Amerika Birleşik Devletleri (ABD), uzun yıllardır tartışılan ve "doğum turizmi" olarak adlandırılan uygulamaya karşı tavrını netleştirdi. ABD Ankara Büyükelçiliği, sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı kritik bir açıklamayla, ABD'ye yalnızca doğum yapmak ve bu sayede doğacak çocuğuna Amerikan vatandaşlığı kazandırmak amacıyla seyahat etmeyi planlayan kişilerin vize başvurularının geri çevrileceğini ilan etti. Bu duyuru, özellikle Türkiye'den ABD'ye bu amaçla seyahat etmeyi düşünen binlerce aile için bir şok etkisi yaratırken, ABD göçmenlik politikalarındaki sıkılaşmanın yeni bir halkası olarak yorumlandı. Büyükelçiliğin açıklamasında, "Vizenizi, ABD'de doğum yapıp çocuğunuzun Amerikan vatandaşlığı almasını sağlamak maksadıyla kullanmak yasaktır. Konsolosluk görevlisi, seyahat amacınızın bu olduğu kanaatine varırsa vize başvurunuz reddedilecektir" ifadeleri kullanılarak, niyetin tespit edilmesinin ret için yeterli sebep olacağının altı çizildi.

Amerikan rüyasının beşiği: Doğum turizmi nedir?

"Doğum turizmi", bir kişinin, doğacak çocuğunun o ülkenin vatandaşlığını alması için hamileliğinin son döneminde başka bir ülkeye seyahat etmesi eylemidir. Bu uygulamanın en popüler adresi ise şüphesiz Amerika Birleşik Devletleri'dir. Bunun temel nedeni, ABD Anayasası'nın 14. Maddesi'dir. "Jus soli" (toprak hakkı) ilkesini temel alan bu madde, ABD topraklarında doğan hemen hemen herkese, ebeveynlerinin uyruğuna bakılmaksızın otomatik olarak Amerikan vatandaşlığı hakkı tanır. Bu durum, doğan çocuğa dünyanın en güçlü pasaportlarından birini, gelecekte ABD'de eğitim görme, çalışma ve yaşama hakkını ve ailesi için potansiyel bir göçmenlik yolunu sunmaktadır. Bu nedenle, dünyanın dört bir yanından on binlerce aile, her yıl on binlerce dolar harcayarak çocuklarının geleceğini garanti altına almak umuduyla bu zorlu yolculuğa çıkmaktadır. Bu süreç, genellikle seyahat, konaklama, hastane masrafları ve danışmanlık hizmetlerini kapsayan paketler sunan özel ajanslar aracılığıyla organize edilmektedir.

Yasal zemin ve 14. madde tartışmaları

Doğum turizminin hukuki zemini oldukça karmaşıktır. ABD Anayasası'nın 14. Madde'si, ülkede doğanlara vatandaşlık hakkı verse de, göçmenlik yasaları bir kişinin ülkeye giriş amacını sorgular. Sorun, ABD'de doğum yapmanın kendisi değil, ülkeye giriş yaparken kullanılan vizenin amacının yanlış beyan edilmesidir. Genellikle B-1/B-2 (turist/iş) vizesiyle ülkeye giriş yapan kişiler, seyahat amaçlarının turizm, akraba ziyareti veya iş görüşmesi olduğunu beyan ederler. Ancak asıl ve gizli amaçları doğum yapmaksa, bu durum konsolosluk yetkilileri tarafından "vize sahtekarlığı" veya "göçmenlik niyetini gizleme" olarak değerlendirilir. ABD Dışişleri Bakanlığı, bu durumu, vize başvurusunda ve sınırdaki mülakatta dürüst olmamanın ciddi sonuçları olacağı şeklinde yorumlamaktadır. Dolayısıyla yetkililer, anayasal hakkı ortadan kaldırmak yerine, bu hakka ulaşmak için kullanılan yolu denetim altına almayı hedeflemektedir.

Konsolosluk görevlisinin mikroskobu: Niyet nasıl tespit ediliyor?

Büyükelçiliğin açıklamasında vurgulanan en kritik nokta, konsolosluk görevlisinin başvuru sahibinin "niyeti" hakkında bir kanaate varmasıdır. Peki, bir konsolosluk görevlisi, bir başvuru sahibinin asıl niyetinin doğum turizmi olduğuna nasıl karar verir? Bu süreç, başvuru sahibinin sunduğu belgeler ve mülakat sırasındaki cevapları üzerinden yürütülen detaylı bir incelemeyi içerir. Görevliler, özellikle hamile olan veya doğurganlık çağındaki kadın başvuru sahiplerini daha dikkatli inceler. Başvuru sahibinin kendi ülkesiyle olan bağları (iş, aile, mülkiyet), finansal durumu, planlanan seyahat süresi ve seyahat planının mantıklılığı gibi faktörler değerlendirilir. Örneğin, hamileliğinin son aylarında olan bir kadının uzun bir turistik gezi planlaması şüpheyle karşılanabilir. Ayrıca, başvuru sahibinden ABD'deki tıbbi masrafları nasıl karşılayacağına dair kanıt sunması istenebilir. Özel sigorta poliçeleri, banka hesap dökümleri ve hastaneden alınmış proforma faturalar bu kanıtlar arasında sayılabilir. Yeterli kanıt sunamayan veya mülakat sırasında çelişkili ifadeler veren kişilerin başvuruları, niyetin gizlendiği gerekçesiyle reddedilme riskiyle karşı karşıyadır.

Çin'de deniz kazası
Çin'de deniz kazası
İçeriği Görüntüle

Trump yönetiminden kalan sert miras

Doğum turizmine yönelik mevcut sert tutum, kökenini büyük ölçüde Donald Trump yönetimi döneminde atılan adımlardan alıyor. Ocak 2020'de Trump yönetimi, konsolosluk görevlilerine, birincil amacı ABD'de doğum yapmak olduğuna inandıkları kişilerin B tipi vizelerini reddetme konusunda açık yetki veren yeni bir kuralı yürürlüğe koydu. Bu kural, ABD göçmenlik politikasında bir dönüm noktası oldu ve doğum turizmini ilk kez yasal olarak hedef aldı. Biden yönetimi, Trump döneminin birçok göçmenlik politikasını tersine çevirmiş olsa da, doğum turizmine yönelik bu kısıtlayıcı kural hala büyük ölçüde uygulanmaktadır. Ankara Büyükelçiliği'nin yaptığı son açıklama da bu politikanın devam ettiğinin ve hatta daha da katı bir şekilde uygulandığının bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Bu durum, vize memurlarının artık daha geniş bir takdir yetkisine sahip olduğu ve başvuruları reddetmek için daha somut bir yasal dayanağa sahip oldukları anlamına gelmektedir.

Türk vatandaşları için uyarı çanları çalıyor

ABD Ankara Büyükelçiliği'nin doğrudan Türkçe olarak yaptığı bu açıklama, konunun Türkiye'deki başvuru sahipleri için ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Bu, artık Türk vatandaşlarının vize başvurularında, özellikle de hamile başvuru sahiplerinin, çok daha sıkı bir incelemeden geçeceği anlamına geliyor. Gerçekten de tıbbi bir gereklilik nedeniyle ABD'de doğum yapmak zorunda olan kişiler, bu durumu tüm şeffaflığıyla beyan etmeli ve tüm masrafları karşılayabileceklerini belgelerle kanıtlamalıdır. Ancak asıl amacı çocuğuna Amerikan vatandaşlığı almak olanlar için vize kapısı büyük ölçüde kapanmış görünmektedir. Bu yeni ve net tavır, Türkiye'de bu alanda hizmet veren danışmanlık şirketlerini ve bu yolu tercih etmeyi düşünen aileleri planlarını yeniden gözden geçirmeye zorlayacaktır. Amerikan rüyasına giden yolun ilk adımının, dürüst ve şeffaf bir vize başvuru sürecinden geçtiği, bu açıklamayla bir kez daha kesin bir dille hatırlatılmış oldu.

Kaynak: HABER MERKEZİ