Siz yanlış işlediğini düşünseniz de, bir şekilde çeyrek asırdır işleyen bir sistemi değiştirmek zordur. Değişim süreci sancılı olur.
Doğru olan, daha doğru bir ifade ile 'size göre' doğru olan sistemi kurmak zaman alır.
Değiştirmek adına atacağınız her adım beraberinde ciddi bir risk de taşır. İzmir Ticaret Odası da tam da bu anlamda ciddi bir risk altında diye düşünüyorum. Ekrem Demirtaş'ın çeyrek asırlık başkanlığına son veren Mahmut Özgener ve ekibi, İZTO'da bir değişim süreci başlattı. İlk değişim Genel Sekreterlik makamında oldu. EGİAD'ın kurucu genel sekreteri Prof. Dr. Mustafa Tanyeri doğru bir hamleydi. Tanyeri'nin tecrübelerinin İZTO'ya çok katkı sağlayacağına kimsenin şüphesi yok.
Ancak Kurumsal İletişim departmanında yaşananlar için aynı şeyi söylemek pek mümkün değil.
Özgener göreve geldikten sonra kurumsal iletişim departmanı bir türlü dikiş tutmuyor. Birimde yaşananları kısaca şöyle özetleyebiliriz; Ekrem Bey'in gidişinin ardından kurumdan ayrılan ilk isim deneyimli gazeteci Mert İlkutluğ oldu. Bu ayrılığın ardından seçim sürecinde Mahmut Bey'in iletişim ekibinde yer alan Murat Ervin göreve başladı. Uzun yıllardır kurumun basın ile ilişkilerini yürüten Serap Peker ile birlikte Murat Ervin, kurumun basınla ilişkilerini profesyonelce yönetiyorlardı. Sonra ne oldu bilinmez, kurumda bir hareketlilik başladı. Önce Murat Ervin'in görevine son verildi. Ardından deneyimli gazeteci Burcu Taner göreve getirildi. Bu süreçte kurumun Kurumsal İletişim Direktörü olarak İzmir'i ve İzmir basınını hiç tanımayan bir isim göreve getirildi. Tüm bunlar yaşanırken kuruma uzun yıllardır hizmet eden ve İzmir basınının sevilen ismi Serap Peker kurumdan “ayrılma” kararı aldı. Peker'in bu zamansız ayrılığında kurum içi huzursuzluğun etkisi olduğunu düşünüyorum.
Birimdeki hareketlilik bitti mi? Bitmedi. Devam ediyorum.
Peker'in ayrılığının ardından da sular durulmadı. Bir süre sonra İstanbul'dan “transfer” edilen Kurumsal İletişim Direktörü'nün görevine son verildi. Ve hemen ardından Burcu Taner de kurumdan ayrılma kararı aldı. Sonra ne mi oldu? “Dışarıdan”, İzmir'i, İzmir'in iç dinamiklerini, İzmir basınını hiç tanımayan bir atama daha gerçekleştirildi. Kurumsal İletişim Birimi'nin başına İstanbul'da bir transfer daha yapıldı.
Gelinen son durumda kurumda basınla ilişkileri ve iletişimi yürütecek kimse kalmadı. Birim, “kurum içi iletişim” birimine dönüştü.
***
Velhasıl, Mahmut Özgener yönetiminin 1. yılı dolmadan 3 iletişim müdürü değiştirildi. Şuan dördüncüsü görev başında. Ayrıca 2 deneyimli gazeteci istifa etti. Öte yandan aynı birimde yıllardır sosyal medya hesaplarını yöneten Sonay Tüzümen ise banko memuru yapıldı. Şu anda birimde bülten yazabilen kimse kalmadı. O nedenle son 2 aydır kurumdan sadece Mahmut Özgener'in konuşma metinleri servis ediliyor.
İzmir Ekonomi Üniversitesi'ne ise hiç girmiyorum!
Değişim gerekli olduğu kadar zor ve sancılıdır. Kırmadan, dökmeden yapmak gerekir.