Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian, ABD’nin uyguladığı ek tarifelerin ardından önemli açıklamalarda bulundu. Bugün düzenlediği basın toplantısında, Çin ve ABD arasında yapılacak herhangi bir tarife görüşmesinin eşitlik, karşılıklı saygı ve ortak fayda ilkelerine dayandırılması gerektiğini söyledi. Lin Jian, bu bağlamda, iki ülke arasında diyalog ve müzakerelerin yalnızca bu ilkelere uygun bir şekilde gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı.
ABD'nin tek taraflı kararlarına karşı duruş
Lin Jian, ABD'nin tek taraflı adımlarının kabul edilemez olduğunu belirterek, Çin'in bu tür tutumlarla mücadele edeceğini açıkladı. Çin, ABD'nin ticaret politikalarındaki tutumunu eleştirirken, karşılıklı anlaşmazlıkların çözülmesi için yalnızca müzakere ve diyalog yollarının kullanılmasını gerektiğini savundu. Ayrıca, ABD’nin bu yaklaşımının sadece Çin’in değil, tüm uluslararası toplumun çıkarlarını da göz ardı ettiğini ifade etti.
Tarife savaşı ve ticaretin geleceği
Çinli Sözcü, ABD’nin tarifeler üzerinden ticaret savaşını tırmandırma ısrarına karşı net bir duruş sergiledi. Lin, ABD’nin bu politikalarda ısrar etmesi durumunda Çin’in sonuna kadar karşı koyacağını ve her türlü çözüm için müzakere masasına oturmakta kararlı olduğunu söyledi. Ayrıca, Çin’in ticaret savaşları ile değil, barışçıl ve işbirlikçi bir yaklaşım ile ekonomik ilişkileri güçlendirmeyi hedeflediğini belirtti.
Çin'in kararlı tutumu
Çin'in ABD ile olan ticaret ilişkilerinde, tarife savaşları gibi tahrik edici ve yıkıcı adımlar yerine daha yapıcı bir yaklaşım benimsemesini talep eden Lin, bu sorunun çözülmesi için her iki tarafın da karşılıklı fayda sağlayacağı bir zemin oluşturması gerektiğine dikkat çekti. Çin, gelecekteki görüşmelerde, yalnızca eşitlik ve saygı çerçevesinde anlaşmalar yapmayı arzu ettiğini belirtti.
Çin'in bu sert açıklamaları, ABD-Çin ticaret ilişkilerindeki gerilimin yeni bir aşamaya geçebileceğini gösteriyor. Ancak her iki ülkenin de karşılıklı çıkarları doğrultusunda bu tür anlaşmazlıkların çözülmesi gerektiği açıkça ifade ediliyor. Çin, bu süreçte taviz vermeyeceğini ve karşılıklı saygı çerçevesinde bir çözüm bulmayı amaçladığını bir kez daha ortaya koymuş oldu.