İzmir’in Buca ilçesinde geçtiğimiz yıl bir kumpirci dükkanında yediği yiyecekten zehirlenerek yaşamını yitiren Servet Polat’ın ölümüne ilişkin dava başladı. İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması, yoğun katılım nedeniyle 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirildi.

Sanıklar, müştekiler ve çok sayıda avukatın katıldığı duruşmada mahkeme heyeti, ilk değerlendirmesini yaparak ara kararı açıkladı. Davada tutuklu yargılanan işletme sahibi N.D.’nin tutukluluk halinin devamına hükmedilirken, sanığın eşi hakkında da suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi.

Cemil Tugay hakkında suç duyurusu: Kooperatif projelerinin iptali kamu zararına yol açtı iddiası
Cemil Tugay hakkında suç duyurusu: Kooperatif projelerinin iptali kamu zararına yol açtı iddiası
İçeriği Görüntüle

Sanık: Mısırda salmonella vardı, ama kumpiri ben hazırladım

Tutuklu sanık N.D., duruşmada verdiği ifadede olay günü kumpiri bizzat kendisinin hazırladığını söyledi. Malzemeleri günlük tedarik ettiklerini ve işletmenin kısa süre önce denetimden geçtiğini belirten sanık, kumpirde kullanılan mısırda salmonella bakterisi tespit edildiğini aktardı.

Ancak Servet Polat’ın o gün ne yediğini hatırlamadığını ifade eden sanık, “Vefat nedeniyle çok üzgünüm. Ancak suçlamaları kabul etmiyorum” diyerek savunmasını yaptı. Ayrıca, kendisinin yemediği hiçbir ürünü müşterilere sunmadığını söyledi.

Acılı aileden yürek burkan ifadeler: “Annemizi tuvalette ölü bulduk”

Maktul Servet Polat’ın kızı Bahar Zeyrek, annesinin zehirlenmeden sonra bir haftada altı kilo verdiğini, kendisiyle birlikte oğlunun da etkilendiğini söyledi. Duygusal anlar yaşayan Zeyrek, “Annemizi tuvaletini yaparken ölü bulduk. O görüntü gözümden gitmiyor. Sonuna kadar şikayetçiyim” dedi.

Maktulün oğlu Murat Polat da annesinin hastaneden taburcu edildikten sonra evde yeniden fenalaştığını ve bu ihmal zincirinin ölümle sonuçlandığını belirtti. Ailenin tüm bireyleri, işletme sahiplerinden şikayetçi olduklarını mahkeme huzurunda yineledi.

Zehirlenen diğer müşteriler: “Uyarılara rağmen ürün kaldırılmadı”

Duruşmada ifade veren diğer müştekiler, zehirlenme sonrası yaşadıkları sağlık sorunlarını ayrıntılı şekilde anlattı. Müştekilerden A.E, ailesiyle birlikte hastalandıklarını, sekiz gün boyunca hastalıkla boğuştuklarını ve bu süreçte çocuklarının psikolojik olarak yıprandığını dile getirdi.

Bir diğer müşteki D.K., olay günü işletmeyi telefonla arayıp uyardığını ancak ürünlerin satıştan çekilmediğini belirtti. “O gün ürünler toplansaydı, bu facia yaşanmayacaktı. Göz göre göre gelen bir ölümdü” sözleri duruşma salonunda derin bir sessizliğe neden oldu.

Eşinden itiraf gibi ifade: “İlk uyarıları ciddiye almadık”

Sanık N.D.’nin eşi C.D., duruşmada tanık olarak dinlendi. Kumpirin hazırlanmasında kendisinin de yer aldığını söyleyen C.D., ilk gelen şikayet telefonlarını önemsemediklerini itiraf etti. “İlk uyarıları ciddiye almadık. Daha sonra şikayetler artınca dükkanı kapattık” sözleri, işletmenin ihmalkâr tutumunu ortaya koydu.

Bu ifade üzerine mahkeme heyeti, tanık sıfatıyla dinlenen C.D. hakkında da suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Savcılık, C.D.'nin olayda ihmal ve kusurunun araştırılmasını talep etti.

Kaynak: HABER MERKEZİ