Sonbaharın gelişiyle birlikte İzmir’de havadaki polen yoğunluğu yeniden yükseldi. Özellikle yabani otlardan kaynaklanan polenlerin solunum yollarını etkileyerek alerjik rinit ve benzeri rahatsızlıklarda artışa neden olduğu belirtildi. İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Dr. Bülent Akkurt, alerjisi olan bireyleri bu döneme karşı dikkatli olmaları konusunda uyardı.

Dört ana belirtiye dikkat: Burun akıntısı, kaşıntı, tıkanıklık ve hapşırma

Alerjik rinitin özellikle burunla ilgili belirgin şikayetlerle kendini gösterdiğini belirten Akkurt, şu ifadeleri kullandı:

“Burun akıntısı, kaşıntı, tıkanıklık ve sık sık hapşırma, alerjik rinitin en yaygın belirtileri arasında. Bu semptomlara gözde sulanma, kaşıntı ve kulak ile damakta karıncalanma hissi de eklenebilir. Özellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde bu belirtiler sıklıkla gözlemleniyor.”

Bu belirtilerin fark edilmesi durumunda uzman bir alerji doktoruna başvurulması gerektiğini söyleyen Akkurt, tedavinin gecikmesi durumunda hastalığın astıma evrilebileceği uyarısında bulundu.

Polen saatlerine karşı yaşam önerileri

Dr. Akkurt, polenlerin günün belirli saatlerinde yoğunlaştığına dikkat çekerek, şu tavsiyelerde bulundu:

  • Sabah saat 05.00 ile 10.00 arasında dışarı çıkılmamalı

  • Ev ve ofis pencereleri bu saatlerde kapalı tutulmalı

  • Yolculuk sırasında araç pencereleri açılmamalı

  • Gözlük, şapka ve maske gibi koruyucu ekipmanlar kullanılmalı

  • Dışarıdan eve dönüldüğünde mutlaka duş alınmalı ve kıyafetler değiştirilmeli

Bu küçük önlemlerle polenle temasın minimuma indirilebileceğini belirten Akkurt, özellikle çocuklu ailelerin bu saatlerde açık alan aktivitelerinden uzak durması gerektiğini vurguladı.

Sadece semptomları değil, hastalığın kendisini ortadan kaldırıyor

Polen alerjisine karşı ilk basamakta uygulanan tedaviler arasında antihistaminik tabletler ve burun spreyleri yer alıyor. Ancak bu yöntemlerin yalnızca semptomları geçici olarak bastırabildiğini belirten Akkurt, kalıcı çözüm için immünoterapi uygulamasının önemine değindi:

“Halk arasında ‘aşı tedavisi’ olarak bilinen bu yöntem, bağışıklık sistemini alerjenlere karşı yeniden eğiterek etkili bir koruma sağlar. Yaklaşık 5 yıl süren bu tedavi sayesinde hem belirtiler yok olur hem de hastalık astıma ilerlemeden kontrol altına alınır.”

Astıma ilerleyişin önüne geçmek mümkün

Alerjik rinit tanısı konan bireylerin %30 ila %40’ında zaman içinde astım geliştiğini belirten Akkurt, aşı tedavisinin bu ilerleyişi durdurduğunu ifade etti. “Alerji burundan başlar, ama solunum yoluyla akciğerlere kadar ilerleyebilir. Bu nedenle erken teşhis ve uygun tedavi hayati önem taşır” dedi.

Madencilik sektörü İzmir’de buluştu
Madencilik sektörü İzmir’de buluştu
İçeriği Görüntüle

Ayrıca çevresel faktörlerin hastalığı ağırlaştırabileceğini belirten Akkurt, özellikle sigara dumanı, hava kirliliği ve ev tozlarının alerjik semptomları artırdığını vurguladı.

Kaynak: DHA