İklim değişikliği, dünya genelinde olağanüstü hava olaylarına ve rekor sıcaklıklara neden olmaya devam ediyor. Avrupa Birliği tarafından oluşturulan Copernicus Küresel İklim Raporu, Şubat 2025'in küresel ölçekte kaydedilen en sıcak üçüncü şubat ayı olduğunu açıkladı. Bu durum, iklim krizinin etkilerinin giderek daha belirgin hale geldiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Şubat 2025'te sıcaklık ortalamaları yükseldi
Copernicus'un yayımladığı rapora göre, Şubat 2025'teki ortalama yüzey hava sıcaklığı 13,36 derece olarak ölçüldü. Bu değer, 1991-2020 yılları arasındaki uzun dönem ortalamasının tam 0,63 derece üzerinde gerçekleşti. Uzmanlar, bu artışın küresel ölçekte ciddi sonuçlar doğurabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Ocak ve şubat aylarında rekor seviyeler
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), Ocak 2025'in şimdiye kadar kaydedilen en sıcak ocak ayı olduğunu açıklamıştı. Ardından gelen Copernicus verileri ise Şubat 2025'in de tarihteki en sıcak üçüncü şubat ayı olduğunu ortaya koydu. Bu durum, yıl boyunca dünya genelinde kara alanlarının büyük bir kısmında ortalamanın üzerinde sıcaklıkların devam edeceğinin sinyalini veriyor.
Su kıtlığı küresel bir kriz haline geliyor
Artan sıcaklıkların en dikkat çekici sonuçlarından biri de su kaynaklarının hızla tükenmesi oldu. WMO'nun paylaştığı verilere göre, dünya nüfusunun yaklaşık yarısı yılın belirli dönemlerinde ciddi su kıtlığı yaşıyor. Kuraklık ve azalan su kaynakları, özellikle tarım ve enerji sektörlerini tehdit ediyor.
Türkiye'de baraj doluluk oranları alarm veriyor
Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de kuraklık etkisini giderek artırıyor. Barajlardaki doluluk oranları kritik seviyelere gerilerken bu durum hem içme suyu hem de tarımsal sulama açısından ciddi riskler oluşturuyor. Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü'nün (ASKİ) verilerine göre, Ankara'daki barajların aktif doluluk oranı Mart 2024'te yüzde 40,16 iken bu yıl aynı dönemde yüzde 17,36'ya düştü. Bu düşüş, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi konusundaki endişeleri artırıyor.
İklim kriziyle mücadele aciliyet kazandı
Uzmanlar, küresel ısınmanın etkilerini azaltmak için daha güçlü önlemler alınması gerektiğini vurguluyor. Sera gazı emisyonlarının azaltılması ve yenilenebilir enerjiye geçiş gibi adımların hızlandırılması gerektiğine dikkat çekiliyor. Aksi takdirde hem ekosistemler hem de insan yaşamı üzerindeki olumsuz etkilerin daha da artacağı öngörülüyor
