Ege Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencileri, kuruluşunun 44. yılında YÖK’ü protesto etmek için eylem düzenledi. Üniversite öğrencileri adına açıklama yapan İlayda Nur Karahan, “YÖK de, bugün kampüslerde ÖGB'lere, polislere, sivil faşist çetelere karşı hakkını talep eden üniversite öğrencilerinin sesini kısmaya çalışan AK? iktidarı da, onun kayyum rektörleri de amacına ulaşamayacak” dedi.

Ege Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencileri, kuruluşunun 44. yılında YÖK'ü protesto etmek için eylem düzenledi. Üniversite öğrencileri adına açıklama yapan İlayda Nur Karahan, "YÖK de, bugün kampüslerde ÖGB'lere, polislere, sivil faşist çetelere karşı hakkını talep eden üniversite öğrencilerinin sesini kısmaya çalışan AK? iktidarı da, onun kayyum rektörleri de amacına ulaşamayacak" dedi.

Ege Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencileri, kuruluşunun 44. yılında YÖK'ü protesto etmek için eylem düzenledi. Alsancak ÖSYM binası önünde bir araya gelen öğrenciler, "Üniversiteler bizimdir bizim kalacak", "YÖK polis medya... Bu abluka dağıtılacak" ve "Kampüsten sokağa hesap sormaya" sloganlarıyla birlikte Dokuz Eylül Üniversitesi önüne yürüyüş gerçekleştirdi. Rektörlük binası önünde basın açıklaması yapılırken öğrenciler adına açıklamayı İlayda Nur Karahan okudu.
"Üniversitede yolsuzlukların, tacizci akademisyenlerin önü kesilmiyor"
YÖK'ün kuruluşunun öğrencileri mağdur ettiğini ifade eden Karahan, "Üniversite öğrencilerinin aydın kimliğine ve halk yararına üretmesi gereken bilgiyi, sermaye ve iktidar yararına kullanma çabasının görünen yüzü YÖK'tür. Kayyum rektör ve onun akladığı tacizci ve yandaş akademisyenler ise iktidarın ve YÖK'ün kurmaya çalıştığı baskı ikliminin bugünüdür. Öğrenciler giderek yoksullaşırken hem AKP iktidarı hem de onun aparatları üniversiteyi kendi yararına kullanabileceklerini sanıyor. Bu inançla üniversitede yolsuzlukların, tacizci akademisyenlerin önü kesilmiyor" dedi.

"Bütçe kayyum rektörlerin cep harçlığı olmuş durumda"
Üniversite ödeneklerinin öğrencilere kullanılmadığını kaydeden Karahan, şunları söyledi: "2025 yılında yayımlanan Sayıştay raporlarında, Ege Üniversitesi'nde de, Dokuz Eylül Üniversitesi'nde de milyar TL'lik açık çıktı. Bu milyarları, Bakırçay Üniversitesi Kayyum Rektörü Mustafa Berktaş üniversiteye harcamak yerine kendisine villa aldı. Dokuz Eylül'ün eski kayyum rektörü Nükhet Hotar, yurt yapılsın diye bağışlanan araziyi satıp parasını aldı. Çünkü kayyum rektörler, olmayan etkinliklere ayrı bütçe isteyip o parayı cebine indirdi. Bu esnada bir ay üniversitesinin yemekhanesinde üç öğün beslenmeye çalışan bir üniversitelinin ayırması gereken bütçe, 3 bin TL olan KYK'sını geçiyor. Tadilatı yapılmayan kütüphanelerin kapıları üstümüze düşüyor. Laboratuvarlarımızda bir tane mikroskop yok. Tuvaletlerimizde sabun, tuvalet kağıdı bile yok. Üniversite öğrencilerinin kampüsünde beslenebilmesi, barınabilmesi, eğitim alabilmesi için ayrılan bütçe kayyum rektörlerin cep harçlığı olmuş durumda."

"Öğrencilere eli palalı çeteler saldırtılıyor"
Üniversite öğrencilerine yönelik baskılara tepki gösteren Karahan, şu ifadeleri kullandı: "Öğrenciler bugün barınma, beslenme için mücadele ederken kayyum rektör eliyle faşist çeteler kampüse sokuluyor. Dokuz Eylül'de sözde topluluklar stantlarında faşist, ırkçı Nihal Atsız'ın propagandasını yapıyor. Bu sözde topluluğun stant izinleri bile denetlenmezken, üç gün boyunca stantları ÖGB tarafından korunurken, standı korumak için üniversiteye çevik kuvvet sokulurken; üniversitesinde kadın düşmanlığının, ırkçılığın yerinin olmadığını söyleyen üniversite öğrencilerine soruşturma açılıyor. Hacettepe'de beslenme ve barınma hakkı için mücadele eden arkadaşlarımıza, kampüslere rektör eliyle sokulan eli palalı çeteler saldırtılıyor. Üniversitelinin karşısına etten duvar örenler, eli palalı bu çete için hiçbir şey yapmıyor. Hatta sırtları sıvazlanarak kampüsten çıkartılıyor. Yaralanan arkadaşlarımız hastane önünden polis işkencesiyle gözaltına alınıyor. Hatta kafa travması geçiren bir arkadaşımız, tomografi sonuçları bile çıkmadan hastaneden kaçırılmaya çalışılıyor.

"Polis kamerasının sopasıyla bir arkadaşımızın kafası yarılıyor"
Bu saldırgan grup hakkında herhangi bir işlem yapılmazken Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ege Üniversitesi'nde akademik yıl açılış törenine katılıyor. Ona, 'Hacettepe'de eli palalı faşistler gezerken Adalet Bakanı neredeydi?' diye soru soran öğrencilere ise yine reva görülen muamele işkenceyle gözaltı oluyor. Ege Üniversitesi'nde üniversitelinin talepleri için stant açan arkadaşlarımıza ise kayyum rektörün izniyle kampüse sokulan çevik kuvvetlerle benzer bir tablo sunuluyor. İşkence, gözaltı aracında da devam ediyor. Çekim yapan polis kamerasının sopasıyla bir arkadaşımızın kafası yarılıyor. İşkence yetmiyor; hırsını alamayan Kayyum Rektör Necdet Budak, üniversite öğrencilerine soruşturma açıyor. Bizler kayyum rektörün tarafının kimden yana olduğunu açık ve net şekilde biliyoruz."
"İzmir'de hiçbir üniversitede Cinsel Tacizi Önleme Kurulu yok"
Üniversitelerde yaşanan taciz olaylarını hatırlatan Karahan, "Dokuz Eylül'de yıllardır görev yapan tacizci akademisyen Mücahit Bora, geçen yıl kadınların dayanışması ile görevinden uzaklaştırılmışken, bu yıl Kayyum Rektör Bayram Yılmaz tarafından görevine iade edildi. Tacizciler ifşa edildiğinde kayyum rektörlerden gelen yanıt: 'Uğraşmayın, siz yanlış anlamışsınızdır, sizin başınız yanar, sen de yüz vermişsindir' oluyor. İzmir'de hiçbir üniversitede Cinsel Tacizi Önleme Kurulu yok, olduğu dönemlerde de işlevsizleştirilmişti. Akademisyeninden öğrencisine, çalışanından ÖGB'sine kadar tacizciler kampüste elini kolunu sallayarak geziyor. Bugün kampüsteki bu güvencesizliğin sebebi, tacizi aklayıcı, tacizci kollayıcı kayyum rektörler ve yürüttükleri kadın düşmanı politikalardır. Taciz ve şiddet kendini sadece fiziksel olarak var etmiyor; kadın düşmanlığı hem amfilerde müfredatlarla hem de kayyum rektörün ön açtığı faşist çeteler ve onların toplulukları aracılığıyla üretiliyor ve yeniden üretiliyor" diye konuştu.

"19 Mart'ta aldığımız cesaretle her adımımızı daha güçlü atmaya devam ediyoruz"
Gençlerin mücadelesinin devam edeceği mesajını veren Karahan, şu ifadeleri kullandı: "Yıllardır gençliği korku iklimine hapsetmeye çalışan AKP iktidarını da, onun üniversitedeki aparatı kayyum rektörleri de tanımıyoruz. Geçmişte üniversiteliyi bastırmak için kurulmuş YÖK de, bugün kampüslerde ÖGB'lere, polislere, sivil faşist çetelere karşı hakkını talep eden üniversite öğrencilerinin sesini kısmaya çalışan AK? iktidarı da, onun kayyum rektörleri de amacına ulaşamayacak.

Bizler 19 Mart'ta aldığımız cesaretle her adımımızı daha güçlü atmaya devam ediyoruz. Senelerdir baskılarla yıldırmaya çalıştıkları gençliğin isyanıyla yıkılan korku duvarlarını tekrar inşa etme çabaları boşuna. Hakları için mücadele eden üniversite öğrencileri bir adım daha ileri gitmekten geri durmayacak. Kampüslerde, sokaklarda, meydanlarda her zaman olduğu gibi sesini yükseltmeye devam edeceğiz. Haklıyız ve kazanacağız!"


