"Vurulduk ey halkım, unutma bizi!"

Mümkün mü unutmak Usta? Unutmayacağız, unutturmayacağız...

29 yıl geçti üstünden. 24 Ocak 1993, Pazar…

Kar yoktu o gün Ankara'da! Karlı Sokak'ta. Ama buzdu. Karın arkası, soğuktu. Bilenler bilir Ankara’nın soğuğunu...

*****

Kırşehir'de; 22 Ağustos 1942'de, dört kardeşin üçüncüsü olarak, Tapu Kadastro Memuru Hakkı Şinasi Bey'den oldu, Nadire Hanım'dan doğdu...

Aile Ankara'ya taşınınca, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi de dâhil olmak üzere, tüm okul hayatını Ankara'da geçirdi...

Görüp görebileceğim en öngörülü gazeteciydi...

Köşe sahibi olduktan sonra da araştırmacı yönünü hâlâ sürdüren, mesleğine âşık gazeteci...

Hem gazeteciliği, hem de saygın-dürüst-karakterli kişiliğiyle; farklıydı, özeldi...

O gün Karlı Sokak'taki evinden arabasına dek yürüdüğü yolda, buzda kaydı mı bilmem?

Arabasına bindiğinde; hâlâ unutmam; ilk o zaman duyduğum, C-4 tipi plastik bombayla patlatıldı ama...

Kimler tarafından mı? Hâlâ bulunmadı ya failleri, hani o tabirle girdi ya literatürümüze: Faili meçhul…

Tabii ki; çalışmalarından, araştırmalarından rahatsız olanlar tarafından...

Olayın hemen arkasından; gariptir, uzmanlar tarafından hiçbir delil bulunamadı...

Apar topar, bildiğimiz süpürgeyle, bir güzel süpürüldü üzerinden kanıtlar...

"Cinayeti çözmenin, devletin namus borcu olduğunu..." belirtti. Çok kıymetli devlet büyüklerimiz...

1993 yılının yaz ayları...

Emniyet Genel Müdürü Mehmet AĞAR; Uğur MUMCU'nun eşi, Güldal MUMCU'yu ziyaret eder...

Güldal MUMCU'nun, “Bu olayların ortaya çıkmasını engelleyen bir duvar var” demesi üzerine; Mehmet AĞAR: “Evet, soruşturmayı engelleyen bir duvar var” der...

Güldal MUMCU da; “Bir tuğla çekin o zaman, gerçekler ortaya çıksın” dediğinde, “Bir tuğla çekersem, duvar yıkılır” yanıtını alır...

Gerçekleri saklamak ve halka korku salmak! Yobazların işi, bunu yapmak dostlar. Susmayacağız! Unutmayacak, unutturmayacağız...

*****

29 yıl geçti üstünden. 24 Ocak 1993, Pazar…

Kar yağmıştı önceden. Yağmıyordu o an Ankara'da, Karlı Sokak'ta. Ama buzdu. Karın arkası, ölüm öncesi, çok soğuktu...

Uğur'ladık Usta'yı sonsuzluğa...

Uğur’lar olsun! Işıklar içinde uyu Usta...