9 Eylül Gazetesi'nden Fevzi Efe Sekitmez'in haberine göre: Son olarak 3 Eylül tarihinde, Aydın'ın Kuşadası ilçesinde Nebahat Yükçü, boşandığı erkek tarafından cinayete kurban gitti. Boşandıktan sonra Nebahat Yükçü'ye şiddet uyguladığı ortaya çıkan eski kocası Eren Dildöken, Nebahat Yükçü'nün yaşadığı eve gelerek pompalı tüfekle göğsünden vurdu. Olaydan sonra kaçan Dildöken, yakalanarak tutuklandı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir temsilcisi Tülin Osmanoğulları ise yaşanan cinayetlerin devletin uyguladığı aile politikalarının bir sonucu olduğunu söyleyerek İstanbul Sözleşmesi'nin iptal edilmesinin kadına yönelik şiddetteki caydırıcı duvarı kaldırdığının altını çizdi.
NEBAHAT 'HAYIR' DEDİĞİ İÇİN ÖLDÜRÜLDÜ!
Nebahat'ın boşandığı eşine hayır dediği için öldürüldüğünü söyleyen Osmanoğulları, "Kuşadası'nda hayatını kaybeden Nebahat kız kardeşimizin boşandığı eski eşi reddedilmeyi hazmedemiyor, kabullenemiyor ve kendisine yediremiyor, gidiyor aklınca bu şekilde cezalandırıyor. Bu gücü nereden alıyor? Kutsal aile adı altında uygulanan politikalardan alıyor. Anlayacağınız Nebahat arkadaşımız hayır dediği için bir erkek tarafından öldürülüyor. Bütün bunlar karşımızdaki siyasi iktidarın aile odaklı yürüttüğü politikalardan kaynaklanıyor. Bir gecede İstanbul Sözleşmesi'nden çıktılar. Aileyi güçlendirme, kutsal aile gibi kavramlarla toplumun yapısını dengesizleştirdiler. İstanbul sözleşmesinin geri gelmesi gerekiyor ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair kanununun etkin bir şekilde uygulanması gerekiyor. Bunun başka bir çözüm yolu yok. Mevcut politikalar yüzünden topumun sağlığı bozuluyor" dedi.
ERKEKLİK YÜCELTİLDİ
Aile üzerinde uygulanan politikaların erkeği ön plana çıkartan ve kutsayan tarafları olduğunu belirten Tülin Osmanoğulları, "Bu aileyi güçlendirme politikası ailenin 'reisi' diye tabir edilen erkek figürünü öne çıkartıyor. Ailenin iktidarını erkek yapıyor. O yüzden de kadın aile içerisinde yalnızca itaat eden kişi konumuna düşüyor. En ufak bir 'gurur kırılmasında' ise şiddet başlıyor. Kadının boyun eğecek ve itiraz etmeyecek olması gerekiyor. Şiddete karşı gelip boşanmak istemeyecek. Bir erkeğe hayır demeyecek, boşanmak isterse de bunun bedelini canıyla ödeyecek. Erkeklik duygusunu o kadar yüce bir yere yükselttiler ki adamlar kendilerini her şeye gücü yeten kişiler sanıyorlar. Boşanmayı bile hazmedemiyorlar. İşte gördüğünüz gibi boşandıktan sonra bile gidip kadını öldürebiliyor. Platform olarak Ağustos ayı içerisinde cinayete kurban giden veya şiddete maruz kalan kadınların verilerini yayınladık. Yaptığımız incelemelerde kadınların büyük birçoğunun evli olduğu erkekler, ayrıldığı erkekler ya da eskiden birlikte olduğu erkekler tarafından şiddete maruz kaldığını tespit ettik. 'Güçlü aile politikaları' denilen yıkıcı ve kadını küçümseyen politikalar yerine 6284 sayılı kanunu etkin uygulayın. Güçlü aile politikaları, kutsal aile politikaları ile siz aileleri yok edeceksiniz" ifadelerini kullandı
KADIN CİNAYETLERİNİ DURDURACAĞIZ PLATFORMU AĞUSTOS AYI RAPORU:
AĞUSTOS'TA TOPLAM 33 KADIN CİNAYETİ İŞLENDİ
Ağustos 2024, ülke genelinde kadın cinayetlerinin ve şüpheli kadın ölümlerinin yüksek sayıda olduğu bir ay olarak kayıtlara geçti. Toplamda 33 kadın cinayeti işlenirken, 24 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu. Ağustos ayında hayatını kaybeden 33 kadından 9'u, kendi hayatlarına dair karar almak isterken öldürüldü. Bu kararlar arasında boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek gibi nedenler yer alıyor.
İZMİR'DE BİR AYDA 5 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ
18 kadının hangi nedenle öldürüldüğü ise tespit edilemedi. Ağustos ayının kadın cinayetleri, Türkiye'nin farklı illerinde meydana geldi. İstanbul, İzmir, Konya ve Tekirdağ en fazla cinayetin yaşandığı iller olarak öne çıkıyor. İzmir'de 5, İstanbul'da 3, Konya'da ise 4 kadın cinayeti işlendi. Ağustos ayında birçok kadın, kendilerine yönelik tehditleri yetkililere bildirmelerine rağmen korunamadı. Bu ay içinde, şikayette bulunmasına rağmen öldürülen en az 22 kadın kayıtlara geçti.