İzmir’de cami avlusuna terk edilen bebek yoğun bakımda
İzmir’de cami avlusuna terk edilen bebek yoğun bakımda
İçeriği Görüntüle

Çiğli Belediyesi önünde başlayan belediye emekçilerinin eylemi, dördüncü gününe girdi. Tüm Bel-Sen İzmir 2 No’lu Şube öncülüğünde sürdürülen eylemde, çalışanlar toplu iş sözleşmesinden doğan haklarını talep ediyor. Günlerdir belediye önünde toplanan emekçiler, maaşlarında yaşanan gecikmelerin ve söz verilen sosyal hakların hayata geçirilmemesinin kabul edilemez olduğunu vurguluyor.

Eylemde konuşan Tüm Bel-Sen İzmir 2 No’lu Başkanı Fırat Belen, belediyelerin son dönemde sıklıkla aynı bahaneyi kullandığını belirterek tepki gösterdi. Belen, “İzmir’in neredeyse her yanında belediye emekçilerinin eylemleri sürüyor. Ne zaman görüşmeye gitsek, tüm başkanlardan aynı cümleyi duyuyoruz: Para yok. Ardından da ‘enkaz devraldık’ diyorlar. Eğer gerçekten enkaz devraldılarsa, bunu kimlerin yarattığını da açıkça söylemeliler” diye konuştu.

Belen ayrıca, hükümetin belediyelere yönelik baskısının bilindiğini, ancak bu baskının faturasının emekçilere kesilmesinin adaletsizlik olduğunu vurguladı. Krizin bedelini emekçilerin ödememesi gerektiğinin altını çizen Belen “İktidar belediyeleri sıkıştırıyor diye, bu durumun bedelini alın teriyle geçinen bizlere ödettirmeyin” dedi.

2-339

Gaz yiyen bizdik, hakkımızı istiyoruz”

Tüm Bel-Sen İzmir 2 No’lu Şube tarafından yapılan açıklama şu şekilde:

“İki yıldır İzmir’in her yanı belediye emekçilerinin eylemleriyle çalkalanıyor.
Ve her defasında yaptığımız görüşmelerde belediye başkanları, sanki sözleşmişler gibi, kendileri açısından en kolay cevabı verip ‘para yok’ diyorlar. ‘Enkaz devraldık’ diyorlar.
Eğer gerçekten bir enkaz devraldıysanız, o enkazı kimlerin yarattığını çıkın, açık açık söyleyin.
Enkazın sorumlusu emekçilermiş gibi davranmayın.
‘Hükümet belediyelere çok baskı yapıyor’ diyorsunuz.
Biz bunu bilmiyor muyuz sanıyorsunuz?
Evet, iktidar belediyeleri silkeliyor ama siz de bunun karşısında faturayı emekçilere kesiyorsunuz.
Oysa, yoksulluğa mahkûm ettiğiniz bu emekçiler, ülkenin içinde bulunduğu karanlıkta sizinle aynı meydanlarda demokrasi ve özgürlükleri savunan emekçilerdir.
Siz meydanlara çıkıp protokolde yerinizi alıp evlerinize döndüğünüzde, bugün haklarını teslim etmediğiniz o emekçiler o meydanlarda gaz yiyordu, tazyikli su yiyordu, gözaltına alınıyordu.

İstenirse yapılabilir

Biz işte bu emekçilerin haklarını istiyoruz.
Para yok diyorsanız, yaptığınız tasarrufları görmek istiyoruz.
Makam araçlarının kontağını kapatmak, piyasaya yaptığınız ödemeleri öteleyip emekçilerin haklarını öncelemek gibi onlarca yolu ve tasarruf tedbirini denemek sizin elinizde.
Kimse sizden bu koşullarda belediyeyi kara geçirmenizi beklemiyor.
Ama emekçilerin alacaklarını ödeyebilecek tedbirleri almanın, istenirse mümkün olduğunu biliyoruz.
Bunun başka yerlerde örneklerini de görmeniz mümkün.
Neredeyse bütün İzmir belediyelerinde bu sorunlar yaşanırken, İstanbul’da benzer sözleşmeler imzalayan belediyelerde böylesi sorunlar yaşanmıyor.
Burnunuzun dibinde, Manisa Büyükşehir Belediyesi’nde rahmetli Ferdi Başkan bir yılda 983 milyon gelir fazlası elde etmişti.
Dediğimiz gibi; istenirse yapılabilir.
Aksi takdirde, emekçilerin inadı ve yan yana durma iradesiyle biz hakkımız olanı alacağız.”

Muhabir: Rojda Dolgun