Geçtiğimiz günlerde, tam da seçim haftası, “İzmir Büyükşehir Belediyesi bürokratlarına Çöp soruşturması” başlıklı bazı yerel basında çıkan haberler üzerine, İzmir’in çöp konusunu biraz araştırayım dedim. Basında çıkan haber, her ne kadar Çeşme ilçesi düzensiz çöp depolama alanının vahşi depolama yapıldığı ve yeterli önlemlerin alınmadığı gerekçesiyle, 3 günah keçisi yapılan bürokratla ilgili soruşturma açılması olsa da, önce İzmir’in halk dilinde çöp, teknik dilde katı atık durumuna bir bakmak gerektiğini düşünüyorum.
6360 sayılı Bütünşehir yasasıyla tüm İzmir’in yani Kınık’tan Beydağ’a, Karaburun’dan Çeşme’ye, Kemalpaşa’dan Selçuk’a kadar olan 30 ilçe belediyesi ile ilgili tüm iş ve işlemler özellikle de; çöp, kanalizasyon atık su arıtma tesisleri gibi altyapı hizmetleri, Mart 2014'ten bu yana büyükşehir belediyelerinin yetki ve sorumluluğuna geçmiştir. Bu çerçevede, İzmir il sınırlarında son TÜİK verilerine göre, 5000t/gün evsel katı atık yani çöp oluşmakta! Bu sadece evsel çöp! Bunun tehlikeli, tıbbi,hafriyat vb. daha pek çok atık türü var. Tüm bunlara yer bulmak ve bu atıkları toplayıp bertaraf etmekten de Büyükşehir Belediyesi sorumlu hale geldi; yaklaşık 1,5 sene önce yürürlüğe giren Bütünşehir yasasıyla!
İzmir’de bu yasadan önce hepimizin bildiği gibi bir tek Harmandalı düzenli çöp deponi alanı bulunmaktaydı ancak o da artık ömrünü tamamlamak üzere olduğu için Büyükşehir Belediyesi kuzeyde ve güneyde yeni çöp bertaraf tesisi yer seçimi ve projelendirme çalışmaları yapmakta. Bu çerçevede Kuzey aksında Yamanlar civarında belirlenen entegre katı atık bertaraf tesisinin mahalli Çevre Kurulundan olumlu çıkan yer seçimi görüşü şu an iptali için mahkemede! Aynı şekilde Torbalı, Kemalpaşa civarında yapılmak istenen katı atık bertaraf tesisine hatta transfer istasyonlarına bile ya yöre halkı veya sivil toplum kuruluşları karşı çıkarak yargıya taşımakta! Yani anlayacağınız şu İzmir’de kamu yararı da olsa yapmak istediğiniz çöp alanına yer bulmak inanın dünyanın en zor işleri arasındadır. Bunu da en iyi eski Çevre İl Müdürü olarak ben ve benim o dönemdeki elemanlarım bilir!
Büyükşehir Belediyesi kendilerine ilçe belediyelerinden yetki devri olduktan sonra, Bergama’daki mevcut katı atık bertaraf tesisini devralarak işletmesine başlamış, Dikili’ye ve Kınık’a transfer istasyonları planlamış, Bergama’ya taşımakta; Çandarlı vahşi depolama alanı dahil 28 düzensiz depolama alanını kapatmış, bunların bertarafını Bergama ve Harmandalı’da yapmakta. Şayet kuzeyde Yamanlar’da düzenli bertaraf tesisini kurabilirse 9 ilçenin atıklarını buraya taşıyacak; Halkapınar, Gediz, Kısık, Gümüldür, Urla, Türkelli, Torbalı, Foça, Selçuk ilçelerine transfer istasyonları kurmuş, buralardan 2014 yılında 2034 t/gün katı atık transferi gerçekleştirmiş, Çeşme ve Kemalpaşa’yı planlamaya almış; Çeşme’nin yer seçimi yapılmış, ancak gerçekleşene kadar 62 km uzaklıktaki Urla transfer istasyonuna taşınıyor son durumda. Çeşme çöplüğü 27 Ekim'den itibaren kapatıldı çünkü! 5000t/gün çöpün sadece yüzde 1’i Çeşme’nin çöpü! 5000ton/gün evsel çöpü, diğer tehlikeli, tıbbi, hafriyat, ambalaj atıkları hariç! Yönetmeye çalışmak ve bunlara dair yatırımları planlamak ve hayata geçirmek hiç de kolay işler değildir! Bunlar hem uzun süreçler alan hem de maliyetli yatırımlardır. Sadece ilgili kurum ve kuruluş görüşlerini toplamak, bu alanları imar planlarına işletmek bile ciddi uzun süreçlerdir. Bunu yine İl Çevre Müdürlüğündeki arkadaşlarım çok iyi bilecektir, geçmiş deneyimlerinden!
Öte yandan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 5.10.2015 tarihinde katı atık alanlarıyla ilgili düzenlediği bir proje toplantısında; TÜİK verilerine göre, ülke genelinde 50 büyük, 200 küçük ölçekli düzensiz yani vahşi deponi sahası olduğunu açıklamıştır. Yine TÜİK verilerine göre dere yataklarına ve yüzeysel sulara gömülen çöpler hariç!
Hal böyle iken, amaç üzüm yemek için destek olmalı, bağcıyı dövmek değil!