Cumhuriyetimizin 10. yılı kutlanırken dünyada yoktum! 

Gaziantep’in Oğuzeli ilçesinde 1946’da doğduğumda, Cumhuriyet 23 yaşındaymış. 

İlkokul, ortaokul yıllarımda Cumhuriyet’i öğrettiler aydınlanmanın seçkin öğretmenleri…

Yaşım 27’ye vardığında, Cumhuriyet’in 50. yıl coşkusunu Ankara’da yaşadım.

İlk şiir kitabım YÜREK SÖYLENCESİ 1998’de Cumhuriyet’in 75. yılı kutlanırken dünyaya geldi. Çifte sevinçle İzmir’de kutlama olanağı buldum.

Zaman zaman düşünürdüm; acaba Cumhuriyet’in 100. yılına da erişebilecek miyim diye. Ne mutlu ki dört gün sonra bu dileğime de kavuşacağım. Sevincimin sınırı yok… Ancak bir yanım da buruk, üzgün, kırgın dostlar! 

Cumhuriyet’in 100. yılı devletçe sönük kutlamalarla, anmalarla mı geçiştirilecekti? Oysa coşkulu, özenli kutlamaların yaşanmasını bekliyordum! Yine de ulusal istenç yengisini, halk sahiplenmesiyle  şu günlerde yaşıyor olmak da umutlandırıyor insanı…

Cumhuriyet değerlerine, devinimlerine, gerçekleştirdiklerine yeniden bakmak, düşünmek, savaşım vermek öncelik olmalı.

Cumhuriyet’le var olan, Cumhuriyet’le taçlanan onurlu, istekli, katılımcı, dayanışmacı, barışçı yolculuğu unutmadan… 

***

Geçen hafta 9 Eylül’deki yazısında Orhan Baykal, Atatürk’e bir şikâyet mektubu kaleme almıştı. Benim de imza atacağım aydınlatıcı bir yazıydı:

“Tüm çabalarımıza karşın bizlere emanet ettiğin Cumhuriyet’in, ilkelerinin, devrimlerinin yıpranmasına, zedelenmesine, örselenmesine engel olamadık. İktidara sahip olanlar kararlı bir biçimde Cumhuriyet’i yıpratmak, ilkelerini özellikle de laiklik ilkesini ortadan kaldırmak için yoğun bir çaba içerisine girdiler.”

***

Bu seçkin, saygın 100. yılda kendime ayrı bir yer ayırdım. 4 kitabımı bu yıl içinde yayımlamaktan nasıl coşkuluyum bir bilseniz… 

Klaros Yayınları’ndan iki kitabım “Telaşlı Anılar Geçidi”, “Bir Rüzgârın Peşinden” ardı ardına yayınlandı.

Pagos Yayınları da “Şiir Boyu İzmir”i, “Çocuklar Geçiyor İçimden”i dost okurlarımın beğenisine sundu. Bunu da kendim için onurlu bir kazanım sayıyorum!

***

Ve sorular… 100. yılda toplumun önemli bölümü vatandaşlık bilincine ulaştı mı? Egemenliğin kuralsız koşulsuz ulusa ait olması özlemi gerçekleşti mi? Demokrat yapı, laik sistem, özgürce yaşam, tam bağımsızlık sağlıklı işliyor mu? Çığ gibi büyüyen cemaate, tarikata, dinci derneklere bağlılık önlenebildi mi?

Vatandaşlık bilinci, egemenliğe sahip çıkma tutkusu, haklarını savunma isteği, Cumhuriyet değerlerine uygun davranış özellikleri halk katlarında gerçekleşebildi mi? 

Haydi o zaman Cumhuriyet’in kazanımlarına, değerlerine, onuruna, aydınlığına, özgüvenine, gücüne… Daha çok sarılmaya…