Kayserili bir nefer, yanan şehrin kızıltısı
İçinden gelip öfkeden, sevinçten, ümitten ağlaya ağlıya,
Güney’den Kuzey’e, Doğu’dan Batı’ya, Türk halkıyla beraber
İzmir rıhtımından Akdeniz’i seyreder…
(Nazım Hikmet- Kuvayi Milliye Destanı)

“Sevgili Kardeşlerimiz! Türk ordusu Yunan ordusunu perişan etti.
Yunanlılar her tarafta topunu tüfeğini bırakıp tam bozgun ve dehşet içinde kaçıyor.
Etrafı sarılanlar her yerde teslim oluyor. Köyleri, harmanları yakıyor.
Ey ahali, sakın korkmayınız!
Sizi kurtarmak için üç senedir dağlarda çarpışan ordunuza
Cenab-ı Hak büyük bir zafer verdi.
Yıldırım gibi Yunan cellatlarını kovalıyor.
Kadınlarımızı, çocuklarınızı düşman kaçarken dağlara ve emin yerlere saklayınız.
Eğer düşman bir köy yakmaya, yol tahrip ederse hemen ona hücum ediniz.
Kaçan düşmanının yanında kalan her köy emniyetle bilsin ki Türk ordusu
24 saat geçmeden yetişiyor.
Başkumandan Gazi Mustafa Kemal
(10 Eylül 1922 Vakit Gazetesi)

xxxx
Mustafa Kemal Paşa’ya İleri Gazetesi yazarı Celal Nuri soruyor;
“Yaya askerler de İzmir’e atlılarla birlikte katıldı. Bu ne mekanı atlarcasına
geçme mucizesi? Ne dersiniz?”
Paşanın cevabı; “Askere dinlenmelerini buyuruyorum.
Asker dinlenmiyor ve ‘İzmir’de dinleniriz’ karşılığıyla savaşıyorlar.
xxxx
Tarih 24 Eylül 1922. Gazi Paşa’nın kendisine İzmir hemşeriliği veriLmesine mesajı;
“vatanımızın Akdeniz’e karşı gözü olan düşman istilasına kurtuluşu için
bütün memleketi seve seve senelerce mihnet ve fedakarlıklara
sevk etmiş bulunan İzmirimizin hemşerileri arasında sayılmak,
benim için nihayetsiz sevinç ve mutluluk hasıl etmiştir.”
xxxx
Emperyalizmin ülkemizi yok etme politikasının diz çöktüğü,
aydınlık ve her zaman güzel "Türkiye’nin Doğduğu Gün’'dür
9 Eylül 1922. Kaderimizdir, geleceğimizdir.
O gün, 100 yıl önce işgalcilerin plânları suya düşmüştür.
Bugün 9 Eylül. 8500 yıllık "kadim kent" Güzel İzmir’imizin
1240 günlük işgalden sonra yeniden vatan yapıldığı gün!
Büyük Taarruz’un kesin zaferle sonuçlandığı gün!
Emperyalizme son sözün de söylendiği  gün!
İzmirlinin o gün herkesin Kemal Paşa’nın kartpostalını göğsüne asıp dolaştığı gün!
Yorgun atlılarımızın, piyadelerimizin kılıçlarının sabah güneşiyle pırıl pırıl parladığı ,

Dağlarında kırlarında top top özgürlük çiçeklerinin açtığı,
kılıç artıklarının, yerli işbirlikçilerin yel gibi kaçtığı gün!
Akşam gazetesinin “Elhamdülillah İzmir’e kavuştuk” manşetiyle çıktığı gün!
TBMM Orduları’nın , “Geldikleri gibi giderler” sözünü de gerçekleştirdiği tarihtir!
Yine Atatürk’ün tevazu örneği “Başarı benim değil; sizin, milletindir” sözünün de!
Bir enkazdan yepyeni bir çağdaş devlet kurulmasının miladıdır 9 Eylül.
****
“Bu eser, milletimin hürriyet ve istiklâl fikrinin ölmez abidesidir.
Bu eseri meydana getiren bir milletin evlâdı, bir ordunun
Başkumandanı olduğumdan ilelebet mesut ve bahtiyarım” demiştir
Mustafa Kemal Atatürkümüz.
Biz de mesut bahtiyarız Paşam. Zaferi getiren, kuruluşa,
kurtuluşa can katan, bir destan yazan sana,
kahraman askerlerine,yılmaz yol arkadaşlarına minnetle,
rahmetle ve tükenmez saygımızla.
Bütün Türkiye’ye kutlu olsun!
xxxx
Bugün 9 Eylül; Güneşin Ufuktan Doğduğu Gün!
Kuvayi Milliye’yi, Milli Mücadele’yi, Kurtuluş Savaşımız’ı,
Mustafa Kemal Atatürk’ü yok sayanlara, hutbelerden çıkaranlara,
9 Eylül’ü/ İzmir’in Kurtuluşu’nu küçümseyenlere, itibarsızlaştırmaya
çalışanlara inatla; her yıl olduğu gibi -bugün de- bayrağımı astığım balkonumdan
Haluk Işık Hocam’ın “Söz Yetmez”ini -gırtlağım dolu dolu- okuyacağım;

“Sen ‘9 EYLÜL’ dersin iki kelime
Ben değişen yazgı anlarım
Özgürlük anlarım, bağımsızlık
Sen ‘İZMİR’ dersin iki heceyle
Ben sevinçten ağlarım 
Tarihin başı mı dönmüş şimşek hızı geldiklerinde?
Önce deniz mi görmüş kavruk yüzlü neferleri?
Bugün ‘9 EYLÜL’
Tam sırasıdır canlandırmanın hatıraları
Sen ‘9 EYLÜL’ dersin iki kelime
Ben onurlu bir halk anlarım
Rüzgarın çevirdiği sayfa anlarım
Sen ‘İZMİR’ dersin iki hece 
Ben saygıyla ayağa kalkarım…”