Parçalı Bulutlu, Ya Hiç karşılaşmasaydık ve Benim Yüzümden gibi kitaplarıyla tanıdığımız klinik psikolog Tuğçe Isıyel, artık soğuğu, karanlığı ve kasvetiyle insanları depresif bir ruh haline sokan "Eyvah kış geliyor" kaygısının yerini "Ya bu sene de kış gelmezse, kar, yağmur yağmaz, kuraklık, susuzluk olursa" gibi gerçek kaygıların aldığını söyledi.
KİTAPLARINI İMZALAYACAK
"Parçalı Bulutlu" ve "Ya Hiç Karşılaşmasaydık / Psikoterapi Odasından İlişkilere ve Edebiyata" ve "Benim Yüzümden" kitaplarıyla tanınan klinik psikolog Tuğçe Isıyel, bir imza günü etkinliği için İzmir'e gelecek.
Yazarın kitaplarını imzalayacağı ve misafirleriyle edebiyata ve psikolojiyle ilgili konulara dair söyleşeceği etkinlik, 15 Aralık günü saat 15:00'de Alsancak The Water Book Cafe'de herkese açık olarak gerçekleştirilecek.

KOLEKTİF BİR YAS
Tuğçe Isıyel bu kaygıyı, "Ben çok yakında 'kış depresyonu'nun tanımının değişeceğini düşünüyorum. Kış depresyonu, kışın girilen bir depresyon türü olmaktan çıkacak da kışın yaşanamayışından doğan bir depresyona dönüşecekmiş gibi. Bunun semptomlarını da hep beraber yaşayıp göreceğiz. Kışın kaybı bizi kolektif bir yasa sürükleyecek kuşkusuz. Aslında bu yas türünün adı çoktan konuldu bile: Ekolojik yas" diyerek açıkladı.
PSİKOLOJİK BİR TEPKİ
Isıyel, bu postmodern yasın tarifini ise şu şekilde yaptı:
"Ekolojik yas (eco-grief), 1940'ta Aldo Leopold tarafından doğal afetler, orman yangınları, iklim değişikliği, soyları tükenen türler, buzulların erimesi, su kıtlığı, hava kirliliği gibi olaylara karşı verilen psikolojik bir tepki olarak tanımlanıyor."
İçinde yaşadığımız çağı 'hız odaklı' olarak nitelendiren Tuğçe Isıyel sözlerine şöyle devam etti:
"Dışa dönüklüğün başarı sayıldığı, eylemselliğin, aktifliğin övüldüğü bu çağda, kışı kaybetmek aynı zamanda “içerisini” kaybetmek anlamına da gelebilir mi? Çünkü kış geldiğinde canlılar içe dönmeye, içe çekilmeye bir nevi hak kazanırlar. Zira yeniden yeşerebilmek için buna ihtiyaç vardır."






