Dernek Kurucu Başkanı Ozan Yeşiltepe, “Yeraltı ve yer üstü kaynaklarımızı hep birlikte korumamız gerekiyor. Amacımız toplumsal bilinci yükseltmek” dedi.
İzmir’de kurulan Su Derneği kurumsal iş birliği çalışmalarına başladı. Dernek Başkanı Ozan Yeşiltepe ve Yönetim Kurulu Üyeleri, su kullanımı verimliliği, susuzluk yaşanmaması gibi konularda çaba gösteren tüm paydaşlarla birlikte bir çalıştay yapılması önerisinde bulundu. Yeşiltepe, sorularımızı yanıtladı:
- Su Derneği fikri nasıl ortaya çıktı ve amacı nedir?
Su kıtlığı benim uzun zamandır ne yapabiliriz diye üzerinde düşündüğüm bir konuydu. Bu düşünceden yola çıkarak kurduğumuz bir dernektir. Mayıs ayında Kurucu Yönetim Kurulundaki arkadaşlarımla bir araya gelerek derneğimizi kurduk. İklim krizi alanında birçok dernek var aslında ve iyi de işler ortaya koyuyorlar. Fakat sadece su başlığı, su krizi ve kıtlığı alanında faaliyet yürüten tek dernek biziz şu anda. Dernek olarak; yer altı, yer üstü su kaynaklarının korunması ve susuzluğu engellemek için bu alanda faaliyet gösteren kişi, kurum ve kuruluşları bir araya getirmek istiyoruz. Bu alanda faaliyet gösteren yeraltı ve yer üstü su kaynaklarının korunmasında yapılan çalışmalara destek olmak ve bu konuda farkındalığı arttıracak girişimlerde bulunmak istiyoruz. Öncelikle İzmir’de su tasarrufu ve su verimliliği konusunda bir çalıştay düzenlenmesini istiyoruz. Bununla alakalı derneğimizi kurar kurmaz ilk olarak İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğanı ziyaret ettik. Kendileri bizi çok iyi ağırladı bu vesile ile misafirperverliklerine de çok teşekkür ediyorum. Kendilerinin de bu alanda çalışma planlarının olduğunu ve ilerleyen dönemde işbirliği yapabileceğimizi söyledi.
- Su Derneği Kurucular Kurulu kimlerden oluşuyor?
Derneğimizin yedi tane çok değerli Kurucular Kurulu var. Gazeteci/yazar Macit Sefiloğlu, Akademisyen Asil Kaya, Öğretmen Yıldırım Göksel Akgün, İtfaiyeci Alican Demir, Grafiker Mehmet Şifayi ve kurucu başkan olarak ben Ozan Yeşiltepe
- Nasıl bir su çalıştayı toplamak istiyorsunuz?
Aslında biz dernek olarak tek başımıza bir çalıştay toplayamayız. Bunun öncülüğünü en iyi ve en doğru şekilde İZSU (İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi) yapabilir. Bu sebeple ilk olarak İZSU Genel Müdürü sayın Gürkan Erdoğan’ı ziyaret ettik. Bu konuda sivil toplum örgütü olarak fikir sunduk ve destek olmak istediğimizi ilettik. Kendileri konuyu dikkatle dinledi ve zaten hali hazırda bu konuyla alakalı bir çalışma içinde olduklarını iletti. Bizim ön gördüğümüz su çalıştayı, su tasarrufu ve su verimliliği üzerine geniş bir çalıştay. Kente bulunan üniversiteler, sivil toplum örgütleri, su ekipman üreticileri, toplu konut idareleri, yerel yönetimler, müftülükler ve diğer inanç temsilcileri, muhtarlar ve site yöneticilerini kapsayan geniş bir çalıştay. Saydığım kurum ve kuruluşlar her birinin bu konudaki fikri, koyacağı katkı bence çok önemli. Çalıştay sonunda alınan kararlar çalıştay sonuç bildirgesi halinde bütün kurum ve kuruluşların birlikte hareket etmesini sağlayacağını düşünüyorum. Bunu yapabiliriz. Şu an mevcut yerel yönetimlerde bu konuyu gerçekten önemseyen yerel yöneticiler var. İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan geniş bir vizyona sahip bir bürokrat. İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanı Sayın Cemil Tugay iklim ve su krizi konusunda Karşıyaka Belediye Başkanlığı döneminden beri çalışma içinde. İzmir bu konuda diğer illere göre bence daha şanslı. Bu meseleyi ciddiye alan vizyon sahibi idarecileri var.
- Son yıllarda gündemi meşgul eden küresel ısınma ve iklim krizi nedir?
Küresel ısınma insan faaliyetleri sonucu salınan gazların atmosferde birikmesi sonucu sıcaklığın artmasına deniyor. İklim değişikliği ise küresel ısınmaya bağlı olarak hava ve iklim hareketlerinde değişiklik yaşanmasıdır. Bilindik bir ifadeyle söylemek gerekirse; küresel ısınma sebep iklim değişikliği sonuçtur. Sebebi kontrol altına alırsak sonucu pozitif yönde değiştirebiliriz. Hatta değiştirmemiz gerekir. Yeri gelmişken söz etmek isterim; 2022 yılında ortaya konan 2021-2022 İnsani Gelişme Raporu’nda şuna işaret ediliyor; insanlık tarihinde ilk kez, insan kökenli tehlikelerin, doğal tehlikelerden daha büyük bir boyuta sahip olduğu bildirilmektedir. Yani sebebi mutlaka kontrol altına almak zorundayız aksi halde hep birlikte çağlayana doğru son sürat ilerliyoruz.
- Sizce insanlar su kıtlığının farkında mı?
Büyük oranda evet. Su kıtlığının hızla geldiğini yavaş yavaş hepimiz fark ediyoruz. Fark etmeyenler de deneyimleyerek öğrenecekler, umarım böyle olmaz. İnsanlığın en büyük sorunu susuzluk ve iklim krizi eğer hızlı hareket etmezsek çocuklarımıza miras olarak gayrimenkul yerine bir kova su bırakacağız. Bu bana şunu hatırlattı; 1776 senesinde ekonomist Adam Smith’in “elmas ve su” paradoksunda insanların kendi hayatları için çok önemli ve elzem olan suya değer vermek yerine insan hayatı için bir değeri olmayan elmas gibi madenlere çok daha yüksek
miktarlarda ödeme yapmayı tercih etmektedir. Demişti. Önümüzdeki zamanlarda su elmastan daha ulaşılmaz olabilir. Bu paradoks tersine dönebilir. Bu sebeple su kıtlığının farkında olmamız gerekiyor. Biz de tam olarak bu farkındalığı arttırmak için çalışacağız.
- Su kıtlığına sebep olan en büyük etken nedir?
Su kıtlığının en büyük sebebi bilinçsiz kullanım.
Su, genellikle tarım, enerji sektörü, sanayi sektörü ve hane halkı kullanımı ile tüketilmektedir. Dünyadaki su kaynaklarının yaklaşık Yüzde 69’u tarımsal amaçlarla kullanılmaktadır. Bu miktarı Yüzde 19 ile sanayi sektörü ve yüzde 12 ile hane halkı kullanmaktadır.
Bu sektörlerde bilinçli kullanımı ve tasarrufu örgütleyebilirsek bize biraz nefes aldıracağını düşünüyoruz.
- Sizin bu konuda ne gibi çalışmalarınız olacak?
Biz dernek olarak yukarıda da belirttiğim gibi su tasarrufu ve su verimliliği konularında çalışmalar yapacağız. Bu alanlarda çalışma yapan kurum ve kuruluşlara destek olacağız.
Köy kooperatifleri ile iş birliği yaparak sulanabilir tarım alanlarının tamamını suyla buluşturma, suyu doğru ve verimli kullanma çalışmalarına katkı sağlayacağız.
Yerel yönetimlerle bir araya gelerek farkındalığı arttıracak su festivalleri ve eğitimler organize etmek istiyoruz ve ayrıca belediyelerin sınırları içerisinde bulunan su kaynaklarını korumak ve bu konuda yerel yönetimler ile su derneğinin iş birliği oluşturmak istiyoruz
- Son olarak bu konuda ne söylemek istersiniz?
Bu konuda söylenecek her şey bizden önce söyledi, sonra da söylenecektir mutlaka. Ancak artık söz söylemekten çok bir şeyler yapmalıyız. Önümüzdeki zaman şunu muhakkak gösterecek; suyu iyi ve doğru yönetebilen şehirler, bölgeleri ve hatta ülkeleri yönetecektir.