Siyasi partilerinde ikballeri sona eren veya erme tehdidi yaşayanlar son yıllarda en güvenli liman olarak CHP’yi görmeye başlamıştı. Bu gelenek Bülent Ecevit’in DSP’sinde de kısmen yaşandı. 12 Eylül sonrasında kurulan ANAP, bünyesine dört eğilimi alırken, soldan da döneklerin bir bölümü bu partiye katılmıştı.. Turgut Özal’ın bu konudaki en çok örneklediği kişi ise yanlış hatırlamıyorsam Cavit Kavak olmuştu.

Türkiye siyaseti savruldukça döneklere olan talep giderek arttı. CHP içerisinde özellikle bürokrasi hayatını sağ ile geçiren Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal’ın da bir çıt üzerine çıkarak hiç olmaması gereken bazı isimleri de partiye aldı ve büyük sorumluluklar verdi.

Geçmişte DSP’de mesleği tıp doktorluğu olan bir Afyon Milletvekili vardı. Kendisi ile Almanya’ya bir araştırma gezisine katılmıştım. O tarihte Fetullah Gülen sayesinde DSP listesinden seçildiği aleni olarak söyleniyordu. Almanya’daki gezide şarapları birbiri üzerine devirirken birisinin cep telefonu ile fotoğraf çekmesinin ardından hayli tepki göstermişti.

CHP Stratejisi çöktü

CHP’nin son seçimleri sağın en radikalleri ise kazanma fikri çok tartışıldı. Şunu gördük ki; birincisi o partilerin kendilerine hiç hayrı yokmuş. İkincisi ile olan üyelerine bile Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verdiremediler. Şimdi 40 milletvekili dolayındaki kazançları ile yollarına devam edecekler.

Bu vekiller ülke için bir kazanç mı yoksa bir grubu daha ballı emekli yapmak mı yaşarsak göreceğiz.

Bir başka sonuç ise CHP’yi ele geçiren babasının malı gibi kullanıyor olması. 10 Aralıkçı Oğuz Kağan Salıcı bunun son örneği. Sen getir zaten 4 milletvekilliğini başkalarına verdiğin listelere kentin kabul etmeyeceği iki milletvekilini daha ekle git.

Bu listelere yapıldığında tepki göstermeyenler şimdi feveran ediyor. İzmir’in yetiştirdiği birçok değerli isme rağmen deyim yerindeyse bağırta bağırta listelere giren ülkeyi kurtaracak zatlar şimdi İzmir’i tanıyacak (Kendi tanımlamaları) eğer tanırlarsa da hizmet edecekler.

Bana solculuk ahkamı kesmezler umarım. Türkiye İşçi Partisi’nin de İzmir’den aday bulamayıp İstanbul’dan gazeteci ithal ettiği kentte başı sıkışan solculuk üzerine ahkam kesiyor.

Dürüstlük nerede kaldı?

Aldüllatif Şener’in istifası ve açıklamaları CHP içerisindeki derin krizi ve irini patlattı. Şener yıllarca kaldığı AKP’den istifasına gerekçe olarak buradan kaynaklı yolsuzlukları ve uygunsuzlukları önü sürmüştü. Sanıyorum dönüşü ile “Ömrünün kalan ahir zamanını iktidar olarak geçirmek” eylemine uygun oldu. Bu geçişin tehlikeli tarafı ise CHP’de gördüğü hataları öne sürmek. Oğlunu iktidarın emrine veren Baba Abdüllatif, soyadına baktığımızda çok ŞEN görünüyor. Mardin’de çektiği halayları paylaşan Abdüllatif Efendi’nin soyadının sonundaki ER bölümü ise hayli tartışmalı hale geldi.

CHP’ye gelmeyi göze alanların bu partinin ortalama değerlerine saygı göstermesini üyesi ve seçmeni elbet bekliyor. Ama bunu unutun. “Türkiye’de sol iktidar olmaz” cümlesinin arkasına sığınıp bundan sonra da yapılacak vahim yanlışlıklara hazır olun.

Urla’da CHP’yi kayyuma teslim edenler uzaydan mı gelmişti! Şimdi ise bu vahim hatayı kimse üstlenmiyor. Hatta bunlardan birisi parlamenter yapılarak ödüllendirildi.