Dünyadaki, özellikle bölgemizdeki gelişmeler Türkiye'yi bir "Ateş Çemberi" içine soktuğu
görülüyor. Doğu Akdeniz'de ki oluşumlar İsrail'in öncülüğünde Mısır, Yunanistan, Güney
Kıbrıs Cumhuriyeti, Fransa, Amerikan petrol kartelleri Türkiye'nin ekonomik ve siyasi
geleceğine ipotek koyacak bir işbirliği içersine girmişlerdir.
Bunu kırmak için Türkiye'nin Libya hamlesi yerinde bir girişimdir.
Ancak yeterli değildir.
Suriye'de mutabakat içine girdiğimiz Rusya, Libya'da karşımızda yer almıştır.
AB bu mücadelede karşımızdadır.
Türkiye bekası için yeni müttefikler bulmak zorundadır.
Bunların başında Suriye gelmektedir.
Esad'la varılacak bir anlaşma hem Suriye sorununun çözümünü hızlandıracak hem de Libya tipi yapılacak bir anlaşma Akdeniz'de yapılmak istenen girişimlerin tamamen önünü kesecektir.
Güney Kıbrıs Cumhuriyeti'nin limanlarını Rus gemilerine açık olmayacağını deklare etmesinden sonra Amerika''ın uyguladığı silah ambargosunu 42 yıl sonra kaldırması bu gelişmeler içersinde değerlendirilmelidir.
Türkiye, İsrail ve Mısır'la derhal diplomatik ilişki kurmalı ve geliştirmelidir.
Ayrıca İpek Yolu ve Pire limanı projeleri ile Avrupa'ya açılan Çin, Afrika'daki yatırım ve ekonomik ilişkileri, Orta Doğu daki etkınliğini artırmak için Akdeniz de bir " ÜS" aramaktadır.
Bu siyasi konjönktür çeşitli formüller kullanılarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nin
Karpas bölgesinde sağlanabilir.
Böyle bir oluşum bölge dengeleri bir tarafa, dünyada yeni politik gelişmelere yol açar.
En önemlisi Türkiye güçlü bir desteği yanına almış olur.
Türkiye böyle bir olayı iyice düşünmelidir.