Yanılmıyorsam 1969 veya 1970 olabilir. İlk kez onu hatırladığım Fatma Girik filmiydi.
Semtimizin açık hava sineması “Cem’’de seyretmiştim siyah-beyaz “ Menekşe Gözler”i. Sadri Alışık ve Erol Büyükburç filmde “Dansöz Serap” rolündeki Fatma Girik’e birbirlerinin haberi olmadan aşık olmuş iki arkadaşı oynuyordu. Sadri Alışık aynı gazinoda şarkı söylüyordu.
O şarkılarından biriydi Şekip Ayhan Özışık’ın “Menekşe Gözlerde Hiç Vefa Yokmuş” O kadar güzel söylüyordu ki Alışık; “Menekşe Gözlerde hiç vefa yokmuş/ Yalancı hepsi de hiç sefa yokmuş/ yalancısın yalancı menekşe gözlü sarışın kız” Film, Fatma Girik’in gözlerine ithaftı!..
***
Figuran olarak adım atmıştı Yeşilçam’a Fatma Girirk. Daha 14 yaşındaydı.
Aralarında Ayhan Işık’tan Yılmaz Güney’e, Cüneyt Arkın, Kadir İnanır’dan Tarık Akan’a Kemal Sunal’la, hepsiyle de,oynadığı yaklaşık 181’i başrolde 200 filme imza atmıştı. Dile kolay 63 yılda!
Sayısız karaktere hayat vermişti. Türk sinemasının efsanelerinden olmayı başarmıştı. Yönetmen Memduh Ün, hayat arkadaşıydı.Ömür boyu büyük aşk yaşadılar. Antalya Altın Portakal ve Adana Altın Koza Film festivallerinde ödüller kazandı. Son filmi; Memduh Ün’ün yönettiği 2005’teki “Sinema Bir Mucizedir”di. Verdiği röportajlarda hep sunu söyledi;
“Bizim mesleğimiz aşk gibi, katlanarak büyüyor. Yeteneğim de hayatın bana sunduğu en büyük armağandır!”
TV dizilerinde oynadı, KanalD’de “Söz Fato’da programını yaptı, programla dönemin verfgi rekortmenleri arasına girdi.
984-1994 arasında Erdal İnönü’nün önerisiyle girdiği seçimde SHP’den Şişli Belediye Başkanı oldu.
Doğallığıyla, içtenliğiyle çok sevildi. Halkın Sanatçısı olmayı, gönülleri fethetmeyi başarmıştı.
***
Vefatından günler önce Posta'dan Alev Gürsoy'a konuşmuştu 79 yaşındaki Fatma Girik; “Öleceğim diye ödüm kopuyor. Çünkü arkamda bana ihtiyacı olan kişileri bırakmış olacağım. Mesela annemden önce ölmek istemem. Ne yapacak bensiz? Ki yaşı da çok ilerlerde. Kızım var, Ahu, benden başka kimsesi yok ama öleceğim sonuçta. Allah sıralı ölüm versin herkese…”
Ve eklemişti; “Öldüğümde arkamdan kötü konuşmasınlar bana yeter! Kimsenin canını yakmadım, kimseye kötülük yapmadım, kul hakkı yemedim, kimseyi hor görmedim, kimseye şımarıklık ya da güç gösterisi yapmadım. En önem verdiğim şey bu. İyi insan olmak, dünyadaki her şeyden daha zordur. Sanatımın da hakkını verdim. Halkın sanatçısı oldum.”
***
Yazıyı kaleme alırken, bir başka efsane Cüneyt Arkın’ın bağlandığı tv kanalında sözleri yüreğimi yaktı, muhtemelen dinleyenleri de ağlattı; “Fatma Girik anlatılmaz. O hepimizin yüreğinde. O baştan aşağı bir Anadolu'dur. Ne kadar insancıldır, ne kadar güzel, ne kadar sevdalıdır. Bağıra bağıra ağlamak geliyor içimden... Ne kadar iyiydi o...Yüreğim yanıyor, büyük bir parçam gitti...Gözümün önünde mavi, yiğit bakışları... Öyle zarif bir kadındı ki...Ben nasıl dayanırım bu acıya. Ah Fatma'cım ah. Sen ne iyi, ne yiğit insandın... Ne güzel bir dosttun, ne güzel mavi mavi bakardın. Dünyanın en güzel rengi maviydin sen, mavi mavi nasıl bakardın? Fatma’m bekle beni orda, bekle geliyorum.”
***
Sineme eleştirmenleri onun için şu tespitte birleşirdi; “Sıra dışılığa adım adım yükselmek ve sonra da yükseldiği yerde uzun süre kalmayı başarmak yalnızca sinemada değil, yaşamın her alanında övgüye değer bir yaşam serüvenidir. Ama başarılarla dolu serüvenin en etkili ve en etkileyici olduğu alan ise, hiç kuşkusuz sinemadır. İzleyicilikten izlenen konumuna geçmek ya da bir diğer deyişle çocuksu düşleri, yine çocukken gerçekleştirmek... Kısacası Fatma Girik gibi olmak." Ne doğru!
Fatma Girik, Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit ve Filiz Akın.
Yeşilçam’ın dört yapraklı yoncasıydı. İlk o başladıydı sinemaya, en erken de o gitti. Şimdi “Menekşe Gözlü Fato” yok o yoncada! Bir yaprağı soldu yoncanın.