Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubeler Platformu bileşenleri, tutuklu üniversite öğrencileri için Alsancak'taki ÖSYM binası önünde toplandı. Grup, Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne yürüyüş gerçekleştirdikten sonra burada basın açıklamasında bulundu. Açıklamayı KESK İzmir Şubeleri adına Savaş Candemir yaptı. Candemir, Türkiye'nin dört bir yanında yapılan gösterilere katıldıkları gerekçesiyle tutuklanan öğrencilerin serbest bırakılması çağrısında bulunarak "Ülkenin geleceğini karartmayın. Tutuklu öğrencileri, gençleri, çocuklarımızı derhal serbest bırakın. Düşüncelerini özgürce ifade eden her bir genç, bu toprakların vicdanıdır. Ancak ne yazık ki, o vicdan, bugün ülkemizde demir parmaklıklar ardına konulmuştur" ifadelerini kullandı.

19 Mart'tan sonra gerçekleştirilen gösteriler nedeniyle 130'dan fazla öğrencinin tutuklu bulunduğunu hatırlatan Candemir, şunları kaydetti: "Bugün 130'dan fazla üniversite öğrencisi, genç 19 Mart'tan sonra Türkiye'nin dört bir yanında düzenlenen gösterilere, eylemlere, mitinglere katıldıkları için halen tutukludur. Daha da vahimi, kamuoyuna ve medyaya da yansıyan veriler, tanıklıklar bu gençlerin cezaevlerinde insanlık dışı koşullara maruz bırakıldığını, fiziksel ve psikolojik şiddete, işkenceye, tacize uğradığını göstermektedir. Tüm bunlara rağmen Adalet Bakanlığı başta olmak üzere iktidar kanadından yapılan açıklamalarda hala yargının bağımsız ve tarafsız olduğuna ilişkin nutuklar atılmaktadır.

Konaklı minikler sanatla büyüyor Konaklı minikler sanatla büyüyor

Yargı bağımsızlığına dair yapılan açıklamaların inandırıcılıktan uzak olduğunu belirten Candemir, "Bu ülkede yargı bağımsız ve tarafsızsa 130'ün üzerinde üniversite öğrencisi neden hala karanlık duvarların, demir kapıların ardında tutuluyor? Ne yaptı bu öğrenciler, bu gençler? Hırsızlık mı yaptılar? Cinayet mi işlediler? Kara para mı akladılar? Rüşvet mi aldılar? Çete kurup, mafya olup haraç mı topladılar? Pudra şekeri süsü verip uyuşturucu mu kullandılar? Yere kapaklandıklarında bile gözlerine biber gazı sıkacak kadar, tekme tokat müdahale edecek kadar orantısız güç kullanan, tam teçhizatlı polisleri mi darp ettiler? Elbette ki bunların hiçbirini yapmadılar" ifadelerini kullandı.

Açıklamasında barışçıl gösterilerin anayasal bir hak olduğunu vurgulayan Candemir, sözlerini şöyle sürdürdü: "19 Mart'tan sonra Türkiye'nin dört bir yanında düzenlenen barışçıl gösterilere, eylemlere, mitinglere katıldılar. Bu eylemlere katılan milyonlarca yurttaş gibi ülkede yaşanan hukuksuzluklara, haksızlıklara, en temel insan haklarının ayaklar altına alınmasına karşı çıktılar. Taleplerini dile getirmek için ise sadece anayasal haklarını kullandılar. Toplanma haklarını, konuşma haklarını, itiraz etme haklarını kullandılar. Bizler KESK'e bağlı sendikaların üyeleri olarak ülkemizin aydınlık geleceği olan gençlerimizin haklı taleplerinin, mücadelelerinin hep yanında olduk. Bugün de yanlarındayız. Ancak bedeli ne olursa olsun öğrencilerimizin, gençlerimizin, çocuklarımızın yanlarında olmaya devam edeceğiz. Hiç kimse unutmasın ki üniversite öğrencileri, gençler hepimizin geleceğidir. Bir ülkenin geleceği ise korkuyla değil, gençlerine duyulan güvenle yazılır. Bu topraklarda bir üniversite öğrencisi, bir genç, sadece anayasal haklarını kullandığı, eylemlere katıldığı için cezaevinde tutuluyorsa demokrasinin, adaletin elimizde kalan son kırıntıları bile zincire vurulmuş demektir. Bunun için ülkeyi yönetenlere, yargı mercilerine bir kez daha sesleniyoruz. Ülkenin Geleceğini Karartmayın. Tutuklu Öğrencileri, Gençleri, Çocuklarımızı Derhal Serbest Bırakın. İşkence ve kötü muamele iddialarının bağımsız bir şekilde soruşturulmasının, sorumlulardan hesap sorulmasının önünü açın. Üniversitelerdeki polis ablukasından YÖK eliyle başlatılan soruşturma furyasına kadar uzanan öğrencilerimizi sindirme çabalarına son verin."

Kaynak: ANKA