.”
KYK burslarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Aydın, mevcut burs miktarının gençlerin temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu söyleyerek şunları dile getirdi:
"Bugün 3 bin TL’ye yükselttik diye gururlandırdıkları KYK bursu ille bir tane çeyrek altın alınamıyor. Hepimizin cebindeki delik giderek büyüyor. Haklarımız engelleniyor. Bu düzene razı olmamızı bekliyorlar. Yemekhane zamlarına itiraz edenleri gözaltına alalım, tweet atsın gözaltına alalım diyorlar. Susan bir gençlik yaratmak istiyorlar. Bizim gençliğimiz her zaman sesini yükseltti. Bizler mücadeleyi büyüteceğiz, bu vatan yedi düvele karşı gençlerin önderliğinde tüm dünyaya örnek oldu. Biz onların evlatlarıyız. Bizim 100 yıllık bir sorumluluğumuz var. CHP olarak KYK burs teklifimizi açıkladık. Ben az 10 bin TL, en az bir çeyrek altın. Son 6 yıldır, Kasım ayının ilk haftasında açıklanan burs hala açıklanmadı. Buradan da soruyorum Bakana, bunun sebebi beceriksizlik mi yoksa burs rakamından dolayı utanıyor musunuz? Hiç mi gençlerin derdini konuşmuyorsunuz? Bugün gençlere reva gördüğünüz 100 lira ile bir kahve bile içemezsiniz. İfade özgürlüğüne ağır bir baskı var. Öğrenci toplulukları engellemeler içerisinde. Kampüslerde hakkını arayan öğrenciler polis barikatıyla karşı karşıya kalıyor. Biz bugün çalıştayımızda bu tabloya karşı asıl bir hat kuracağımızı konuşacağız. Gençler hakkını alana kadar mücadelemiz devam etmeli. Bu sorunu üstlenmezsek daha kötü bir eseri gelecek arkadaşlarımıza bırakacağız. CHP olarak gençliğin iktidarını koymayı hedefliyoruz”

“Bu çalıştay bir yakınma değil çözüm üretme yeri olacak”
CHP İzmir Gençlik Kolları Başkanı Ruhsar Selis Çelik ise konuşmasında İzmir’de üniversite gençliğinin yaşadığı barınma ve geçim sorunlarına dikkat çekti. Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:
“İzmir, demokrasinin, dayanışmanın kentidir. Bu kentte üniversite gençliği barınamıyor, geçinemiyor. Geleceğimi kurabilecek miyim sorusunu kendisine soruyor. Bu tablo, gençliği görmeyen bir anlayışın sonucu. Biz bu anlayışa itiraz ediyoruz. Burada söylenecek her söz bu salonda sınırlı kalmayacak. Gençlik kollarımızın politikalarını doğrudan etkileyecek. Bu çalıştay bir yakınma değil çözüm üretme yeri olacak. İzmir’den yükselene ses Türkiye’nin dört bir yanına umut olarak yayılacak. Umudumuz güçlü çünkü örgütlüyüz. Bu ülkenin yarını gençliği yok sayanların elinde şekillenmeyecek. Gençlik susmaz, geri çekilmez, ülkenin geleceğinden elini çekmez.”

Tugay: “Siyaset sadece şikayet etmek değil, çözüm üretmektir”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay konuşmasında üniversitelerde yapılması gereken tartışmalar ile bugün konuşulan konular arasındaki farklara dikkat çekti. Tugay, şu ifadeleri kullandı:
“Eminim bu salondan, ülkemizin siyasetine önemli katkılar verecek, ülkemizin sorunları için çözüm üretecek insanlar çıkacaktır. Bu dünyada bugün burada olmanız, gelecekte de bir şeyleri başaracağınıza dair bir göstergedir. O yüzden sizleri yürekten tebrik ediyorum.”
Gençlere verilen desteklere değinen Tugay, “Biz gençlere ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda elimizden geldiğince destek vermeye çalışıyoruz” dedi.
Ancak üniversitelerde asıl konuşulması gereken konuların değiştiğini vurgulayan Tugay, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bugün üniversitelerde çalıştaylar yapılıyorsa, aslında eğitim kalitesini, üniversitelerde yapılacak araştırmaları, üniversitelerin uluslararası sıralamalarda geleceği yeri konuşmamız gerekir.
Ancak konuşmalarda ağırlıklı olarak öğrencilerin ekonomik sorunlarını, barınma sorunlarını, ifade özgürlüğü sorunlarını konuşuyoruz. Çünkü bunlar yaşanan gerçekler. Sizler bunları bizzat yaşıyorsunuz. Şunu fark etmenizi rica ediyorum: Bugün burada sorunları tespit etmenin ötesine geçen bir şeyler düşünmemiz gerekiyor. Hep birlikte. Bizler bugün daha yetkili makamlardayız, daha fazla icraat yapabilme şansımız var ama her şeyi yapamayabiliriz. Buna rağmen doğrunun ne olduğunu bilmek, doğruyu savunmak ve anlatmak zorundayız.
Siyaset budur. Siyaset sadece şikâyet etmek değil, çözüm üretmektir. Dolayısıyla bugün sizlerin yalnızca sorunları dile getirmesi değil, “Bu sorunlar nasıl çözülür?” sorusuna yanıt üretmesi gerekir. Elbette sorunları tespit etmek önemlidir ama aynı zamanda çözüm üreten bireyler olmalısınız.
Dikkatinizi çekmek istediğim bir başka konu da şudur: Özellikle üniversitelerde, ülkenin yaşadığı yoksulluk ve adaletsizlik ortamı nedeniyle gençler radikal siyasi görüşler etrafında toplanmaya çalışılıyor.
Buna kapılmamanızı öneririm. Dünyada hiçbir radikal görüş, geniş toplum kesimlerini bir araya getirip iktidar olmuş ve kalıcı çözümler üretebilmiş değildir. Radikalizm yalnızca isyan duygusu yaratır ve ardından uzun, sancılı, çözümsüz süreçler gelir.
Bu nedenle sizlerin ve arkadaşlarınızın radikal siyasi görüşler yerine kapsayıcı, merkezde duran, toplumun geniş kesimlerini bir araya getiren siyasi anlayışlar etrafında konumlanmasını çok önemsiyorum.
Ne zaman yoksulluk ve adaletsizlik derinleşirse, radikal akımlar güçlenir. Bunun ülkeye de topluma da bir faydası yoktur. Her iki taraf için de söylüyorum. Kapsayıcı, ortak faydayı önceleyen bir siyasete ihtiyacımız var. Bugün bizi yöneten hükümet maalesef üniversitelerin eğitim kalitesine önem vermiyor. Bu uzun yıllardır böyle. 2012 yılında hazırlanan Gençlik ve Spor Politika Belgesi hâlâ güncellenmedi. Oysa bu belgenin mevzuata göre dört yılda bir yenilenmesi gerekiyordu.
Bütçeden gençlik ve spor hizmetlerine ayrılan pay 2021 yılında yüzde 1,7 iken, 2023’te yüzde 1,24’e düşmüş, 2025’te ise yüzde 1,5 seviyesinde kalmıştır. Bu tablo, niyetin ne olduğunu açıkça göstermektedir. Bugün ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı yüzde 23’e ulaşmıştır. Gençlerin yüzde 70’inden fazlası ise yurt dışına gitmek istemektedir. Üniversite diploması artık tek başına bir gelecek garantisi sunmamaktadır. Liyakattan söz ediyoruz ancak içinde bulunduğumuz sosyoekonomik tablo, sınıfsal bir adaletsizliği kalıcı hale getirmiştir. Yoksul ailelerin çocukları, ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar, bu “liyakat” denilen pozisyonlara ulaşamaz hale gelmiştir.
Ben bir öğretmen çocuğuyum. Bizim zamanımızda çalışarak, okuyarak, sınıf atlamak mümkündü. Bugün bunun giderek imkânsızlaştığını görüyorum. Sahip olunan dil bilgisi, yurt dışı deneyimi, teknik donanım gibi unsurların büyük bölümü ekonomik imkânlara bağlı hale gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti bu durumu değiştiremezse kendi evlatlarını daha yolun başında kaybedecektir.
Sizlerden, eğitimli gençlerden bunu fark etmenizi ve bu adaletsizliğe karşı ses yükseltmenizi istiyorum. Bu adaletsizlik bitmeli ve bunun için hep birlikte mücadele etmeliyiz.” ifadelerini kullandı.

Güç’ten erken seçim mesajı
CHP İzmir İl Başkanı Çağatay Güç ise gençlerle birlikte siyaset yapmanın önemine vurgu yaptı. Türkiye ekonomisinin geçmişten bugüne yaşadığı değişimi anlatan Güç, ülkede ciddi bir umutsuzluk ve gelecek kaygısı bulunduğunu söyledi.
Konuşmasında erken seçim mesajı veren Güç, CHP’nin iktidara hazırlandığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
Çağatay Güç açıklamasında, “Üniversiteli arkadaşların düşünceleri çok önemli. Bana genç siyasetçi diyorlar, 40 yaşındayım. Ancak 20 yaşındaki arkadaşlarımızın düşünceleri çok farklı. Onlarla birlikte olmak ve enerjilerinden faydalanmak beni mutlu ediyor. 1923’te sıfır ekonomi ile başlayan Cumhuriyet 1999’da dünya ekonomisinin 16. Sırasına yükseldi. Sonrasında krizler yaşandı. AKP hükümeti başa geldi. Özelleştirilmelerle beraber, yıllarca ülkenin değerlerini 2008’e kadar satıp sonrasında düşüşe geçen bir ülkede şu an 21. Ekonomiye kadar geriledik. Umutsuzluk, gelecek kaygısı var. Ancak Türkiye Cumhuriyeti çok güçlü bir ülke. Öyle aile devleti değil. Burayı Suriye, Irak değil
Umutsuzluğa kapılmayın. Sizlerin arkasında bizim gibi değerli insanların olduğunu bilin. Türkiye çok şanslı bir ülke. Zenginlikler içerisinde bir ülkeyiz. Bu ülkenin kalkınması çok kolay. CHP, Türkiye’nin birinci partisi, geleceğe dair hazırlıklarımızı yapıyoruz. Ekrem İmamoğlu ile başlayan süreç, Özgür Özel’in oylarımızı yükseltmesiyle ilk seçimlerde iktidar olacağız. İktidar için hazırlıklarımızı yapıyoruz. Yerel yönetimlerimiz gençleri, vatandaşlarımızı, yaşlılarımızı düşünüyor. Şu an kamu iş yapmıyor. Tamamen yerel yönetimlere bırakılmış bir durum var. Bizim yerel yönetimlerimiz olmasa vatandaşa dokunan kurum yok. Devletin kamu kurumları kendini vatandaştan soyutladıkları için onların yapması gereken işi biz üstlendik. Biz yerel yönetimleri staj gibi görüyoruz. İktidara hazırlanıyoruz. 2 sene sonra erken seçim olacaktır. Bizim iktidarımızda gençlerimizin sorunlarını çözeceğiz. Sizler için elimizden gelen her şeyi yapacağız”




