Milyonlarca öğrenci ve öğretmenin ders başı yapacağı 2025-2026 eğitim-öğretim yılı başlarken, eğitim camiasının en büyük yetkili sendikası olan Eğitim-Bir-Sen, sistemin çözüm bekleyen acil ve kronik sorunlarını kapsamlı bir açıklamayla kamuoyunun gündemine taşıdı. Yeni bir yıla umutlarla başlanması gerekirken, eğitim çalışanlarının motivasyonunu düşüren ve eğitimin niteliğini doğrudan etkileyen birçok temel sorunun hala masada durduğuna dikkat çeken sendika, Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) somut adımlar atması için çağrıda bulundu. Açıklamada, öğretmenlerin ekonomik kayıplarından atama bekleyen meslektaşlarının durumuna, okullardaki yardımcı personel eksikliğinden güvencesiz istihdam modellerine kadar birçok başlıkta, sorunlar ve çözüm önerileri sıralandı.

'Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik sonlandırılmalı'

Eğitim-Bir-Sen'in açıklamasında en sert dille eleştirilen ve acil çözüm beklenen konu, eğitim sisteminde adeta bir "kast sistemi" yaratan güvencesiz istihdam modelleri oldu. Öğretmenler odasında aynı işi yapmalarına rağmen, kadrolu, sözleşmeli ve ücretli olmak üzere farklı statülerde, farklı maaş ve özlük haklarıyla çalıştırılan öğretmenler arasındaki bu ayrımın, çalışma barışını bozduğu ve eğitimde verimliliği düşürdüğü vurgulandı. Açıklamada, "Öğretmen atamaları, ihtiyacı karşılayacak şekilde, kadrolu olarak yapılmalıdır. Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamalarına son verilmelidir. Ücretli öğretmen istihdamının doğurduğu olumsuzluklar sona erdirilerek, on binlerce gencimizin atama beklediği bir ortamda öğretmen açığı sorunu kökten çözülerek tarih olmalıdır" denilerek, güvenceli istihdamın temel bir hak olduğu belirtildi. Ayrıca, öğretmenlerin bölgeler arası "adaletsiz" dağılımına da dikkat çekilerek, yer değişikliği taleplerinin karşılanması ve adil bir atama sisteminin kurulması istendi.

Eğitim hakkı pahalı: Çocuk emeği ucuz
Eğitim hakkı pahalı: Çocuk emeği ucuz
İçeriği Görüntüle

'Ücret kayıpları telafi edilmeli, alım gücü artırılmalı'

Sendikanın gündeme getirdiği bir diğer hayati sorun ise, son yıllarda yaşanan yüksek enflasyon karşısında eğitim çalışanlarının alım gücünün erimesi oldu. Ekonomik toparlanmanın ve büyüme rakamlarının, sabit gelirli olan kamu görevlilerinin maaşlarına yeterince yansımadığı belirtilen açıklamada, "Enflasyonist ortamın alım gücünü aşındırdığı mevcut koşullar, kamu görevlilerinin yaşamını her geçen gün daha da zorlaştırmaktadır. Eğitim çalışanlarının ve diğer tüm kamu görevlilerinin ücret kayıpları telafi edilmeli, enflasyona ezdirilmeyecek şekilde iyileştirmeler yapılmalıdır" ifadelerine yer verildi. Bu kapsamda, özellikle ek ders ücretlerinin mevcut ekonomik koşullarda çok komik rakamlara düştüğü, bu ücretlerin de artırılması ve "ücret dengesizliği" yaratan mevcut ek ders esaslarının yeniden düzenlenmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca, her yıl başında sadece öğretmenlere ödenen "eğitime hazırlık ödeneğinin", ayrım yapılmaksızın tüm eğitim çalışanlarına verilmesi çağrısında bulunuldu.

Okulların 'gizli kahramanları' da unutulmadı

Eğitim-Bir-Sen, açıklamasında sadece öğretmenlerin değil, eğitim kurumlarının adeta "gizli kahramanları" olan memur, hizmetli ve diğer yardımcı personelin sorunlarına da geniş yer ayırdı. Okulların temizliğinden güvenliğine, idari işlerinden bakımına kadar birçok kritik görevi üstlenen bu çalışanların, hem mali hem de sosyal haklar açısından ciddi mağduriyetler yaşadığı belirtildi. Özellikle kadrolu yardımcı personel sayısının yetersizliği nedeniyle birçok okulun temizlik ve güvenlik hizmetlerini veli bağışları veya okul aile birliklerinin bütçesiyle karşılamaya çalıştığı, bunun da okullar üzerinde büyük bir yük oluşturduğu ifade edildi. Açıklamada, "Memur, hizmetli ve diğer çalışanların mali ve sosyal hakları iyileştirilmeli, yönetici kadroların sorunları bir an evvel çözülmelidir. Okulların yardımcı personel ve ödenek sorunu kalıcı olarak çözülmelidir" denilerek, bu personelin görev tanımlarının netleştirilmesi ve kariyer olanaklarının artırılması için "görevde yükselme ve unvan değişikliği" sınavlarının düzenli olarak yapılması talep edildi.

Bakanlığa 'somut adım' çağrısı

Eğitim-Bir-Sen, açıklamasının sonunda Milli Eğitim Bakanlığı'na seslenerek, yeni eğitim-öğretim yılının, sorunların halının altına süpürüldüğü değil, verilen vaatlerin yerine getirildiği somut adımların atıldığı bir yıl olması temennisinde bulundu. "Eğitim-Bir-Sen olarak, Milli Eğitim Bakanlığı'na, eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümünün, aynı zamanda eğitimin sorunlarının aşılması anlamına geldiğini bir kez daha hatırlatıyor ve gerekli adımların atılması çağrısında bulunuyoruz" denildi. Sendika, proje okulları gibi tartışmalı uygulamaların yeniden ele alınması ve okul kantinlerinde boykotlu ürünlerin satışına izin verilmemesi gibi güncel konulara da değinerek, eğitim sisteminin tüm paydaşlarıyla birlikte, daha adil, daha nitelikli ve daha güvenceli bir yapıya kavuşturulması için mücadeleye devam edeceklerini belirtti.

Kaynak: HABER MERKEZİ