Türkiye'nin son yıllarda büyük bir ivme kazanan yerli ve milli teknoloji hamlesi, İstanbul Tersanesi Komutanlığı'nda gerçekleştirilen görkemli bir törenle bir kez daha vitrine çıktı. "Deniz Platformlarının Hizmete Giriş, Bayrak Çekme ve İlk Sac Kesim Töreni"ne katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, burada yaptığı konuşmada hem savunma sanayiinin mevcut durumunu değerlendirdi hem de geleceğe yönelik stratejik hedefleri kamuoyuyla paylaştı. Türk donanmasının gücüne güç katacak yeni platformların müjdesini veren Erdoğan, savunma doktrininin sadece konvansiyonel silahlarla sınırlı kalmayacağını, dijital dünyanın sınırlarını çizen "siber vatan" kavramının da artık öncelikli güvenlik alanı olduğunu vurguladı.
Törende yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kendi kendine yetebilen bir ülke olma yolunda attığı adımların geri döndürülemez bir noktaya ulaştığını belirten Erdoğan, savunma sanayiini sadece bir silah üretimi olarak görmediklerini, bunun teknolojik bir kalkınma modeli olduğunu ifade etti.
İhracat rakamlarında tarihi rekor ve küresel ligde yükseliş
Türkiye'nin savunma sanayii alanındaki başarısını somut verilerle destekleyen Erdoğan, sektörün ihracat performansındaki çarpıcı artışa dikkat çekti. Küresel pazarda Türk savunma ürünlerine olan talebin her geçen gün arttığını belirten Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin savunma ihracatı sıralamasında dünyanın en büyük 11. ülkesi konumuna yükseldiğini açıkladı. 2025 yılı verilerine değinen Erdoğan, "Yılın ilk 11 ayında savunma ve havacılık sektörümüzün ihracatı, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 30 oranında artış göstererek 7 milyar 445 milyon dolar seviyesine ulaşmıştır" ifadelerini kullandı. Bu rakamların sadece ekonomik bir getiri olmadığını, aynı zamanda Türkiye'nin diplomatik gücünü ve sahada oyun kurucu rolünü pekiştirdiğini belirten Erdoğan, hedeflerinin bu rakamları çok daha yukarılara taşımak olduğunu söyledi.
Kendi savaş gemisini üreten on ülkeden biri olduk
Konuşmasında deniz platformlarının önemine özel bir parantez açan Erdoğan, Türkiye'nin gemi inşa sanayiinde geldiği noktanın gurur verici olduğunu vurguladı. Dünyada kendi tasarımını yapıp, kendi savaş gemisi inşasını gerçekleştirebilen ve bunu denize indirebilen sadece 10 ülke bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, Türkiye'nin bu elit ligin daimi bir üyesi haline geldiğini belirtti. "Savunma sanayii alanında yürüttüğümüz her projede sadece nihai ürünü geliştirmekle kalmıyoruz; aynı zamanda üretim ekosistemini ve teknoloji üretim kapasitesini de büyütmeyi hedefliyoruz" diyen Erdoğan, yan sanayiden yazılıma kadar geniş bir yelpazedeki yetkinlik artışına işaret etti.
Mavi vatandan siber vatana tam koruma kalkanı
Erdoğan'ın konuşmasındaki en dikkat çekici bölümlerden biri, güvenlik kavramının genişleyen sınırlarına yaptığı vurguydu. Konvansiyonel tehditlerin yanı sıra asimetrik ve dijital tehditlerin de arttığı bir dünyada, Türkiye'nin hazırlık seviyesinin maksimize edileceğini duyurdu. Eleştirilere ve karamsar tablolara kulak asılmaması gerektiğini belirten Erdoğan, "Sağa sola karamsarlık aşılayan felaket tellallarına lütfen kulak asmayın. Biz bugüne kadar ne başardıysak, engellemelere ve bu zihniyete rağmen başardık" dedi.
Gelecek vizyonunu "Başka müjdelerimiz de olacak" diyerek özetleyen Erdoğan, "Karada, denizde ve havada olduğu gibi, elbette siber vatan savunmasında da caydırıcılığımızı artıracak projeleri tek tek devreye alacağız. Biz, hak ve hukukunun çiğnenmesine asla müsaade etmeyen ve etmeyecek olan bir ülkeyiz" şeklinde konuştu. Bu açıklama, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde siber güvenlik ve elektronik harp sistemlerine yapacağı yatırımların sinyali olarak yorumlandı.
Yatırımların tek hedefi barışı ve istiklali korumak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin silahlanma politikasının saldırgan bir tutum değil, tamamen savunma ve barışı koruma amaçlı olduğunu özellikle vurguladı. Bölgesindeki ateş çemberine rağmen Türkiye'nin bir istikrar adası olarak kalmasının arkasında güçlü bir ordu ve savunma sanayiinin yattığını belirten Erdoğan, "Hayata geçirdiğimiz bütün bu yatırımlarımız savaşa hazırlanmak için değil; barışı, istiklali ve istikbali korumak içindir" değerlendirmesinde bulundu. Konuşmanın ardından tören alanında duygusal anlar yaşanırken, yeni deniz platformlarına bayrak çekilmesi ve ilk sac kesim işleminin gerçekleştirilmesiyle program sona erdi.
