Rojda DOLGUN/ Artan hayat pahalılığı emeklileri yeniden iş aramaya itti. Kimi kasada, kimi sitelerde bekçi, kimi ise pazarda tezgâh başında. Yıllarca çalışıp prim ödeyen milyonlarca emekli, bugün hayatta kalabilmek için yeniden işe dönüyor. DİSK‑AR araştırmasına göre, Sosyal Güvenlik Kurumu verilerinde, Türkiye’de “çalışan ya da iş arayan emekli” oranı 2002 yılında %36,6 iken, Aralık 2024’te %65,7’ye yükseldi.

Borçlarını ödeyebilmek ve geçinebilmek için İstanbul’a çalışmaya giden Ahmet Gürbüz, emeklilerin sevdiklerini bırakmak pahasına bile olsa çalışmak zorunda kaldığını belirtti. Ahmet Gürbüz “Bizim hayallerimiz vardı ama maalesef ki hepsi hüsran oldu. Sonuçta eskiden emekli olunduğu zaman ev, araba, arsa alınabiliyordu. Şimdi sağlık, beslenme, barınma gibi temel masraflar bile ödenen maaşla karşılanamıyor. Emekli maaşıyla geçinmek imkansız. Bu şartlarda sürünüyorlar. Benim de maalesef borçlarım var. Bugünün şartlarında en düşük emekli maaşı en az kırk bin lira olması lazım” dedi.

Ahmet Gürbüz

SÖZDE EMEKLİ, ASLINDA ÇALIŞAN

Etrafındaki kimsenin dinlenebildiği bir emeklilik hayatı yaşamadığını söyleyen Gürbüz şu şekilde konuştu:
“Kimse emekli değil. Herkes çalışıyor. Biz Avrupa'nın bilimini ve teknolojisini almıyoruz. Avrupa'daki emeklilere bakış açısını alıyoruz. Oradaki emeklilerle kıyaslıyorlar. Ama o insanlar ülkelerinden kilometrelerce yol gelerek burada lüks bir hayat yaşayabiliyor. Ben şu anda, emekli maaşımla hiçbir yere gezmeye gidemem. Çocuğum üniversite okuyor. Yol, eğitim masrafları, geçim derdi derken bu ülkenin acı gerçeği emeklilikte çalışmak oldu. Sevdiklerinden ayrı gurbette çalışmak zorunda kalan, bir ürün almak için tüm pazarı dolaşan yaşlı emekliler var.”

İzmir’de okul yolunda feci kaza: Beton mikseri babaanne ve toruna çarptı!
İzmir’de okul yolunda feci kaza: Beton mikseri babaanne ve toruna çarptı!
İçeriği Görüntüle

Emekli olduğu halde çalışmak zorunda kalanların sayısının çok fazla olduğunu vurgulayan 2021 Tüm Emekliler Sendikası Örgütleme ve Eğitim Sekreteri İbrahim Yılmaz şu değerlendirmelerde bulundu:
“Emekli olunca yılda bir sefer de olsa bir tatile gitmeyi, torunlar gelince onlara harçlık vermeyi hayal ettik. Bir kafeye gidince, yanımıza gelen arkadaşlarımıza çay ikram edebilmek istedik. Ama maalesef şu 20 yıldan beri, biz bunları unuttuk. Kafeye gidemez olduk, istediklerimizi yapamaz olduk.

SİSTEM KÖKÜNDEN DEĞİŞMELİ

Bir çay 20 lira olmuş. Yani emeklilerimiz, ona çay ikram edemeyeceğinden yanına bir kişinin gelip oturmasından korkuyor. Bunlar bizim hiç hayal etmediğimiz durumlar. Emekli, çarşıya pazara gidemez oldu. Aldığı maaşla geçinme şansı yok.
17 milyon emeklinin 6 milyon emeklisi şu anda zaten ek iş yapıyor. Çalışan emeklilerin sayısı günden güne artıyor. Şu anda 6 milyon civarında emeklimiz ek iş yapıyor.
Emekliler çorap satıyor, pazarcılık yapıyor veya bir kafede garsonluk yapıyor. Bu sistemde, her sene emeklilerin emekli olurken maaş düşüyor. Sistem kökünden değişmeli. Emeklilik sistemi tekrar eskisi haline gelmeli. Yani %60, %65, %70'lerle emekli olduğumuz sisteme dönülmeli.
Şu anda aynı sistemle devam etseydik, yani %55, %60, %70'lerle devam etseydik şu anda emeklinin maaşı 44 bin liraydı. Yani emeklilerin %100'ün üzerinde kaybı var.”

Ibrahim Yılmaz-4

EMEKLİYE “ÖLÜN” DİYEN BAKIŞ AÇILARI VAR

Emeklilerin toplu sözleşme masasında kendilerini temsil etmesi gerektiğinin altını çizen Yılmaz şu ifadeleri kullandı:
“Biz toplu sözleşme masasında olmak istiyoruz. Bu emek bu yani, hani iki tane konfederasyon veya bir tane konfederasyonu çağırıyorlar. Şu anda asgari ücret görüşmeleri var. Asgari ücret görüşmelerinde emekliyi de konuşuyorlar. Toplu sözleşme masasında emekliler de olmalı. Emeklilerin hakkını orada emekli sendikaları savunmalı. A sendikası olur, B sendikası olur o önemli değil. Ama mutlaka o masada emekliler olup emeklilerin hakkını emekliler savunmalı. Yıllardır verdiğimiz bir mücadele var. Biz statü yasasının çıkmasını istiyoruz. Onun dışında çözüm biz hiç göremiyoruz.

Farklı gündemlerden dolayı emeklilerin gerçek problemleri konuşulamıyor. Emekliler, sendikaları ile tek çatı altında toplanmalı, güçlü olmalı. Eğer emekliler birlik olursa tüm bunları konuşma fırsatı buluruz. Şu anda Türkiye'de 17-18 tane emekli sendikası oldu. Oysa hedefimiz aynı, mücadelemiz aynı. Ama maalesef tek çatı altında toplanamıyoruz. Toplanamadığımız sürece ciddiye alınmıyoruz. Yani emekliye neredeyse ‘ölün’ diyen bu bakış açılarının hesabını soracağız. Gelecek yerel seçimlerde, mutlaka bunun cevabını vereceğiz.”

Muhabir: Rojda Dolgun