İzmir’in Karaburun ilçesi Saip Mahallesi Saipaltı Mevkii’nde yer alan 427 Ada 11 Parsel’de yürütülen Mimas Port Apart Hotel projesi, bölgedeki doğal kıyı yapısına verilen zarar nedeniyle tartışma yarattı. Güçlü Aydın Kooperatifi tarafından yürütülen projede, otelin kıyıya erişimini kolaylaştırmak amacıyla izinsiz bir merdiven yapısının inşa edildiği ortaya çıktı.
Karaburun Yerel Fok Komitesi’ne ulaşan ihbar üzerine bölgeye giden uzman ekipler, kıyı hattının iş makineleri ile kazılarak değiştirildiğini ve jeomorfolojik doğal yapının geri dönüşü zor şekilde tahrip edildiğini belirledi.

Kıyı habitatı zarar gördü
Bölgeyi yerinde inceleyen Sualtı Araştırmaları Derneği – Akdeniz Foku Araştırma Grubu (SAD-AFAG) ile Karaburun Yerel Fok Komitesi, kıyıda yürütülen faaliyetlerin hem ulusal mevzuata hem de uluslararası sözleşmelere açıkça aykırı olduğunu aktardı.
Uzmanlar, kıyı hattının kazı ve dolgu çalışmalarıyla yapay olarak şekillendirildiğini, kıyı ekosisteminde yaşayan canlıların yaşam alanlarının zarar gördüğünü, özellikle deniz ekosisteminin önemli bir bileşeni olan deniz çayırlarının risk altına girdiğini açıkladı. Hazırlanan itiraz dilekçesi ve tespit tutanakları ilgili kurumlara iletildi.
“Kıyı Kanunu’na aykırı kazı ve dolgu yapıldı”
Ekipler tarafından hazırlanan raporda, bölgede 3621 sayılı Kıyı Kanunu’na aykırı olacak şekilde kazı, dolgu, moloz dökümü ve yol açma faaliyetleri yürütüldüğü açıkça ifade edildi.
Bu müdahalelerin yalnızca kıyı hattını değiştirmediği, aynı zamanda koruma altında bulunan kıyı ve kara canlılarının yaşamsal döngüsünü bozduğu belirtildi. Uzmanlara göre yapılan işlemler, kıyı alanlarının kamusal niteliğini ortadan kaldırma riski taşıyor.

Akdeniz foku için hayati önem taşıyan bir bölge
Saipaltı’nda kıyıya yapılan müdahale, yalnızca çevresel değil, tür koruma açısından da ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bölge, Karaburun–Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içinde yer alıyor ve Türkiye’nin nesli tehlike altında bulunan Akdeniz foku için kritik öneme sahip.
1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı’na göre parsel, “Ticaret–Turizm–Konut Karma Kullanım” alanında görünse de kıyı hattına kadar uzanan bölüm “Park ve Yeşil Alan” olarak tanımlanıyor ve kamusal alan niteliği taşıyor. Açıklamada, yapılaşma baskısının artmasının bölgedeki fok popülasyonunu doğrudan tehdit ettiği vurgulandı.
Koruma statüsüne rağmen kıyı müdahalesi
Saipaltı kıyılarındaki müdahalenin, yalnızca Türkiye’nin ulusal mevzuatıyla değil, aynı zamanda taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle de çeliştiği ifade edildi.
Açıklamada, yapılan işlemin Bern Sözleşmesi başta olmak üzere, yaban hayatını ve doğal yaşam alanlarını korumayı amaçlayan uluslararası düzenlemelere aykırı olduğu belirtildi. Bu durumun, yalnızca ekolojik dengeyi değil, bölgenin kültürel ve doğal değerlerini de tehdit ettiği ifade edildi.
“Kıyı ihlalleri derhal durdurulmalıdır”
SAD-AFAG ve Karaburun Yerel Fok Komitesi, kıyı hattındaki tahribatın acilen durdurulması çağrısında bulunarak, yetkili kurumların harekete geçmesi gerektiğini açıkladı.
Uzmanlar, bölgenin taşıdığı ekolojik ve koruma statüsü nedeniyle daha sıkı denetim gerektiğini, kıyıdaki doğal habitatın korunmasının kamusal bir sorumluluk olduğunu vurguladı. Yapılan açıklama, “Söz konusu kıyı ihlalleri derhal durdurulmalı, doğal habitatlar korunmalıdır” denildi.





