İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde geçtiğimiz hafta yaşanan ve yaklaşık 600 işçinin etkilenmesine neden olan zehirlenme vakası, yerel gündemin en çarpıcı başlıklarından biri oldu. Ancak olayın üzerinden günler geçmesine rağmen ne yetkili makamlardan ne de ulusal medyadan tatmin edici bir açıklama yapılmadı. Bu sessizlik, CHP Kemalpaşa İlçe Başkanı Ahmet Yılmaz’ın açıklamalarıyla birlikte kamuoyunda daha da sorgulanır hale geldi.

Yılmaz, yaptığı yazılı açıklamada yaşananları bir "gıda güvenliği" sorunu olmanın çok ötesinde değerlendirdi. İşçilerin zehirlenmesinin ardından sessizlik perdesinin devreye sokulduğunu söyleyen Yılmaz, haberlerin bazı medya kuruluşlarından kaldırıldığını ve siyasi etkilerin devreye girdiğini ima etti. En çarpıcı iddialardan biri ise zehirlenmeye neden olduğu öne sürülen yemek firmasının sahibinin AKP İl Başkan Yardımcısı, ilgili fabrikanın iş güvenliği sorumlusunun da AKP İlçe Başkanı olduğu yönündeydi.

Bir haftadır sessizlik hâkim: "Numuneler değiştirildi mi?"

18 Temmuz tarihinde meydana gelen zehirlenme vakasında işçilerin aynı belirtilerle hastaneye başvurduğu ve çevre hastanelerin acil servislerinin kilitlendiği bildirildi. Ancak olayın ardından kamuoyunu bilgilendirmekle yükümlü mercilerin sessizliğe gömülmesi, birçok soruyu beraberinde getirdi. Ahmet Yılmaz, yalnızca birkaç medya kuruluşunun haberi kısa süreliğine yayımlayıp kaldırdığını belirterek, olayın adeta karanlığa gömülmek istendiğini söyledi.

İzmir'de 26 Temmuz'da 11 ilçede elektrikler kesilecek
İzmir'de 26 Temmuz'da 11 ilçede elektrikler kesilecek
İçeriği Görüntüle

CHP’li Yılmaz’ın iddiaları yalnızca bu kadarla sınırlı değil. İşçilere bir gün önceden kalan yemeklerin yeni yemeklerle karıştırılarak servis edildiği, olay sonrası alınan numunelerin değiştirildiği iddiaları Kemalpaşa’da dilden dile dolaşıyor. Ayrıca resmi kaynaklar zehirlenmenin içme suyundan kaynaklandığını öne sürerken, buna rağmen yemek firmasının sözleşmesinin hemen feshedilmesi kafaları karıştırdı.

Yılmaz bu çelişkiyi şu sözlerle ifade etti:

“Eğer sorun sudaysa, neden yemek firmasıyla yollar ayrıldı? Bu durum, zehirlenmenin kaynağı konusunda kamuoyunun yanıltıldığını mı gösteriyor?”

"İnsan hayatı siyasi ilişkiler uğruna feda edilemez"

Ahmet Yılmaz, yaşanan olayın sadece gıda güvenliğiyle açıklanamayacağını belirterek, taşeron sisteminin denetimden uzak yapısını ve siyasi korumaları hedef aldı. “İnsan hayatını hiçe sayan bu düzen, artık kabul edilemez bir noktaya gelmiştir,” diyen Yılmaz, olayın sorumlularının yargı önüne çıkarılması gerektiğini vurguladı.

Yılmaz’ın açıklaması, şu sert ifadelerle son buldu:

“Bu olay yalnızca bir yemek zehirlenmesi değil, aynı zamanda siyasi bağlantılarla dokunulmaz hale getirilen şirketlerin toplum sağlığına nasıl tehdit oluşturduğunun göstergesidir. CHP Kemalpaşa İlçe Örgütü olarak bu olayın peşini bırakmayacağız. Hiçbir siyasi çıkar, işçilerin sağlığından daha önemli değildir.”

Kaynak: haber merkezi