İzmir’in kuzey kıyılarında yer alan Foça, yaz-kış farklı yoğunluklarla yaşayan bir ilçe. Bu hareketliliğin en görünür olduğu noktalardan Foça Küçük Deniz Meydanı, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü Güzel İzmir Hareketi kapsamında baştan sona elden geçirildi. Ticari işgallerin kaldırılmasıyla meydan yeniden kamusal alan kimliğine kavuştu; oturma birimleri, denize karşı konumlandırılmış şehir mobilyaları ve fotoğraf çerçevesi ile sahilin ritmine uyumlu, sade ama etkili bir düzen kuruldu. İlk günden itibaren Foçalıların ve ziyaretçilerin yoğun ilgisini çeken meydan, deniz manzarasını herkes için erişilebilir kılan yeni bir buluşma noktası haline geldi.
İşgallerden arındı
Kıyı şeridindeki ticarî kaplamaların ve masa-sandalye işgallerinin tamamen kaldırılması, alanın kullanıcı profilini de dönüştürdü. Yalnızca tüketim odaklı bir kullanım yerine, yürüyüş yapanların, banklarda soluklananların ve manzarayı izleyenlerin ortaklaştığı bir kamusal alan atmosferi oluştu. İzmir Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin yaptığı çalışma, kıyı boyunca kesintisiz görsel ilişkiyi yeniden kurdu; sahil aksı, meydanın merkezinde toplanan yeni oturma düzenleriyle daha okunaklı bir akış kazandı.
Genç tasarımcıların izi kalıcı oldu
Projede “Tasarımcılar İzmir’de” buluşmalarıyla kıyı mekânlarını yeniden düşünmeye davet edilen genç tasarımcıların Foça Kıyı-Köşe Programı’nda ürettiği fikirler referans alındı. Kurgunun dayandığı temel ilke, yerinde ve kent mobilyası ölçeğinde, modüler ve zemine müdahalesi minimum çözümler üretmekti. Yıkıp yeniden yapmak yerine, dayanıma ve bakım kolaylığına odaklanan bir yaklaşım benimsendi. Sahnelenen fotoğraf çerçevesi, kıyıyla kullanıcı arasında yeni bir görsel temas kurarken; denize dönük oturma birimleri, akşamüstü ışığını karşılayan, esintiyi kesmeyen bir yerleşimle sahil deneyimini güçlendirdi. Üretimin tamamı belediyenin kendi atölyelerinde gerçekleştirilerek kamu kaynaklarının verimli kullanımı sağlandı.
Kent atölyelerinden sahile uzanan üretim zinciri
İzmir Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri ile Park ve Bahçeler dairelerinin atölyelerinde hazırlanan kent mobilyası elemanları, sahaya vinç yardımıyla modüler olarak taşındı. Zemine zarar vermeyen ayak sistemleri, alanın tarihi dokusuna saygı ilkesini pekiştirdi. Bu sayede, kıyıdaki altyapı çizgileri, yağmur suyu tahliyeleri ve yaya sirkülasyonu kesintiye uğramadan korunabildi. Modüler kurgu, mevsimsel ihtiyaçlara veya ilerideki küçük ölçekli düzenlemelere olanak tanıyacak esneklik de sunuyor.
"Kamusal kullanımı büyütüyoruz"
Sürecin koordinasyonunda yer alan Esra Yılmaz Keskin, müdahalenin bir “yerel ortak akıl” hedefiyle tasarlandığını vurguluyor. Genç tasarımcıların ürettiği ilk prototiplerin zaman içinde vandalizme uğradığını hatırlatan Keskin, yeni yerleşimde dayanıklılığın ve bakım kolaylığının öne çıkarıldığını, Güzel İzmir Hareketi’nin farklı ilçelerde de aynı ilkeyle ilerlediğini belirtiyor. Ona göre Foça’daki örnek, “az müdahale ile yüksek etki” prensibini görünür kılıyor: Büyük bir inşa faaliyeti olmadan, kentlinin günlük hayatına değen net ve kalıcı bir dönüşüm yaratmak.
"Deniz manzarasının keyfi artık herkesin"
Foça Belediye Başkanı Saniye Bora Fıçı, ilçe merkezindeki bu kıymetli karenin uzun süredir beklenen bir düzenlemeyle halka geri verildiğinin altını çiziyor. Önceden geçişin dahi zor olduğu, ticarî unsurların baskıladığı alanın şimdi en az yirmi kişinin aynı anda oturup denizi seyredebileceği bir meydan haline geldiğini söylüyor. Fıçı, çalışmanın İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Başkan Cemil Tugay’ın öncülüğündeki Güzel İzmir Hareketi sayesinde mümkün olduğunu belirtirken, yaz aylarında günübirlik ziyaretçilerin yoğunlaştığı Foça’da nefes alma noktalarının çoğalmasının hayati olduğunu ifade ediyor.
"Tarihsel dokuya saygılı bir dil benimsendi"
Park ve Bahçeler Dairesi atölye şefi Mete Kalaç, üretilen donatıların Foça’nın tarihsel atmosferiyle çelişmeden, onu tamamlayacak bir dilde tasarlandığını aktarıyor. Malzeme seçimi ve form arayışı, kıyı siluetinin önüne geçmeyecek; ama kullanıcıyı davet edecek sıcaklıkta kurgulandı. Kıyıda yeni bir “heykelsi” dil yaratmak yerine, sakin ve yalın bir kent mobilyası ailesi üretildi; böylece denizin, taş duvarların ve rüzgârın sesi sahnenin başrolünde kaldı.
Sosyal buluşma noktası denizle ilişki kuruyor
Meydandaki yeni oturma grupları ve fotoğraf çerçevesi, özellikle gün batımı saatlerinde güçlü bir çekim etkisi yaratıyor. Kullanıcılar, denizin karşısında farklı yüksekliklerde sunulan basit ama rahat oturma yüzeylerinde kısa molalar veriyor. Kıyıda fotoğrafını çektirmek isteyenler için oluşturulan çerçeve, bir yandan Foça Küçük Deniz Meydanı’nın yeni simgelerinden biri olurken, diğer yandan alanın dijital paylaşımlarla görünürlüğünü artırıyor. Bu görünürlük, kıyı kültürüne kamusal katılımın da çoğalmasını sağlıyor.