İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, önemli ölçüde CHP’nin seçim sonrasındaki durumunu ele alan ‘Yeni Siyaset Belgesi” başlıklı açıklamalarını sanıyorum ilgili olanlar okumuştur.
Önemli olan bu görüşlerin ne denli doğru olduğu, bu tespitlerin CHP’nin geleceği açısından nasıl bir öneme sahip olduğu gerçeğidir.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim sonrasında istifasını, hatta siyaseti bırakmasını bekleyenler genellikle sade seçmen düzeyindeki kişiler yani halkımızdı. Böyle bir değişimi yeterli bulanlar CHP’nin içinde bulunduğu paradoksların ve kaosun önemli olmadığı, kişilerin gitmesiyle CHP’nin kurtulabileceği öngörüsünü savundular.
Oysa, içi boşaltılmış siyaset ve içi boşaltılmış bir Cumhuriyet Halk Partisi’nin günün koşullarına göre yeniden yapılandırılması, üyesinden genel başkanına kadar mantık değişikliği, yapılan toplantıların kongrelerin, kurultayların laf olsun diye yapılmaması bana göre en büyük tartışmalar arasında olmalı.
Ancak görüyoruz ki şu anda delege iradesini ellerinde tutanlar yine bizim adımıza karar verecek, yine istedikleri yerel yöneticilerini önümüze koyacak ve oy vermemizi isteyecekler. Örneğin, Anadolu’da CHP’nin oy almayı başaramadığı birçok ilin delegesi ile yeni bir ağalık tesis ettirilecek.
Bu yaparken, liyakat, parti tabanının istemleri yerine kimin kimi işe aldıracağı, kim kimi desteklerse nemalanabileceğinin hesabını yapması ağır basacak.
Başarısızlıkta sizin de payınız var
Şimdi komik biçimde görüyorum ki, yıllardır seçim kazanılamayan ekipte yer alanlar koltuklarda üst sıralara geçinde CHP’nin hamle yapacağını söylüyor.
Şu İzmir’de halkının arasından çıkan ve halkını hiç terk etmeyen belediye başkanları parti yöneticilerinin varlığını genç nesil bilemez ama bizler bunları gördük yaşadık.
Birçok belediye başkanı görevinden ayrıldıktan sonra emekli SSK maaşına talim etti. Zor günler yaşasalar bile CHP’li olmaktan ölene kadar gurur duydular. Gültepe’de su gelsin diye halkıyla birlikte kazı yapan Aydın Erten, Dikili’de halkından su parası almadığı için yargılanan Osman Özgüven, İzmir trafiğinde yarattığı kaos nedeniyle minibüslerle ilgili düzenleme yapan ve bunun için ölüm tehditleri alan Yüksel Çakmur. Bu kişiler uzaydan gelmedi, hep CHP içinden çıktı. Tunceli Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu’na övgü düzenler CHP’nin yarattığı sembol isimleri anmaz oldu.
CHP’de Sembol isimler nerede ?
Asrın nezaket sembolü Şeref Bakşık, partisini büyük bir onurla temsil eden Dr. Sedat Akman da CHP’liydi. Bu önemli şahsiyetler siyasetten zenginleşmedikleri gibi ellerindeki paraları da partileri için kulandılar.
Mahmut Türkmenoğlu Bademler’den çıktı tüm Türkiye’nin tanıdığı dürüst bir siyasetçi olarak hala anılıyor.
Peki bu isimleri böylesine yücelten neydi?
CHP’nin ilkeleri, halka verdiği sözler ve temiz bir siyaset güdüsüydü. Her köyde bir üyesi olan CHP’de şimdi başka partilerden sırf kongrelerde kendisi için oy kullandıktan sonra mensup olduğu partiye oy vermeyen bir durumu tartışıyoruz.
Tüm bunlara baktığımızda CHP’yi kurtaracak siyaset belgesinin önemli bir dönüşümü içermesi, başlangıçta kayıplar yaşansa da sağlam bir temel üzerinde yeniden yapılanma gerçekleşmesi elzem olan noktadır.
Gönder Mustafa Sarıgül’ü Erzincan’da başarılı olsun diye aday yapma mantığından kurtulup, Erzincan’da tüm milletvekillikleri CHP’nin nasıl alacağı tartışılmalıdır.
İzmir’in duyarlı seçmenini arkasına alıp “Ben istediğimi yaparım arkadaş” diyenlerin bir an önce bu sağlıksız kafadan kurtarılmasıdır. AKP’nin din temelindeki politikalarından ürken korkan İzmir halkının “Nasıl olsa bize oy verecekler” rahatlığından vazgeçip oy vermeyenleri nasıl ikna edebileceğini düşünenlerin partiye egemen olması kaçınılmazdır.
Bu yazdıklarım önemli dönüşümün sadece küçük detayları sayılabilir. Gençlik kollarında 18 yaşında CHP’ye gelenler bugün 50’sini geçti ve CHP’nin hala iktidar olamadığını görmekten sıkıldı. Son seçimde bu nedenle TİP’e, Yeşil Sol’a oy verenlerin İzmir’deki varlığı irdelenmelidir.
Tüm bunları yaparken laf olsun diye yapılan toplantılar değil, gerçekten sonuca gidecek tartışmalar yapılmalıdır.
