Her şey, geçtiğimiz yaz İsveç'in Malmö kentindeki bir depoda gıda müfettişlerinin rutin bir denetim yapmasıyla başladı. Müfettişler, asıl kontrol ettikleri konudan tamamen bağımsız bir şekilde, bir paletin üzerinde duran devasa bir yığınla karşılaştılar: tam 2.260 kavanoz dolusu dünyaca ünlü fındık kreması Nutella. İlk başta sıradan bir bulgu gibi görünen bu durum, kısa sürede İsveç bürokrasisinin ve çevre yasalarının ne kadar karmaşık olabileceğinin canlı bir kanıtına dönüştü. Aylardır bir depoda bekleyen ve ne yapılacağı bir türlü kararlaştırılamayan bu kavanozlar, Malmö Çevre Ajansı için adeta bir kabus haline geldi. Yetkililer, "Bu kadar Nutella'yı yemek ne kadar sürer? Kaç kişiye ihtiyaç var?" gibi absürt sorularla boğuşurken buldu kendilerini.

İşte haberin sesli versiyonu:

Satılması yasak, atılması neredeyse imkansız

Krizin temelinde, birbiriyle çelişen iki katı yasal düzenleme yatıyor. İlk olarak, kavanozların nereden geldiği, son kullanma tarihleri ve tedarik zincirine dair hiçbir bilgi bulunamadı. Bu durum, gıda güvenliği standartları gereği kavanozların satışını kesinlikle imkansız kılıyor. Yani, bu binlerce kavanoz Nutella'nın tek bir tanesinin bile market rafına konulması veya satılması yasa dışı.

Netanyahu hedef gösterdi: "Bir savaş aracı!"
Netanyahu hedef gösterdi: "Bir savaş aracı!"
İçeriği Görüntüle

Sorunun ikinci ve daha karmaşık boyutu ise "atılma" aşamasında ortaya çıkıyor. İsveç'te 2024 yılının başından itibaren yürürlüğe giren yeni ve katı bir yasa, gıda atıklarının yönetimine dair ciddi bir zorunluluk getiriyor. Bu yasaya göre, çoğu gıda ürününün ambalajı, içindeki ürün tamamen boşaltılmadan çöpe atılamıyor. Amaç, organik atıklarla ambalaj atıklarını (cam, plastik vb.) kusursuz bir şekilde ayırarak geri dönüşüm verimliliğini en üst düzeye çıkarmak. İşte bu yasa, 2.260 kavanoz Nutella'yı Malmö Belediyesi için adeta bir gordion düğümüne çevirdi.

Binlerce kavanozu kim kaşıklayacak?

Bir Nutella kavanozunun dibinde kalan kremayı kaşıkla tamamen sıyırmanın ne kadar meşakkatli olduğunu bilen herkes, 2.260 kavanoz için bu işlemin ne anlama geleceğini tahmin edebilir. Malmö Çevre Ajansı, tam da bu pratik imkansızlıkla yüzleşmiş durumda. Ajansın Başkanı Arvid Nordland, yerel "Sydsvenskan" gazetesine verdiği demeçte içinde bulundukları çaresizliği şu sözlerle özetledi: "Belediye olarak, bu ayırma işlemini gerçekleştirecek ne gerekli koşullara ne de tesislere sahibiz." Binlerce kavanozun kapaklarını açacak, içlerindeki yapışkan fındık kremasını tek tek sıyıracak, ardından cam kavanozları ve plastik kapakları ayrı ayrı geri dönüşüme gönderecek bir mekanizma veya personel bulunmuyor. Bu durum, yetkilileri adeta "kavanozları kim kaşıklayacak?" sorusuyla baş başa bıraktı.

Çözüm için gözler hükümette: Nutella için yasa değişikliği talebi

Aylardır bu "yapışkan" soruna bir çözüm bulamayan ve yasal olarak elleri kolları bağlanan çevre ajansı, sonunda pes ederek radikal bir adım atmaya karar verdi. Arvid Nordland ve ekibi, sorunu çözmek için İsveç hükümetine başvurarak ulusal atık yasasının revize edilmesini talep etmeye hazırlanıyor. Nordland'a göre, bu durumda kendilerine bir istisna tanımaları da mümkün değil, çünkü yasaya göre istisna iznini yine kendilerinin vermesi gerekiyor ki bu da bürokratik bir paradoks yaratıyor. Yani, bir palet dolusu sahipsiz Nutella yüzünden, çevre koruma konusundaki hassasiyetiyle bilinen İsveç'te ulusal bir yasanın değiştirilmesi gündeme gelmiş durumda. Bu trajikomik olay, bazen en iyi niyetli yasaların bile pratikte ne kadar absürt ve aşılamaz engeller yaratabileceğinin unutulmaz bir örneği olarak kayıtlara geçti.

Kaynak: HABER MERKEZİ