Hindistan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Anil Chauhan, uluslararası güvenlik camiasının yakından takip ettiği Singapur'daki Shangri-La Diyaloğu'nda yaptığı çarpıcı bir açıklamayla, Mayıs 2025'te Pakistan ile yaşanan ve dört gün süren yoğun sınır ötesi çatışmalarda, Hindistan Hava Kuvvetleri'ne (IAF) ait savaş uçaklarının düşürüldüğünü ilk kez resmi olarak doğruladı. Bu itiraf, uzun süredir devam eden spekülasyonlara ve Pakistan tarafının iddialarına son verirken, aynı zamanda Hindistan ordusunun yaşadığı kayıpların boyutunu ve çatışmanın seyrine ilişkin önemli ipuçlarını da ortaya koydu. Orgeneral Chauhan, yaptığı açıklamada, kaybedilen uçak sayısının ötesinde, bu kayıpların nedenlerinin daha önemli olduğunu vurgulayarak, "Sayı önemli değil ama düşürülme nedenleri önemli. Taktiksel hatalar analiz ediliyor ve düzeltiliyor" dedi. Bu ifadeler, Hindistan ordusunun çatışmalardan ders çıkardığını ve gelecekte benzer durumların yaşanmaması için gerekli önlemleri aldığını gösterme çabası olarak yorumlandı.

Pakistan'dan "altı jet düşürdük" iddiası, Hindistan'dan kaçamak yanıtlar gelmişti

Çatışmaların yaşandığı Mayıs ayında, Pakistan tarafı, Hindistan'a ait ve aralarında son teknoloji ürünü Fransız yapımı Rafale savaş uçaklarının da bulunduğu en az altı savaş uçağını düşürdüklerini iddia etmişti. Bu iddialar, uluslararası basında geniş yankı uyandırmış ancak Hindistan yönetimi tarafından resmi olarak doğrulanmamıştı. Hatta, Hindistan Hava Kuvvetleri Mareşali AK Bharti, konuyla ilgili yaptığı bir açıklamada, "Kayıplar savaşın bir parçasıdır" diyerek yorum yapmaktan kaçınmış ve net bir bilgi vermemişti. Bu durum, Hindistan'ın yaşadığı kayıpları gizlemeye çalıştığı yönündeki spekülasyonları artırmıştı.

Hindistan'dan "hedefler vuruldu, tüm pilotlar döndü" açıklaması, Pakistan'dan "Çin jetleriyle üstünlük kurduk" iddiası

Çatışmalar sırasında Hint yetkililer, seçilen hedeflerin başarıyla vurulduğunu ve operasyona katılan tüm pilotların sağ salim üslerine döndüğünü açıklamıştı. Bu açıklama, uçak kaybı iddialarını yalanlar nitelikteydi. Ancak, Pakistan tarafı ise, envanterlerinde bulunan ve Çin ile ortak üretim olan JF-17 Thunder ve yine Çin yapımı J-10C Vigorous Dragon jetlerini kullanarak, havadan havaya füzelerle Hindistan savaş uçaklarına karşı önemli bir üstünlük kurduklarını iddia etmişti. Bu iddialar, özellikle Çin yapımı silah sistemlerinin etkinliği ve Çin-Pakistan askeri iş birliğinin geldiği nokta açısından dikkat çekiciydi.

Çin'in gövde gösterisi: Jet performansı Chengdu Aircraft hisselerini uçurdu

Uluslararası haber ajansı Reuters'ın Amerikalı yetkililere dayandırdığı analizlerde, Pakistan'ın bu çatışmalarda Çin yapımı J-10 savaş uçaklarını Hint jetlerine karşı etkili bir şekilde kullandığı ve bu sayede Batı menşeli savaş uçaklarına karşı "önemli bir sınav" verildiği belirtilmişti. Bu durumun, Çin'in savunma sanayisi için önemli bir vitrin olduğu ve Çin yapımı jetlerin performansının uluslararası alanda dikkat çektiği ifade edilmişti. Hatta, Çinli Chengdu Aircraft firmasının hisselerinin, çatışmaların ardından yüzde 40'a yakın bir yükseliş kaydettiği bildirilmişti. Bu gelişme, çatışmanın sadece askeri değil, aynı zamanda ekonomik ve endüstriyel yansımaları olduğunu da gösteriyor.

Çin silah sistemleri ilk kez sıcak savaşta test edildi: "Çin silah sanayii için bir vitrin oldu"

Emekli bir Çinli kıdemli albay olan Zhou Bo, yaşanan bu çatışmanın Çin silah sanayii için bir vitrin olduğunu belirterek, "Şimdiye kadar sistemlerimiz gerçek savaşta test edilmemişti" dedi. Bu ifadeler, Çin'in geliştirdiği silah sistemlerinin gerçek bir çatışma ortamında sergilediği performansın, hem Çin ordusu hem de potansiyel alıcı ülkeler için önemli bir referans oluşturduğunu gösteriyor. Ancak, bazı Batılı askeri uzmanlar, Çin yapımı jetlerin performansını değerlendirmek ve "net bir üstünlük ilan etmek için henüz erken" olduğu yönünde temkinli yorumlarda bulunmuştu. Bu uzmanlar, çatışmanın sınırlı ölçekte olduğunu ve daha kapsamlı verilerin analiz edilmesi gerektiğini belirtiyor.

Hindistan'dan büyük saldırı: 11 Pakistan hava üssü hedef alındı iddiası

Çatışmaların bir diğer boyutu ise, Hindistan'ın Pakistan topraklarındaki hedeflere yönelik düzenlediği iddia edilen hava saldırılarıydı. Çatışmalar sırasında Hindistan'ın, Pakistan'ın 11 hava üssüne füze ve İnsansız Hava Aracı (İHA) saldırıları gerçekleştirdiği ortaya çıktı. Yeni Delhi yönetimi, aralarında Rawalpindi yakınlarındaki stratejik öneme sahip Nur Khan hava üssünün de bulunduğu birçok hedefin başarıyla vurulduğunu açıklamıştı. Bu saldırılar, çatışmanın sadece hava muharebeleriyle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda stratejik hedeflere yönelik hassas vuruşları da içerdiğini gösteriyor.

Abd araya girdi: Nükleer tırmanış son anda önlendi

İki nükleer güce sahip ülke olan Hindistan ve Pakistan arasındaki çatışmaların kontrol dışına çıkarak daha büyük bir bölgesel savaşa ve hatta nükleer bir tırmanışa yol açmasından endişe duyan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve diğer uluslararası müttefikler, her iki ülkeye de yoğun diplomatik baskı yaparak çatışmaların durmasını sağladı. Yapılan diplomatik girişimler sonucunda, muhtemel bir nükleer gerilimin son anda önlendiği ifade edildi. Bu durum, Güney Asya'daki istikrarsızlığın ve nükleer silahların yayılmasının küresel güvenlik için ne kadar büyük bir tehdit oluşturduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Pakistanlı analist: "Çin işbirliği çatışmanın kaderini değiştirdi, Hindistanlı planlamacılar şaşırdı"

Pakistanlı bir güvenlik analisti olan İmtiyaz Gul, yaşanan çatışmaların ardından yaptığı değerlendirmede, Çin ile yapılan askeri iş birliğinin çatışmanın kaderini değiştirdiğini ve Hindistanlı askeri planlamacıları tamamen şaşırttığını belirtti. Gul, "Bu durum Hindistanlı planlamacıları tamamen şaşırttı. Çin ile askeri işbirliğimiz modern savaşa hazır olduğunu gösterdi" dedi. Bu yorum, Pakistan'ın Çin'den aldığı askeri teknoloji ve destek sayesinde, konvansiyonel askeri güç dengesinde Hindistan'a karşı önemli bir avantaj elde ettiği iddiasını güçlendiriyor.

İran’dan WhatsApp uyarısı!
İran’dan WhatsApp uyarısı!
İçeriği Görüntüle

Müttefiklere çağrı: "Zamanımız geldi, savunma harcamalarınızı artırın!"

Hindistan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Anil ChauhanSingapur'daki konuşmasının sonunda, bölge ülkelerine ve Hindistan'ın müttefiklerine önemli bir çağrıda bulundu. "Zamanımız geldi. Karşı karşıya olduğumuz tehditler beklemeyecek" diyerek, bölgedeki güvenlik ortamının giderek daha karmaşık ve tehlikeli hale geldiğini belirten Chauhan, müttefik ülkelerin savunma harcamalarını artırmaları gerektiğini söyledi. Ayrıca, müttefiklerin savunma kapasitelerini geliştirmesi, askeri birlikte çalışabilirliği artırması ve bölgedeki potansiyel tehditlere karşı ortak bir caydırıcılık stratejisi oluşturması için iş birliğini derinleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, Hindistan'ın bölgedeki güvenlik mimarisinde daha aktif bir rol oynamak istediğini ve müttefikleriyle daha yakın bir koordinasyon içinde hareket etme arzusunu gösteriyor.

Hindistan ordusunun bu şok itirafı ve çatışmaların ardından yapılan değerlendirmeler, Güney Asya'daki güç dengelerinin, askeri teknolojilerin ve stratejik ittifakların ne kadar dinamik ve değişken olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Çin'in bölgedeki artan askeri etkisi, Pakistan ile olan yakın iş birliği ve Hindistan'ın bu duruma karşı aldığı önlemler, önümüzdeki dönemde bölgedeki güvenlik ortamını şekillendirmeye devam edecek gibi görünüyor. Bu gelişmeler, aynı zamanda uluslararası silahlanma yarışı ve bölgesel çatışma riskleri açısından da endişe verici bir tablo çiziyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ