Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 8 Temmuz 2025 tarihinde verdiği kararla Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğuna ilişkin çok sayıda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi maddesinin ihlâl edildiğine hükmetti. Eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın avukatları Benan Molu, Mahsuni Karaman ve Ramazan Demir bu kararın ardından bir açıklama yayınladı.
Selahattin Demirtaş’ın avukatları, AİHM’in 8 Temmuz 2025 tarihli kararının ardından, “Müvekkillerimizin beraatine karar verilmesi umudumuzu koruyoruz. Bu kararlara uymanın temenni, dilek veya takdiri değil, zorunlu olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz” ifadelerini kullandı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 8 Temmuz 2025 tarihinde verdiği kararla Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğuna ilişkin çok sayıda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi maddesinin ihlâl edildiğine hükmetti.
Eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın avukatları Benan Molu, Mahsuni Karaman ve Ramazan Demir bu kararın ardından bir açıklama yayınladı.
Yayınlanan açıklamada AİHM’in kararında, "Anayasa Mahkemesi’nin 7 Kasım 2019 tarihinde yapılan başvuruya dört yılı aşkın süredir karar vermemesi nedeniyle AİHS’nin 5/4 maddesi, Başvurucunun suç işlediğine dair makul bir şüphenin bulunmaması nedeniyle AİHS’nin 5/1 maddesinde düzenlenen özgürlük ve güvenlik hakkı, Başvurucunun dört yılı aşkın süredir ilgili ve yeterli gerekçe olmadan tutuklu kalması nedeniyle AİHS’nin 5/3 maddesinde düzenlenen gerekçeli karar hakkı, Başvurucu ve avukatlarının soruşturma dosyasına erişiminin engellenmesi nedeniyle AİHS’nin 5/4 maddesi, Başvurucunun siyasi saiklerle özgürlüğünden alıkonulması nedeniyle AİHS’nin 5/1 maddesi ile bağlantılı olarak 18. maddenin ihlali" ihlallerinin tespit edildiği belirtildi.
"BU KARARA UYMANIN ZORUNLU OLDUĞUNU HATIRLATIYORUZ"
Avukatlar açıklamada, “Kararın en önemli tarafı, Sayın Demirtaş ve arkadaşlarına Kobani dosyasında verilen mahkûmiyet kararının dayandığı delilleri boşa çıkarmış olmasıdır. Zira AİHM’in tutuklama için makul suç şüphesi bulmadığı delillerle müvekkillerimiz mahkûm edilmiştir. Geç de olsa, bu ve önceki AİHM kararları uyarınca müvekkillerimizin tahliye edilmesi ve kanun yolları aşamasında müvekkillerimizin beraatine karar verilmesi umudumuzu koruyoruz. Bu kararlara uymanın temenni, dilek veya takdiri değil, zorunlu olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz” ifadelerini kullandı.