Ev sürgünlüğündeyiz! Sokak kısıtlamamız sürüyor.
Balkonda güneşleniyoruz, çiçeklere su veriyoruz, hava alıyoruz, kuşların uçuşlarını izliyoruz. Evde yeni bir yaşam kurduk kendimize.
Şair-yazar dostlarımızla telefon görüşmelerimiz, bilgisunar haberleşmelerimiz de sürüyor. Özlem giderirken, sağlamamızı da yapıyoruz çaktırmadan!
Koronalı günlerde kitapları çıkan arkadaşlarımızın haberleri de ulaşıyor bu arada.
Sıcağı sıcağına onlara merhaba demek istiyorum bugün.
***
Kargoyla gelen iki kitaptan biri Hülya Deniz Ünal’ın “Leçe”, diğeri Hatay Belediyesi’nce şair Hüseyin Ferhad için hazırlanan “Hüseyin Ferhad Kitabı”.
Sözlükler orman, taşlı tarla, tülbent, başörtüsü açıklaması yapıyor “leçe” için. Hülya Deniz hem kumaşı, örtü olanı katmış dizelerine, hem orman seçeneğine açmış dizelerini.
Kendinden, annesi ve çocuklarından, kentlerinden, eşinden, dostlarından şiirin sıcaklığını sunarken, yaşanmış acılı, kederli günlerin sesini de taşıyor yüreğimize.
Bir söyleşiye verdiği şu yanıt Ünal’ın gerçekliği: “Şiir en iyi şiirden öğrenilir. Okunan her şiir şairin kendine sorduğu sorudur.” Şiirinin arkasında, onu savunuyor, olgunlaştırıyor, yeni şeyler söylüyor.
Benim de sevdiğim şairlerdendir Hüseyin Ferhad. Hatay Belediyesi’nin 2018 Altın Defne Edebiyat Ödülü’nü aldığını biliyordum.
Faris Kuseyri’nin hazırladığı “Hüseyin Ferhad Kitabı”nda, sempozyum bildirileri, şairle ilgili yazılmış önemli yazılar var. Kitaplıkta mutlaka bulunmalı.
Kargo’yla gelen bir başka kitap ise şair dostum Cem Seyhun Ünbay’dan: “İzmir… Her Yanı/m Sevda”. Onu daha sonra bir başka yazımda paylaşacağım. Cem, hızını alamamış olmalı ki Mühür Yayınları’ndan seçme şiirlerinin yer aldığı “Cem-i Aşk”ı da okurlarının beğenisine sunmuş.
***
Almanya’dan Arif Madanoğlu’nun telefonundan aldım haberi, sonra sayfasında kapak görselleriyle karşılaştım. Klaros Yayınları’ndan iki kitap: “Çelişkiler Sağanağı” ve “Alkım Nakış Kalem Kirkit”. Şaire sorulmaz, vardır elbet bildiği. Anlaşılan bizi yoracak Madanoğlu sözlüğüyle!
Daha önce İlya Yayınları’nın Genel Yayın Yönetmenliğini yapan, “İle” dergisini çıkaran Sevim Korkmaz Dinç’in “Kamuran-Sürgün Günlerinde Aşk” adlı romanı Kanguru Yayınlarından çıkmış. Elime geçtiğinde ilgiyle okuyacağım romanlardan biri olacak.
***
Bir ayağı İzmir’de bir ayağı Ankara’da Gülşen Ersan’ın. Hazır Ankara’dayken, ilk şiir kitabı “Sürgün Adım Hayat”ı Ekin Sanat Yayınları’ndan çıkarıverdi.
Arka kapak yazısı şairin atölye öğretmeni Veysel Çolak’tan: “Gülşen Ersan’ın şiir tutkusu insanı kıskandırıyor. Bütün insanî ilişkilenmelerinin temelinde şiir var. Bu dünya denilen çöplüğü şiirle temizlemeye çalışıyor. Yaşamını da bunun üzerine kurmuş.”
***
Adı ilginç bir şiir kitabı da dostum Hayri K.Yetik’in: “Ben, Bana ‘Sen’ Diyen ‘Ben’i Yapan Eden Bir Kimse” adını taşıyor. Şiirleri merak etmeye başladım bile!
Gülçin Yağmur Akbulut’un ilk şiir kitabı da yine Klaros’tan çıkmış: “Güleyya”.
Bu yıla hızlı girdi Bülent Güldal dostum. Bilirim çalışkandır, üretkendir. Yakın zamanda Kanguru Yayınları’ndan çıkan “Şehla Menekşe”den sonra, şimdi de Klaros’tan “İçli Bir Türküdür Ömür Güz Dallarının Dilinden” kitabıyla esenliyor okurunu.
***
Hadi artık be korona, git yoluna; bizi daha çok kırana sokma! Sanaldan değil sahiden dokunalım kitaplara, dostlarımıza…