Son günlerde Türk medyasının amiral gemilerinden biri olan Habertürk TV’nin geleceğiyle ilgili ortaya atılan iddialar, gündemin en sıcak başlıklarından biri haline geldi. Can Holding ve Ciner Holding’e yönelik yürütülen hukuki soruşturmalar neticesinde yönetimine el konulan ve kayyım atanan kanalın, gizlice elden çıkarıldığı söylentileri kulaktan kulağa yayıldı.
Özellikle sosyal medya platformlarında hızla dolaşıma giren "Habertürk satıldı" şeklindeki paylaşımlar, hem medya çalışanları hem de kamuoyu nezdinde büyük bir merak uyandırdı. İddiaların kaynağı ve doğruluğu belirsizliğini korurken, gözler sürecin resmi muhatabı olan TMSF’ye çevrildi.
TMSF sessizliğini bozdu: "Gerçek dışı"
Spekülasyonların önünü almak isteyen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, resmi internet sitesi üzerinden yazılı bir açıklama yayınlayarak duruma açıklık getirdi. Kurum, Habertürk TV’nin satıldığına dair çıkan haberlerin tamamen asılsız olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını net bir dille ifade etti.
Yapılan açıklamada, kurumun şeffaflık ilkesine vurgu yapılarak şu ifadelere yer verildi: "Mahkeme kararıyla kayyım olarak görevlendirildiğimiz Habertürk TV’nin satıldığını iddia eden sosyal medya haberleri gerçeği yansıtmamaktadır. Kurumumuz, ilgili mevzuat çerçevesinde tüm satış işlemlerini kamuoyuna ilan etmek suretiyle, açık ve denetlenebilir bir şekilde gerçekleştirmektedir."
"İlanlarımızı takip edin, dedikoduya kanmayın"
TMSF, açıklamasında vatandaşları ve yatırımcıları sosyal medyadaki bilgi kirliliğine karşı uyardı. Satış süreçlerinin kapalı kapılar ardında değil, resmi prosedürlere uygun olarak yürütüldüğünü hatırlatan kurum, bu tür önemli gelişmelerin tek doğru adresinin TMSF’nin resmi internet sitesindeki "satış ilanları" bölümü olduğunun altını çizdi.
Açıklamanın devamında, "Sosyal medyadaki spekülatif haberlere itibar edilmemesi ve kurumumuzun resmi duyurularının takip edilmesi önemle rica olunur" denilerek, manipülatif içeriklere karşı dikkatli olunması çağrısında bulunuldu.
Resmi prosedür nasıl işliyor?
TMSF’nin açıklaması, kayyım yönetimindeki şirketlerin satış sürecine dair prosedürleri de bir kez daha gündeme getirdi. Mevzuata göre, fona devredilen veya kayyım atanan şirketlerin satışı, öncelikle bağımsız değerleme şirketlerince yapılan kıymet takdiri ile başlıyor. Ardından hazırlanan satış ilanı Resmi Gazete’de ve kurumun sitesinde yayımlanarak ihale süreci başlatılıyor. Dolayısıyla, ihale ilanı olmaksızın bir medya kuruluşunun el değiştirmesi hukuken mümkün görünmüyor. Habertürk ile ilgili sürecin de bu yasal çerçevede ilerleyeceği ve olası bir satış durumunda kamuoyunun önceden bilgilendirileceği belirtiliyor.
