1979'un Sonbaharı... Dönemin Dışişleri Bakanı Gündüz Ökçün, resmi bir ziyaret için Tahran'da. Bir grup gazeteciyle birlikte temaslarını izliyoruz. Bakanın Tahran'daki temaslarından sonra sürpriz bir şekilde dini lider Ayetullah Humeyni tarafından kabul edileceğimiz bildiriliyor. İran devrimi henüz bir yaşına bile girmemiş. Humeyni tek lider ve halk adeta kendisine tapıyor.
Derme-çatma bir helikopterle Kum kentine gidiyoruz. Tek katlı, gecekondudan bozma bir evde kabul ediliyoruz. Damında silahlı muhafizların gezdigi evde, sıkı bir aramadan geçtikten sonra yalnızca halı ve yastıklardan oluşan çok büyük bir odaya alınıyoruz... Humeyni bir süre sonra odaya giriyor, hep birlikte bağdaş kurarak yerlere oturuyoruz. Konuşmalar Farsça, Türkçe ve İngilizceye sırayla tercüme ediliyor.
Gündüz Õkçün, konuşmasında bir ara demokrasinin değerlerinden söz edince Humeyni'nin cevabı gecikmiyor;
"Demokrasi Batı ülkelerinin uydurduğu bir göz boyamadır."
Cevabın tercümesi Bakan Ökçün'de soğuk duş etkisi yaratıyor. Konuşma daha fazla uzamıyor, evden ayrılırken İran devriminin demokrasiye bakış açısı kafalarımızda biraz daha netleşiyor.
Tahran Büyükelçimiz Turgut Tülümen'e soruyorum; Neler bekliyor bu İran'ı?
Cevabı çok net Büyükelçimizin;
"İran'ı çok zor günler bekliyor."
Nitekim bizim ziyaretimizden bir süre sonra Aralık 1979'da teokratik Anayasa da onaylanarak İran demokrasiden uzak, özgürlükleri kısıtlı, toplumu baskı altında bir ülke olarak bugünlere kadar geliyor.
Bu ülke şimdi fokur-fokur kaynıyor. Özellikle gençler arasında yüzde 30'lara varan işsizlik, gözle görülür gelir adaletsizliği, küçük bankalar gibi çalışan kooperatiflerin arka arkaya iflası ve devletin birikimlerini kaybeden orta sınıfı sahiplenmemesi, İslami rejimle sorun yaşayan sol kesimler, İslami yönetimin yeterince İslami olmadığını düşünen dinciler kazanı kaynatan en önemli unsurlar.
Ve elbette bunu körükleyen, başta Amerika olmak üzere İsrail ve Suudi Arabistan...
İran'daki gösteriler son 4 gündür rejim yanlısı gösterilere dönüşmüş durumda. Tabii bunda Besic denilen Molla rejimini korumak için iktidar muhafızlığı yapan paramiliter örgütün önemli bir rolü var.
Ancak şu var ki bu protestolar bastırılsa bile İran artık eski İran olmayacak. Büyükelçimizin yıllar önce söylediği gibi bu ülkeyi zor günler bekliyor. Kaostan çıkışın tek yolu bütün dünyada olduğu gibi baskıya son verilmesi, demokrasi ve özgürlüklerin tanınması...