Yaz boyunca peş peşe yaşanan orman yangını alarmının ardından, İzmir İtfaiyesi ekipleri bu kez Denizli için teyakkuza geçti. İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı’na bağlı profesyonel personel, 29 Ağustos’ta Çatak Mahallesi ile Aydın’ın Buharkent ilçesine bağlı Kızıldere hattı arasında başlayan alevlere destek vermek üzere sabahın ilk ışıklarıyla yola çıktı. Bölgeden gelen ilk bilgilere göre rüzgârın yön değiştiren sert atakları, yangın hattını kısa sürede genişletirken arazi koşulları, hem karadan hem de havadan müdahaleyi zorlaştırdı. Buna rağmen koordineli müdahale planı hızla devreye alındı ve İzmir’den sevk edilen unsurlar öncelikle kritik geçiş noktalarında konuşlandırıldı.
Yangın hattı rüzgârla büyüdü
Sarp yamaçların iç içe geçtiği bu coğrafyada gün içinde sık sık yön değiştiren rüzgâr, alevlerin sıçrama riskini artırdı. Yer yer kuru ot örtüsü ve makilik alanlar, alevlerin yayılımına doğal bir koridor oluşturdu. Ekipler, rüzgârın bastırdığı anlarda soğutma çalışmalarına ağırlık verirken alevlerin yeniden canlandığı saatlerde sıçrama hatlarını kesti. Bu taktik, mücadelenin her evresinde sahadaki hareket kabiliyetini korumayı sağladı. Özellikle vadilerin birleştiği noktalarda kurulan yangın şeritleri, arazöz ve su tankeri desteğiyle güçlendirildi.
Koordinasyon üç il arasında örüldü
Yangına müdahale ağı, Denizli, Aydın ve İzmir arasında kurulan üç ayaklı bir koordinasyon planı üzerine kuruldu. Bölgeye ulaşan İzmir İtfaiyesi ekipleri, Orman Genel Müdürlüğü ve yerel birimlerle aynı telsiz hattında buluşarak ortak operasyon yürüttü. Bu sayede arazözlerin su ikmal döngüleri, su tankeri güzergâhları ve helikopter sorti saatleri tek bir masa etrafında eşleştirildi. Koordinasyon merkezindeki görevli amirler, anlık meteorolojik verileri de acil durum planına dahil ederek kritik saatlerde personelin yer değiştirmesini yönetti.
Buldan kırsalında zamana karşı yarış
Yangının etkili olduğu Buldan kırsalında, engebeli arazi ve dar stabilize yollar ekiplerin işini güçleştirdi. Buna karşın arazöz ekipleri, yangının konutlara yaklaşmasını engellemek için yerleşim kuşaklarında savunma hattı kurdu. Bölgedeki tahliye ihtimali sürekli değerlendirildi; riskli noktalar için köy içi toplanma alanları hazırlandı. Yerel halk, kontrollü ve güvenli şekilde yönlendirilirken, hayvan barınaklarının bulunduğu noktalarda ayrı bir koruma şeridi oluşturuldu. Bu yöntem, alevlerin kırsal yaşamı vurma ihtimalini en aza indirmeyi hedefledi.
İzmir’den sevk edilen araçlar ve personel
İzmir Büyükşehir Belediyesi envanterinden, İtfaiye Dairesi Başkanlığı ekiplerine ek olarak belediyenin diğer birimlerinden 2 su tankeri hızla bölgeye yönlendirildi. Su tankeri desteği, uzun menzilli ikmal noktaları ile yangın hattı arasında kritik bir köprü kurdu. Ayrıca çok amaçlı kurtarma araçları, termal kamera ve taşınabilir aydınlatma kuleleriyle donatılmış ekipler, gece çalışmalarının emniyetli yürütülmesini sağladı. Yüksek ısıda çalışan personelin dönüşümlü dinlenmesi için mobil lojistik alanları kuruldu; su ve gıda ikmali, saha moralini canlı tuttu.