Tüylerin diken diken olur…
Vatanını bir kez daha seversin…
“30 Ağustos zafer bayramı “ deyip çeviremezsin başını…

Hikayenin tavan noktası Çiğiltepe’dir.
Çiğiltepe insan onurunun adıdır…
Hatta yetmez  satırlar da
Eh işte biz de , kalemimiz yettiği kadar…

26 Ağustos 1922
Afyon Çiğiltepe…
Albay Reşat bey…
Birinci ve 2. İnönü savaşlarında Yarbay rütbesiyle savaşmış,
Büyük taarruzda  57 tümen komutanlığına atanmıştı..

Mustafa Kemal, savaş alanını şiir gibi okudu…
Taarruzun ana başlığı “Kurt Kapanı” idi…
Stratejik olduğu ön görülen tepelerin alınmasından ibaretti.
Düşman birlikleri, az çok anladıkları durumdan ötürü,
Çiğiltepe’de yoğun direniş başlatmışlardı.
Diğer noktalar sırayla alınırken, Çiğiltepe’nın zaptı gecikiyordu.

Mustafa Kemal , telsize bastı…
“Reşat bey neden gecikiyoruz ?”
Reşat mahcubiyetle söyledi ;
“Gün içinde alacağız paşam”
Saatler geçiyor, tepenin alınması gecikiyordu…
Bir zaman sonra, Mustafa Kemal bir kez daha aradı…
“Reşat bey gecikme sürüyor…”
Albay Reşat şöyle yanıtladı ;
“Size söz veriyorum…Yarım saat içerisinde alacağız”

Dakikalar saat gibiydi…
Düşmedi Çiğiltepe…
Düşmedi…
Mustafa Kemal tekrar bastı mandala…
Bu kez başka bir komutan çıktı karşısına…
“Nerede Reşat?” diye sordu…
“Paşam” dedi karşıdaki ses…
“Bir mektup bıraktı komutanım”
Okudu mektubu…

“Yarım saat zarfında bu tepeyi alma sözümü tutamadığım halde
Yaşamam imkansızdır…”
Vurdu kendini…
Şehit oldu…
Sonrasında malum  birkaç saat sonra teslim oldu Çiğiltepe…

Gel zaman git zaman, bizzat Atatürk’ün emriyle
Reşat komutan, “Reşat Çiğiltepe” olarak tarihe geçti…
….
Her 30 Ağustos;
Onurdur.
Ağıttır
Zaferdir.
Minnettir.
Her 30 Ağustos ;
Vatan şehitleridir.
30 Ağustos
Reşat Çiğiltepe’dir…