Koca bir futbol sezonunu “Sessiz film” gibi seyrettikten sonra o gece, İzmir Gürsel Aksel

Stadı’ndan İstanbul’a gönül köprüsü kurarak Beşiktaş’ı “İşte şampiyon, açın yolları geli

yor Beşiktaş” diye uğurladık… O gece, Ramazan Bayramı’ nın son gecesi biterken, İzmir’den fırlatılan şampiyonluk füzeleri, tüm yurtta, korona yasaklarına meydan okurcasına bir bayram havasında kutlandı... Ne kutlanış o! Hani “Gönül ferman dinlemez” derler ya, işte öyle birşey! İzmir’in şanlı Göztepe’si de, “Galip sayılır bu yolda mağlup” dercesine rakibini fair play kuralları içinde saygı ile uğurladı…

Tam kapanmada olan Türkiye’de Başkan Erdoğan’ın kutlama mesajı anında televizyon ekranlarında yayınlanınca kim tutar Beşiktaşlıları evlerinde! Durumları ortaya çıktı… Yasaklar mı? Kademeli değil, tekmili birden kaldırılmış gibinin bir provasına dönüştü o gece!

Evet, O gece, Süper Ligin taze Şampiyonu Beşiktaş’ın taraftarları uğurlanırken İzmir şehri Kara Kartal’ı 2 gece daha ağırlayıp Türkiye Kupası finalinde de seyretme zevkine ulaştı… Antalyaspor’u da 2-0 yenen Beşiktaş, adeta bonus niteliğindeki ikinci bir kupa almış oldu…

***

70 ülkeden, 259’ u Süper Lig olmak üzere 349 yabancı futbolcunun top peşinde koştuğu Türkiye’mizde işte o gece, Süper Lig’in adeta dibi delinirken (!) 4 Anadolu takımı Denizli, Erzurumspor, Ankaragücü ile Gençlerbirliği’nin tenzili rütbe eyleyip alt lige düştüğünün

kimse farkına bile varmadı!

Hülasa; milyar dolarlık yatırımlar yapan Fenerbahçe ve Galatasaray işte O Gece, daha az yatırım yapan Şampiyon Beşiktaş’ı gıpta ile seyrettiler. Belki de “Komşuda pişer, bize de düşer” temennisi ile avundular…

Ben, şimdi TÜFAD İzmir şube Başkanı Dr. Şaban Acarbay ile TÜRFAD İzmir Şube Başkan ve de Olimpiyat Komitesi yöneticisi Bahri Vreskala ile İzmir ve de futbol aşığı İbrahim Yüncü, Mustafa Derici dostlarım gibi, Altay, Altınordu, Karşıyaka’nın süper lige dönüş hayallerini kurmaya başladım…

Türkiye Futbol Adamları Derneği İzmir Şube Başkanı, Bahri Vreskala ile hafta boyu görüşüp bu konunun yanı sıra futbolumuzdaki “engelleri ve önerilerinin” ne olduğunu sordum. İşte görüşleri:

ENGELLER…

“Büyük Atatürk’ün gençlerimize emanet ettiği 84 milyonluk cennet ülkemizde yabancı futbolcunun varlığı, bana göre gençlerimizin haklarının gasp edilmesi ve futbolumuzun gelişmesini engellenme sebebidir. Bu duruma göz yuman, sebep olan sorumluları, tarih affetmeyecektir.. Süper Lig’deki bir karşılaşmada sahadaki iki futbol takımında 11’er yabancı futbolcu yer alıyorsa, bu Türkiye’mizin mi, yoksa yabancı bir ülkenin Süper Ligi midir? Öncelikle bunun cevabını araştırmalıyız. Geçen hafta Kulüpler Birliği’nin isteği üzerine bir İtalyan hukuk firması ile anlaşan Türkiye Futbol Federasyonu gelen tepkiler üzerine bundan vazgeçti. Burada iki yanlış var. Birincisi ülkemizin hukukçularına güvenilmemesi, ikincisi de kendini Türkiye Futbol Federasyonu’ndan üstün gören ve onun yerine geçen Kulüpler Birliği'dir…

İzmir’de Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü görevim sırasında inşaatı yapılan ve hizmete sunulan Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü “Sporcu Sağlık Merkezi’nin“ kapatılarak hizmet binasına dönüştürülmesi, büyük bir hatadır, futbolumuza vurulan en büyük darbedir. Ege Üniversitesi Spor Hekimliği ile koordineli çalışan Sporcu Sağlık Merkezi’mizde, Başhekim Dr. Şaban Acarbay’ın yönetiminde yılda 15 bin sporcuya hizmet veriliyordu. Menajerlik sisteminin kaldırılarak kulüplerin kendi bünyesindeki futbol otoritelerinden kurulu bir komisyon kurulmalı ve yerli yabancı futbolcu alımlarını bu komisyon yapmalıdır. Böylece menajerlere ödeme yapmaz, mali açıdan karlı olur.”

ÖNERİLER….

Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yoktur. Gelişmiş ülkelerin futbolu incelenir, en iyi sistem benimsenir, Ülkemizde uygulanır. Şu anda yabancı futbolcuya karşı olan, tamamen kendi çocuklarımıza tüm modern imkanları sunan Altınordu kulübümüze, Başkan Seyit Mehmet Özkan’a içtenlikle teşekkür ediyorum, başarılarının devamını diliyorum. Tüm Kulüplerimizin Altınordu Kulübümüzü örnek almalarını öneriyorum.

Yabancı futbolcu sayısı en çok dört kişi ile sınırlandırılmalıdır. Bu dört futbolcudan resmi karşılaşma kadrosunda iki kişiye yer verilmeli, bunun yanında alt yapıdan iki genç futbolcu kadroya dahil edilmelidir. Her resmi karşılaşmada A takımlardan önce, eskiden olduğu gibi resmi genç takımlar karşılaşmalarına yer verilmelidir. Seyirciler önünde oynayan gençler öz güvenlerini kazanır.

Futbol hakemleri arasında ikilik yaratan maaşlı hakem uygulamasına son verilmelidir. Eskiden olduğu gibi tüm hakemler eşit tutulmalı, başarılı hakemler terfi ettirilmelidir.

VAR Sistemi daha ciddi uygulanmalı, gerekirse görüntü büyük ekrandan seyirci ile paylaşılmalıdır. Böylece dedikodular önlenir. Gizli yapılan her işlem kaos yaratır.”