İzmir’in kalbi Kültürpark, uzun yıllar Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Resim Heykel Müzesi olarak hizmet veren tarihi yapısını yeni bir kimlikle kentlilere yeniden kazandırdı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, modern mimarinin dünya çapındaki ustalarından Bruno Taut imzalı bu özel binayı devralarak Mehmet Tüzüm Kızılcan Sanat Galerisi’ne dönüştürdü. Kentin kültür omurgasında önemli bir yer tutan yapı, atıl kaldığı dönemin ardından, hem mimari mirasının ruhuna sadık kalan hem de çağdaş sergileme anlayışını önceleyen bir düzenlemeyle sanatseverlerin kullanımına açıldı. Yeni galerinin ilk programı, 94. İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) ile eşzamanlı iki sergiyle başlıyor: uluslararası dokuma sanatçısı Fırat Neziroğlu’nun “İzmir’i Özledim” seçkisi ve Mehmet Nuri Göçen Vakfı’nın Uluslararası Seramik Çalıştayı Koleksiyonu. Kent belleğiyle sanatın güncel damarını bir araya getiren bu başlangıç, İzmir’in kültür rotasını tazeleyen güçlü bir adım niteliği taşıyor.

İzmir’e yakışan bir açılış

Açılışta konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, kente değer katan her girişimde olduğu gibi bu adımın da süreklilikle destekleneceğini vurguladı. Başkan, “Çalışmayı ve üretmeyi bize yakıştırıyoruz” diyerek, İzmir’in toplumsal yaşamına sanat üzerinden yeni buluşma alanları kazandırmanın önemine dikkat çekti. Törende, sanatın farklı disiplinlerinden isimlerin bir araya gelmesi, yeni galerinin yalnızca bir sergileme mekânı değil, aynı zamanda yaratıcı üretimi besleyen bir buluşma noktası olacağı mesajını verdi. Kentin farklı mahallelerinden gelen sanatseverler, açılış günü mekânı gezerken hem mimari yenilemenin bıraktığı ferah izlenimi hem de programın çeşitliliğini öne çıkardı.

İzmir Ekonomi Üniversitesi tercihlerin yıldızı oldu: Yüzde 98 doluluk
İzmir Ekonomi Üniversitesi tercihlerin yıldızı oldu: Yüzde 98 doluluk
İçeriği Görüntüle

27.08.2025 B19968B4 77Ec 44D6 9B21 5Bb3Fe511C04

Bir ustaya vefa, gençlere ilham

Galerinin isminin Mehmet Tüzüm Kızılcan’ı taşıması, İzmir’in seramik geleneğine duyduğu saygının somut bir ifadesi. Kızılcan’ın uzun yıllara yayılan üretimi, yerelle evrenselin buluştuğu bir çizgi sunarken, yeni kuşak seramik sanatçılarına da sağlam bir referans noktası bırakıyor. Galeri, bundan böyle İzmir’in genç yeteneklerine görünürlük sağlayan, ustalarla öğrencileri aynı çatı altında buluşturan bir platform olarak konumlanacak. Kente ait bir kültür değerinin adıyla yaşaması, hem kurum hafızasını güçlendiriyor hem de sanat eğitimine motivasyon katıyor. Böylece İzmir, sanat alanında “yerelden evrensele” uzanan anlatısını kalıcılaştırıyor.

Dokumanın sesi: ‘İzmir’i özledim’

Programın dikkat çeken başlıklarından Fırat Neziroğlu sergisi, adını İzmir’e duyulan hasretten alıyor. Sanatçı, geleneksel dokuma tekniklerini çağdaş yorumlarla bir araya getirirken, ipliğin hafızasını kentin duygusuyla ilişkilendiriyor. Sergi, 29 Ağustos–31 Ekim tarihleri arasında, farklı dönemlerden seçilmiş 22 özgün eserle izleyici karşısına çıkıyor. Neziroğlu’nun “Bir İplikle Görünmeyeni Dokumak” başlıklı söyleşisi ve canlı performansı, dokuma dilinin metaforik gücünü görünür kıldı; sanatçı, tek bir ipten yola çıkarak kimlik, mekân ve zaman algısını üst üste bindiren bir anlatı kurdu. Seçkide yer alan dijital dokuma yerleştirmesi ise klasik tezgâhla teknoloji arasında kurulan yeni diyaloğa işaret ediyor; ekranın hafif titreşen ışığı, yüzeydeki örgüyle buluşarak izleyiciyi hem sezgiye hem analize çağırıyor. İzmir’de yaşayan ya da kente yolu düşenler için bu sergi, dokuma üzerinden “görünmeyen duyguların” okunabileceği güçlü bir deneyim vaat ediyor.

27.08.2025 3C39F7B2 7552 4F5F A559 C215Cee75Ea3

Seramiğin izinde uluslararası buluşma

Yeni galerinin ev sahipliği yaptığı diğer başlık, Mehmet Nuri Göçen Vakfı’nın Uluslararası Seramik Çalıştayı Koleksiyonu. On bir yıla yayılan üretimin bir araya getirildiği seçki, farklı ülkelerden seramik sanatçılarını aynı zeminde buluşturuyor. Çalıştayın yapısı, yalnızca teknik paylaşıma değil, kültürel etkileşime de odaklanıyor; atölyeler, söyleşiler ve kent gezileri, katılımcılar arasında diyalog kuruyor. İzmir’in açık, kapsayıcı kimliği bu buluşmaya güçlü bir zemin sunuyor; seramik formun rengi, dokusu, ısısı, Kültürpark’ın tarihsel dokusuyla örtüşüyor. Koleksiyon, fuarın açıldığı 29 Ağustos’tan 9 Eylül’e kadar 10.00–23.00 saatlerinde; 10 Eylül–31 Ekim arasında ise hafta içi 09.00–17.30, hafta sonu 10.00–18.00 saatlerinde ziyaret edilebilecek. Program akışıyla İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) takviminin iç içe geçmesi, kentin kültür gündemini daha geniş kitlelerle buluşturuyor.

Bruno Taut’tan bugüne uzanan miras

1930’ların sonuna tarihlenen bu yapı, mimarlık tarihinin özgün figürlerinden Bruno Taut’un Kültürpark için tasarladığı az sayıdaki izden biri. Dönemin modernist izleklerine yaslanan yalın cephe dili, iç mekânda doğal ışığın izleyiciyle eser arasındaki mesafeyi yumuşatmasına olanak tanıyor. Uzun süreli kullanım ve işlev değişiklikleri yapı üzerinde farklı izler bıraksa da, bugün gelinen noktada restorasyon ve sergileme kurgusunun dengeli bir ilişki kurduğu görülüyor. Artık bu galeri, hem mimari mirasın korunmasına yönelik iyi bir örnek hem de İzmir’in yaşayan kültür haritasında dinamik bir durak. Böylece mimarlık, seramik ve dokuma gibi disiplinler, aynı çatı altında yeni bir diyalog alanı yakalıyor.

Sergi tarihleri

Açılışla birlikte galerinin saat ve tarihleri, İEF’in temposuna ayarlı. Fırat Neziroğlu’nun “İzmir’i Özledim” sergisi 29 Ağustos–31 Ekim arasında gezilebilecek; fuar günlerinde 10.00–23.00 aralığı, fuar sonrası dönemde ise hafta içi 09.00–17.30, hafta sonu 10.00–18.00 aralığı geçerli olacak. Mehmet Nuri Göçen Vakfı Koleksiyonu da aynı takvimde, 29 Ağustos–9 Eylül arasında 10.00–23.00; 10 Eylül–31 Ekim arasında hafta içi 09.00–17.30, hafta sonu 10.00–18.00 saatlerinde ziyaretçilerini ağırlayacak.

Kaynak: Haber Bülteni