Sosyal medya fenomeni Nihal Candan'ın 30 yaşında, uzun süredir mücadele ettiği anoreksiya nervoza nedeniyle hayata veda etmesi, magazin ve sanat dünyasında şok etkisi yarattı. Cezaevinde başlayan ve 23 kiloya kadar düşmesiyle sonuçlanan bu trajik süreç, birçok ünlü ismin taziye mesajlarıyla gündeme gelirken, aralarından bir ses, acının ve öfkenin iç içe geçtiği bir isyanla yükseldi. O ses, yıllar önce aynı amansız hastalıkla savaşan ve ölümle burun buruna gelen pop müziğin güçlü ismi İrem Derici'den başkası değildi. Derici'nin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım, sadece bir başsağlığı mesajı değil, aynı zamanda toplumsal bir yüzleşme çağrısıydı.

685674002D0Ca456 W1200Xh1921

MasterChef yarışmacısını Erdoğan görse alnından öperdi...
MasterChef yarışmacısını Erdoğan görse alnından öperdi...
İçeriği Görüntüle

Nihal Candan'ın vefat haberi üzerine sessizliğini bozan İrem Derici, konuya olan hassasiyetini ve yaşadığı derin üzüntüyü, kelimelerini birer tokat gibi kullanarak ifade etti. Bu paylaşım, Derici'nin sadece bir meslektaşının kaybına üzülmediğini, aynı zamanda Nihal'in yaşadığı acının her zerresini kendi geçmişinde hissettiğini gözler önüne serdi. Bu, empati kurmanın ötesinde, aynı cehennemden geçmiş birinin, geride kalanlara ve bu trajediyi uzaktan izleyenlere yönelik acı dolu bir sitemiydi.

"Kolaydı değil mi? gitti işte"

İrem Derici, sosyal medya hesabından yaptığı ilk paylaşımda, Nihal Candan'ın kaybıyla ilgili duygularını filtresiz bir şekilde dile getirdi. Paylaşımındaki her kelime, derin bir öfke ve hayal kırıklığı barındırıyordu. "Kolaydı değil mi? Gitti işte… Ailesi ağlar ardından ancak. O kadar vicdansızsınız ki anlayamadınız intiharın son raddesini," sözleriyle Derici, aslında Nihal Candan'ın ölümünü sadece bir hastalık sonucu olarak görmediğini, bunu bir nevi sosyal bir cinayet olarak nitelendirdiğini ima etti. "İntiharın son raddesi" ifadesi, yeme bozukluğu gibi psikolojik kökenli bir hastalığın, kişinin kendi canına kıymasının yavaş ve acı dolu bir yolu olabileceğine dair sarsıcı bir tespitti.

Bu sözlerle Derici, özellikle sosyal medya üzerinden yapılan acımasız yorumları, bitmek bilmeyen linç kültürünü ve insanların başkalarının acıları üzerinden kendilerini tatmin etme çabasını hedef aldı. "Nihal mutlu oldu" diyerek, belki de onun bu acımasız dünyadan ve bedeninin esaretinden kurtulduğunu ima eden Derici, "Ben bunu zor yendim, belki hala yenemedim" itirafıyla da bu savaşın bir ömür boyu sürebileceğinin altını çizdi. Bu paylaşım, sosyal medyanın karanlık yüzünü ve bir insanın hayatına mal olabilecek kadar tehlikeli olabilen sanal zorbalığı bir kez daha gündeme taşıdı.

Geçmişin gölgesinden gelen o kare

İrem Derici'nin isyanı, sadece sözlerle sınırlı kalmadı. Kendi mücadelesinin ne kadar gerçek ve somut olduğunu kanıtlarcasına, takipçilerini yıllar öncesine, kendi kabusunun tam ortasına götürdü. Şarkıcı, 2017 yılında anoreksiya tedavisi görürken hastanede çekilmiş bir fotoğrafını paylaştı. Zayıflıktan bitap düşmüş halinin net bir şekilde görüldüğü bu kare, onun sözlerinin ne kadar derin bir yaşanmışlığa dayandığının en net kanıtıydı.

Bu sarsıcı fotoğrafın altına düştüğü not ise adeta bir manifesto niteliğindeydi: "2017. Özel odaya çıktığımda ilk çektirdiğim fotoğraf. 5-6 kilo almış halimdi bu. Kimin ne yaşadığını bilemezsiniz..." Bu not, dışarıdan bakarak insanlar hakkında ahkam kesen, onların yaşadığı acıları basite indirgeyen herkese yönelik bir uyarıydı. Fotoğraftaki halinin, aslında iyileşmeye başladığı bir döneme ait olduğunu belirtmesi, hastalığın en dip noktasının ne kadar korkunç olabileceğini hayal gücüne bırakıyordu. Bu kare, İrem Derici'nin Nihal Candan'ın acısını neden bu kadar derinden hissettiğini anlatan binlerce kelimeden daha etkiliydi.

Kaynak: haber merkezi