Bir o vardı, o da gitti sessiz sedasız…
Artık fikrimde kiralık…
Çocuklara bırakacağımız birkaç satır, birkaç kelime yazımız vardı…
O da gitti…
Yeni Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na göre, düşündüğünde senin değil artık…
Yazdın çizdin…
Fikrinin bir değeri var…
Bu fikir de artık kiralık…
Yeni yasaya göre telif hakkı, telif sahibi öldükten sonra ancak 70 yıl ailesinin olabilecek.
Misal oturdun yazdın…
Fikrinle, çapınla, vizyonunla ürettin…
pamukÖldün gönül rahatlığıyla…
Hem maddi hem manevi anlamda rahatsın…
Hah sen öyle san… Yok… Artık yok…
Çünkü 70 yıl sonra fikirlerin de, vizyonun da, bakışın da, en büyük mirasında devletin olacak…
Deden Orhan Pamuk olsa ne yazar…
Sinema, heykel ne bileyim mimari bir proje…
Fikir var tabanında, vizyon var, yılların emeği var…
Kafa var kafa…
O da miras olamayacak artık.
Misal ev yaptın, öldükten 70 yıl sonra devlet geri istese olur mu yani?

* * *

Bırak maddi boyutunu…
Fikirlerinle bir miras bıraktın gelecek nesile…
70. yıl devletin elinde…
Hükümet demek devlet demek ya bu sistemde…
Sevmiyordu fikirlerini…
Bitti kardeşim…
Ne Marks’tan haberin olur ne Engels’ten.
Ne Nazım’dan bilgin olur, ne Orhan Pamuk’tan…
Bastırmayabilir, sattırmayabilir, okutmayabilir…
İnanılmaz değil mi ?
Ses çıkaran da yok…
Tık diyen de yok. Pıt diyen de yok…

* * *

Eh babane haklı çıktın…
“Gazeteci olacağım, yazar olacağım, film yapacağım” dedikçe
“Bırak bu abidik gubidik işleri” diye fırçalıyordu
“Kooperatife gir ev al, arsa al” deyip duruyordu. Bir de SSK’lı memuriyet…
Al yazdın da ne olacak…
Hadi coştun, altın kalemli yazar oldun ne olacak…
Fikrin kiralık, fikrin ömrü 70 yıl…
Okuyup ne yapacaksın…?
Kapat şuradan meralık araziyi,
Nasıl olsa bir gün gelecek nesiller zengin olur (!)

HÖÖNNKKK

TDK sözlüğünde var mı yok mu bilmem.
Şaşkınlık ötesini, kağıda böyle geçirebildim.
Başbakan Binali Yıldırım, Moldova’daydı.
binDedi ki;
“Başkasına makam ikram etmek demokrasiye uyan bir şey değil”
Kamaştır gözünü bir daha oku…
Aylardır
“Başbakanlık Reis’e feda olsun”
Diyen
Babamdı…
Rahmetli adına kamuoyundan özür diler saygılarımı sunarım…

YAĞLI KARA

Çok klasiktir, ama misal için mecbur…
Papa uçaktan inerken, muhabir soruyor;
“Geneleve gidecek misiniz?”
Papa yanıt veriyor;
“Burada genel ev var mı?”
Ertesi gün manşet gazetede ;
“Papa kerhaneyi sordu”

* * *

baykYani buna yağlı kara denir…
Dört gözle Deniz Baykal’ı izledik çoğumuz.
Bin kere tartışabilirsiniz.
Ama Allah var adam “Abdullah Gül Başkan olsun” falan demedi yahu.
Ahmet Hakan “Olur mu?” dedi
O da % 49 içerisindeki sağ tandanslıları kırmamak ve siyasi nezaket adına “Değerlendirilebilir” dedi.
Gündeme bak, ne oldu?
“Baykal, Abdullah Gül’ü önerdi…”
Süpür itirazları, süpür gündemi halının altına…
Böyle yağlı kara basın hiç görmedim bu yaşıma kadar… Pes…

* * *

ANALIM…

En uzun koşuysa elbet
Türkiye’de de devrim
canO, onun en güzel yüz metresini koştu.
En sekmez luverin namlusundan fırlayarak
En hızlısıydı hepimizin,
En önce göğüsledi ipi,
Acıyorsam sana anam avradım olsun
Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun

CAN YÜCEL
DELİ ZİYA; Mangal sezonunda, mangal başına geçip, Nusret taklidi yapanın, başı bitten, sırtı itten kurtulmasın….