Küreselleşme ve ulusallaşma eğilimlerine girdiğimiz günümüzde, Çin'in küreselleşmeyi Amerika'nın ulusallaşmayı baz aldığı görülüyor. Son kongre ile olağanüstü yetkiler alan ABD Başkan'ı Trump ve Şi arasındaki bu farklılık önümüzdeki yıllarda evrensel boyutta kendisini gösterecektir. Kendi görüşlerini egemen kılmak için her iki güç her türlü enstrümanı kullanacaktır.
Bunlar içerisinde en geçerli olan politik, sosyal ve ekonomik açılardan ülkelerin ikili ilişkileri ön plana çıkıyor. Bu çerçevede, özellikle bölgemizde ki gelişmeleri iyi değerlendirmek gerek. Türkiye'nin küresel, ekonomik, sosyal ve toplumsal bu yeni yapı içerisindeki yeri 27 Kasım'da belli olacak. Bu tarih Türkiye ile ABD arasındaki "DERİN HESAPLAŞMA"nın tarihidir. Reza Zarrab'ın mahkeme önüne çıkacağı bu tarihte Türkiye'nin değişen dünya içerisinde dengeleri arasındaki yeri yeniden belirlenecektir. Bu mahkemede Zarrab’ın ifadeleri bunun sonucunun ön adımı olacaktır. BM kararları çerçevesinde alınan ambargo kararlarını delme, kara para aklama, bunları Bakanlar, üst düzey bürokratlar, bunların yakınları ile uygulama, ikili ilişkilerde güven bunalımı yaratma çerçevesinde alınacak kararlar yıkıcı olacaktır. Aralarında kamu bankalarında olduğu beş bankanın 23 milyar dolarla cezalandırılması, bu bankalar ve ilişkili kuruluşların Amerika ve etkili olduğu ülkelerde faaliyetlerinin engellenmesi, en önemlisi ifadelerde yer alan açıklanmayan kişilerle ilgili uluslararası yaptırımların uygulamaya konulması için Kırmızı Bülten çıkarılması. O mahkeme yeni dünya düzeninde Türkiye’nin geleceğini belirleyecektir.