Bursa’da yaşayan Abdullah Ertürk (55), uzun yıllardır hayalini kurduğu kitap kafeyi hayata geçirerek dijital çağın kültürel etkilerine dikkat çeken farklı bir konsept geliştirdi. Tarihi Abdal Meydanı’nda açtığı kafesinde bazı kitapları tavana asarak “söz ve yazı sanatının teknoloji karşısında yenildiği” mesajını veren Ertürk, geri kalan eserleri raflarda sergileyerek mekanını adeta bir kültürel hafıza merkezine dönüştürdü.
Çocukluk yıllarında babasının kütüphanesi ve ilkokul öğretmeninin düzenlediği kitap okuma yarışmaları sayesinde edebiyatla tanışan Ertürk, üniversite yıllarında aldığı işletme ve girişimcilik dersleriyle bu tutkusunu bir iş fikrine dönüştürme fikrini geliştirdi.
Yüzlerce kitabını kafeye taşıdı
Uzun yıllar muhasebecilik yapan Ertürk, yıllar boyunca biriktirdiği özel kütüphanesindeki yüzlerce kitabı yeni mekanına taşıdı. Raflarda edebiyat, tarih, mühendislik, politika ve eski el yazmaları gibi farklı alanlardan eserler yer alırken, tavana asılan kitaplar dijital çağın edebiyata karşı yarattığı tehditleri simgeliyor.
Ertürk, “Bu dekor sadece estetik değil, aynı zamanda bir mesaj taşıyor. Kitapların teknoloji karşısında yavaş yavaş yok oluşunu, insanlara çarpıcı bir şekilde göstermek istedim” dedi.
Nostaljik atmosferde kültürel buluşma noktası
Kitap kafe, yalnızca kitap raflarıyla değil, eski radyolar, nostaljik saatler, kültürel objeler ve dönem müzikleriyle de dikkat çekiyor. Öğrencilerin ders çalışabileceği, araştırmacıların kaynak bulabileceği sakin bir ortam sunan mekan, haftada bir gün düzenlenen canlı müzik etkinlikleri ile ziyaretçilerini zamanda yolculuğa çıkarıyor.
Menüde ise Türkiye’nin farklı bölgelerinden getirilen nostaljik gazozlar bulunuyor. Ertürk, “Buraya gelenler hem kitap okuyor hem de çocukluk tatlarını yeniden keşfediyor” diye konuştu.
“Kitaplar günümüz teknolojisinde intihar ediyor”
Dekorasyon sürecinde arkadaşlarından gelen yaratıcı bir fikirle bazı kitapları tavana astığını belirten Ertürk, “Bir arkadaşım ‘Kitaplar günümüz teknolojisinde intihar ediyor’ dedi. Ben de ‘O zaman intihar edenleri asalım, kurtarabildiklerimizi raflara yerleştirelim’ dedim. Böylece hem dikkat çeken hem de düşündüren bir atmosfer ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.
Okurlar için satış imkanı da var
Kütüphanesindeki eserlerden ayrılmanın kendisi için zor olduğunu söyleyen Ertürk, “Ama dedim ki; bu kitaplar okuyan insanlara ulaşsın. Aradığı kitabı bulamayanlar için burası bir fırsat. İsteyenler satın alabiliyor, öğrenciler de gelip ders çalışabiliyor” dedi.
Ticari değil kültürel öncelik
Her ne kadar mekan bir işletme olarak faaliyet gösterse de Ertürk, önceliklerinin kültürel katkı olduğunu vurguluyor: “Burayı sadece ticaret için değil, insanların özgürce kitap okuyabileceği, fikir üretebileceği bir yer olarak kurdum. Edebiyat, tarih, mühendislik gibi farklı alanlarda kitaplarımız var. Kitap aramak için Türkiye’nin dört bir yanına giderim, fuarlara katılır, öğretmenlerden ve akademisyenlerden kitaplar toplarım.”